-2-

56 22 139
                                        

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


-Loren-

Balkonun soğuk tırabzanlarına dayanıp elimdeki sigaranın son demine kadar içtikten sonra pekte bakımlı olmayan bahçeye doğru firlattım. Yalancı güneş asla ısıtmıyor sadece orada varlığını sürdürüyordu. Kış insanı değildim, aslında yaz insanıda değildim. Ortası yoktu. Her şekilde o havanın bir kusurunu buluyordum.

Bir süre daha iç açıcı durmayan manzarayı izledikten sonra içeri girdim. Dağınık yatağa kendimi attım ve sadece biraz daha uyuyabilmek için kendime yalvardım. Kendime yalvardım çünkü bu beyinden geçen cümle sayıları her geçen gün daha artıyor ve artık dizginleyemediğim bi hal almaya başlıyordu.

Huzursuzca yatakta ordan oraya, uyumak için doğru pozisyonu bulmaya çalışırken bu savaşı telefonun alarm sesi bölmüştü. Babamın ilaç saatiydi. Oturur pozisyona geçip aynadaki görüntümü inceledim. En az yatağım kadar karışık saçlarım ve bi türlü tıraş edemediğim sakallarımla âdeta yorgunluğun vücut bulmuş haliydim.

Daha fazla oyalanmamak için ayağı kalktım ve üzerime bir şeyler giydim. Aşağı inerken yapılacak işleri kafamda derlemeye çalışıyordum. Önce babamın ilaçlarından başlamam gerekti tabii.

Babamda, ismini bile telaffuz etmekte zorlandığım çeşit çeşit hastalıklar vardı. Hepsi birbiriyle zincirleme olan illetlerdi. Tek bildiğim bir gün bu ilaçlara ulaşamazsa ciddi sorunlara neden olacağıydı.

Onun yanında bir tek ben kalmıştım ve bana muhtaç olması, aldığı her bir nefesin hesabını yapacak kadar paronayaklastırmıştı. Ama idare ediyordum. Ya da öyle sanıyordum bilemem...
                               ••••

   -Isabella-

"Elenora o lanet tuvaletin içine mi düştün çık artık! Festival için hiç yemek yapmadık. Sevgili babaannemiz bunu duysa, o hangi ağaçtan yapıldığını bilmediğim sopasıyla güzel şeyler yapardı bize." Bugün mahallemizin kendince uydurduğu festivalin 7. yılıydı. Her yıl Ağustos ayının ilk haftaları başlardı bu festival. Mahalle sakinleri kendilerince yaptığı yemekleri, el işlerini veya satmak istediği şeyleri stant kurarak gelen insanlara sunardı. Biz genellikle alıcı taraf olurduk fakat bu işte baya para olduğunu duyduktan sonra bir şeyler satma kararı aldık. "Isabella annemin elmalı turtasından yap gitmeden önce tarifi bırakmıştı bana."

Annem ve babam yaklaşık 6 yıl önce boşanmışlardı. Annem Roselyn, küçüklük hayalini yapmak için LA' a gidip radyocu oldu. İşinde fazlasıyla iyiydi ama çok yoğun bir hayatı olduğundan bizimle eskisi gibi iletişime geçemiyordu. LA'ın coşkulu hayatında kendini kaybetmişti anlaşılan. Eskiden fazlasıyla takardım bu durumu fakat artık ona hak veriyorum. Hayalinin peşinden koşması gerekti. Yoksa hayatını onu düşleyerek harap edecekti.

Parallel RulesWhere stories live. Discover now