''YETER !'' dedim.


Kimse beni takmadı.

Boğuşmaya devamdı.

Onlar için yetmemişti.


İkisininde ortasına geçtim.

Bana bir şey olacak korkusuyla  bıraktılar.



''Sen şöyle geç,sen de şöyle''


İkisini de ayrı sandalyelere karşılıklı oturttum.

Şimdi ben komutanın koltuğuna oturmuştum.

Madem iki çocuk vardı ortada anne olan ben olmalıydım.


''İkiniz de beni dinleyin.

Kavga gürültü istemiyorum''


Sinirli sinirli birbirlerine baktılar.


''Avcı'' dedim ona dönerek


''Oğuz beni koruyor ''


Avcı atıldı.

''Belli koruduğu kaşının haline bak.

Bu mu seni seven adam.

Ben seni sevdiğim için

 korumak için

 senin yokluğunu göze aldım'' dedi ayağa kalkarak.


''GERİ BAS LAN!''


Oğuz  Avcının yakasından tuttuğu gibi kafayı koydu.


''OĞUZ!'' diye bağırdım.


Avcının burnu kanamaya başlamıştı.

Tekrar aralarına girdim.


''Oğuz beni dışarıda bekle'' dedim.


Bana da öldürecekmiş gibi baktı.

Hırsla çıktı odadan.

Kapıyı çarptı



Avcı burnuna masanın üzerindeki peçeteyle tampon yaptı.

Ben sakin olmaya çalışıyordum.

Sonunda bana baktı.


''Açıklama yapmak  zorundasın Avcı''


Gözlerini yerde gezdirdi.


''Kim bu birlik 

Neden beni koruyor?''


Sıkıntıyla nefes aldı.


''512 Sana söylemediğim şeyler var''

512Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin