"Çünkü yalnızca 4 saatimiz var."
Isabella yazmayı seviyordu. Bu onun için vazgeçilmez bir tutku, duygularının varlığını kanıtlayan bir parçasıydı. Kardeşinin eski bir ikinci el mağazasından aldığı bilgisayarından yazısını yayımlayana kadar sıradan b...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Tıraş faslı
••••••
-Loren-
"Tamam baba ben hallediyorum sen bana bırak."
Babamı oturduğu koltuktan kucaklayıp tekerlekli sandalyesine oturtmuştum. Fazla zorlandığım söylenemezdi. Onunla daha iyi, daha rahat ilgilenebilmek için spor salonlarından birine kaydolmuştum. Her ne kadar bu aralar gidemesemde işe yaramıştı.
Annemin bu ani gidişi hayatımızı alt üst etmişti. O, ortalıktan kaybolmadan önce babam sağlıklı bir bireydi. Ben ise sosyal hayatın gözdesiydim. Gece 3'ten aşağı eve gelmez herbir sokakta ünüme ün katardım. Ama şimdiyse kendimi birçok şeyden soyutlamıştım.
"Loren, ilaçlarımı uzatır mısın?"
"Hıhım."
İlaçlara yeni katılan hapları kendi aralarında organize ederken reçeteleri pür dikkat okuyordum. Fazla ciddiyetle yapıyor olmalıydım ki babam gülerek, "Çatma kaşlarını yoksa bu yaşında benimkinden fazla çiziğin olucak." demişti. Dediğine sırıtarak ifademi düzeltmiştim.
"Loren."
"Efendim baba?"
Kafamı kaldırdığımda duygusallığa bürünmeye ramak kalan o gözleri fark etmiştim. İlaçların etkisinden dolayı her konuya hüzünlenebilecek kapasitedeydi.
"Bir sorun mu var?"
"Hayır baba, neden sordun?"
Elini kaldırıp kendi sakallarında gezdirdi ve eliyle beni işaret ederek "Biraz salmışsın gibime geliyor son zamanlarda. İyisin değil mi?" Hapları masaya koyup olabildiğince gülerek reddetmiştim ve onun içini rahatlatmıştım.
Odadan çıktığımda istemsizce, parmaklarımı önce şakaklarımda sonra sakallarımda gezdirmiştim. Her ne kadar içimden gelmesede, kendime çeki düzen vermem gerekiyordu. Çünkü evde incelemeyi ve kafasında kurmayı seven birileri vardı.
Odama geçtiğimde aynadaki görüntüme bakıp derin bir of çekmiştim. Sanırım bir yerinden tutmam gerekiyordu. Ama hep önceliğim sigara içmekti tabii. Paketinden çıkardığım sigarayı dudaklarıma yerleştirirken bi yandan da çakmağı arıyordum. Herhalde bu kaybettiğim 100. çakmak falan oluyordu.
En sonunda bulduğumda balkona çıktım ve elimle siper edip yaktım. Sigaradan derin bir nefes aldıktan sonra,"Sanırım bu hayatımda var olan tek güzel şey." diye mırıldanmıştım.
Mahallede aralarında takılan çocukları seyrettikten sonra aylak adımlarla banyoya ilerledim. Tşörtümü soyup ustrayı ayarlamaya koyuldum. Çoğu erkek bunun makinesini kullanıyordu çünkü bir avuç korkaklardı. Yeterince eğim almazsan hayatına mâl olabilirdi, e tabi buda onları daha güvenli olana itiyordu: Makineye. Ama bende yılların deneyimi olduğu için ustalık kazanmıştım artık.
Sakal tıraşı bittiğinde sıra saç tıraşına gelmişti. Aslında bu hafif uzun görünümü sevmiştim. Daha olgun bir hava katmıştı. Kendimce uçlarından aldıktan sonra zaman kaybetmeden banyoya geçtim. Banyoda fazla vakit öldürmek istemiyordum. Yapılacak işler beni bekliyordu. Sanırım biraz fazla işkolik olmuştum.
••••
"Loren üstünü giysene oğlum üşüteceksin. "
Babam cüssemi göz önüne asla almıyordu ve diğer odadan bana, hâla bir çocukmuşum gibi emirler yağdırıyordu. Ben ise büyük bir iştahla, umursamadan sandviçimi hazırlıyordum.
Aslında banyo ve tıraş faslı iyi gelmişti. Özgüvenimi geri yerine getirmiş ve beni 3 yıl önceki Loren gibi hissettirmeyi başarmıştı.
Sandviç hazırlama işi bittikten sonra sandalyeye yayılmış telefonumda geziniyordum. Az önceki iştahtan eser kalmamıştı. Normalde yemeği daha yaparken bitiren ben şimdi yemek için hiçte acele etmiyordum.
Telefonuma gelen mesajların, parti davetlerinin ardı arkası kesilmiyordu. Her reddedişimde, sanki ulaşılmaz olmam daha körüklemiş gibi, davetler artıp duruyordu. Ama artık parti adamı karakterim çoktan sönmüş yerini sorumluluk adamına bırakmıştı bile.
"Loren, bir dakika gelir misin?"
Masada öylece duran sandviç tabağını ittirip oturma odasında ilerledim. Babam sanırım çalışma odasına çıkmak isteyecekti yine.
Odaya girdiğimde buyur anlamında başımı salladım. Biraz mahçup bakışları ile, "Ya oğlum burada sıkıldım beni çalışma odasına götürebilir misin?" demişti.
Onaylayıp onu kucağıma alacaktım ki, "Perdeleri açabilirsin artık biraz ev güneş alsın benim yüzümden gittiğim her oda ışıksız kalıyor." diye mırıldandı. İstekleri hiç bitmeyen bu adama yorgunluğumu belli etmemek için yarımyamalak gülümsedim ve perdeleri açtım.
İlaçların bir diğer etkiside güneş ışığına olan hassasiyetiydi. Hiç olmasada, gün içinde fazla güneş ışığında bulunmamasına önem gösteriyorduk. Sanırım babama bakmak fazla ayrıntı isteyen bir işti.
Yanına gittiğimde onu kucağıma alıvermiştim. Merdivenleri çıkarken ortamı yumuşatmak için "Baba senin şuanki konumunda olmak için kızlar, nelerini vermezdi bir bilsen." demiştim. İhtiyarca bi kahkaha atıp cevapsız bırakmıştı beni.
Yukarı çıktığımızda onu çalışma odasında kendi köşesine oturtmuştum. Sevinci gözlerinden okunuyordu. Orada kitaplarla ve yaptığı araştırmalarla fazlaca mutluydu.
"Haber var mı? " demişti ben odadan çıkmadan önce. Bende konuyu daha fazla açmaması için, "Hayır." deyip geçiştirmiştim.
Asağı inerken aklımda türlü türlü düşünceler vardı. Her seferinde düsünürken içinden çıkamadığım onca konu...
Mutfağa vardığımda masadaki sandviçe daha fazla eziyet etmemek için elime almıştım. Tam sandalyeme yerleşecekken zil çalmıştı. Gözlerimi kapatıp bir sabır çektikten sonra, zaten fazla iştahlı olmadığım sandviçi masaya bıraktım.
Sanırım babam için sipariş ettiğimiz ilaçlar gelmişti. Her seferinde fazlaca yüzü asık olan orta yaşlı bir kadın getirirdi. Yargılayıcı bakışları ile işlemi hızlıca yapar ve giderdi.
Kapıya giderken üstümde tşörtümün olmadığını fark etmiştim. Ama yetişmezsem kadının öylece gideceğini de biliyordum. Kararı hızlıca verip kapıya yöneldim. Bu sefer sadece bakışları ile değil sözleriylede yargılayacağını düşünürken yüzüm ekşimişti.
Kapıya vardığımda içimi bir huzursuzluk kaplamıştı ama yinede kapıyı hızlıca açmıştım...
••••
Nassıl seri bölüm atıyorum amaaaa💅 Neyse artık yavaşlama kararı aldım birazzcık bekleyeceksiniz yb için... Öpüldünüzzz Mia.