''Evet öyle bir kanıları var pusudan sonra''

''Hah!

O zaman siz de benim keyfimin yerinde olduğunu iletirsiniz.

Ben buradayım.

Burada Oğuzla mutluyum.

Yerimi değiştirmek gibi bir şey istemiyorum''


Gülümsedi.

''Anlamıştım ''dedi.


''Neyi anlamıştınız komutanım?''


Sadece yüzüme bakıp gülümsedi.

Utandım.

Oğuzdan bahsediyordu.


''Komutanım sizden ricam.

Benim rahatım burada iyi

Kimse de bozmasın olur mu?''


Gülümseyip kafasını salladı.

Çıkabilirsin şeklinde işaret verdi.


Oğuzdan başka bir şey düşünemiyordum şuan.

Odasının kapısına gittim tekrar.

Kapı gene kilitliydi.


Ama ben ona yapacağımı biliyordum.

Hemen kağıt kalem buldum.

Kağıda

''Ben gidiyorum '' yazdım.

Attım kapının altından.

Gidiyormuş gibi de adım attım.

Birazcık bekledim.

Çat diye kapıyı açtı.


İçeriye ittirdim.

Kapıyı kapattım.

Kollarını göğsünde kavuşturdu çok sert bakıyordu.

Tamam biraz daha sınırlarımı zorlamış olabilirdim şu yaptığımla.


Ben de gidip sarıldım.

Yapabilecek tek şeyim buydu.

Kollarını çözmedi.

Zorladım.

Açtım kollarını.

Sarılmadı.

Baktım yüzüne


''Sarıl komutan''

Bir şey söylemek için ağzını açtı.


''Önce sarıl komutan,sonra konuşuruz''


Derin bir nefes daha alıp sımsıkı sardı beni.

İçime çektim kokusunu

İçine çekti kokumu.

Rahatlamıştım.

Soğukluk onunla benim arama giremezdi.


512Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin