Ben timimle buluşmak için dışarıya çıktım.

Bütün timler helikoptere sırayla yüklenmek için

Belli bir nizama göre duruyorlardı.

Yüzbaşıyla bizim timimiz toplam 15 kişiden oluşuyordu.

Bu da bir helikopter ederdi.


En önce biz inip bölüğün ineceği alanı çembere alacaktık.

Ortalama yarım saat kadar vaktimiz vard.

İnecekleri yeri görebilecek tüm çevrelerden görüşü engellemeli ve dağılmalıydık.


Yusuf komutan da yanıma geldi.

Timi gösterdi.

Çocuklar tam tekmil hazırdı.

Komutan fazla konuşmayan bir tipti.

Klasik bir sert asker mizacındaydı ama bugün konuşulmayacak bir gün değildi.

Komutanla özel bir görüşme talep edip timden biraz ayırdım.

''Komutanım,nasıl bir yol izleyelim?''

İki dağ sırası var karşılıklı

Ortasında dere yatağı var

Karşılıklı ilerlememiz lazım.

İki dağda da olmalıyız.

İki timi dört gruba bölelim

Her dağa iki grup verelim.

Bir dağa inen iki grubun biri yamaçtan ilerlesin diğeri dağın üstünden ilerlesin.

Çapraz ilerleme yapalım.

Sizin ve benim yanında olduğumuz timler yamaçta olsun.

Ne olacağını bilemeyiz.

Zaten arka  bölükler dere tabanından ilerleyecek.''


O da kafasını salladı.

Zaten telsizle sürekli irtibatta olacaktık.

Akıncı 1 oydu

Akıncı 2 de bendim.

İki dağ hattı boyunca karşılıklı ilerleyecektik.


Komutanın dediği gibi dörde böldük timi 

Bir grupta ben

Bir grupta Yusuf komutan

Bir grupta benim timim deki gözcü

Bi grupta komutanın gözcüsü

Gruba liderlik edecektik.


Ben kendi timimle dağın bir yamacını iki grup halinde tutacaktım.

Komutan dağın diğer yamacını.


Biz helikopter alanında beklemedeyken Tugay komutanı Sedat komutan yanımıza geldi


''Yürüme planı şu şekilde olacak''

Eline kağıt kalem aldı.

''Dağ sırası bu mu.

Siz önde gidiyorsunuz.

Tamam.

Arkanızdan iki bölüğü arkanızdan dağınık yolluyorum.

512Where stories live. Discover now