K.B.V-3

24.5K 444 40
                                    


Multimedya: Savaş KOÇYİĞİT

_____________________

'Bir şeylerin olacağı varsa; her türlü başına gelir. Kaderden kaçış yoktur.' diyerek her şeyi salmak çoğu insana mantıksız gelebilirdi, bana da geliyordu.

Ama ben bu düşünceden yola çıkarak hayatımı oluruna bırakmak zorunda kalmıştım. Düşüncelerimin isyanı ağırlaşmıştı çünkü.

Kalbim dayanamayacağım kadar çok ağrıyordu.

Sürekli ailemi, yetimhaneden atıldığımda neler yapacağımı ve başıma neler geleceğini düşündüğüm kısır bir döngüde dönüp duruyordum. Artık oluruna bırakmaya karar vermiştim.

Bu kararı vermek benim gibi kontrol manyağı birini çıldırtma eşiğine getirmişti tabii ama olağanüstü hal modunu açmak zorunda kalmıştım.

İş ve ev bulurum diye düşünmüştüm ama hayaller kuruluyor, gerçekler yaşanıyordu.

Dün yetimhaneden çıktıktan sonra birçok kafeye iş için başvurmuştum. Acil olduğunu da belirtmiştim.

Birkaçı direk ihtiyacı olmadığını söylemişti, diğerleri de 'Biz sizi ararız.' Demişlerdi ve tabii ki aramamışlardı.

En azından iş bulana kadar kalabileceğim bütçeme uygun bir motel araştırayım demiştim ama onların da ya yeri tekin değildi ya da çok pahalıydı.

Ben de en sonunda kendimi Halit Bey'in, eşiyle birlikte kapılarının her zaman açık olduğunu söylediği ve adresini de zorla elime tutuşturduğu evde buldum.

En azından bana çok iyi davranmış ve misafir etmekten gocunmamışlardı.

Belki bunda hiç çocukları olmadığı için evlat sevgilerini içlerinde biriktirmeleri, beni de yardıma muhtaç bir kız çocuğu gibi görmeleri etkili olmuştu. Çünkü yaşları epey ileriydi.

Ve şimdi tam da Neslihan Hanım'ın verdiği kartta yazan adrese gelmiş ve sıra bekliyordum.

Muayenehane çok lüks, 8 katlı bir apartmanın 7. katındaydı.

İçerisi beyaz renkli mobilyalarla döşenmiş, renkli biblolar ve sürrealist resimlerle huzur verici bir mekana dönüştürülmüştü.
Göz alıcı ve etkileyici bir ortamdı.

Açıkcası böyle bir yerin hayali bile zihnime giremezdi.

Neslihan Hanım olmasa asla burada çalışan doktorun ücretini ödeyemezdim.

Tavandaki kristal, saçaklı avizeyi izlerken az önce beni bekleme odasına alan sonra da doktora haber vermeye giden uzun boylu, sarışın, samimiyetsiz görünümlü kadın yanıma geldi.

-'Enis Hanım'dı değil mi?'
Dediğinde başımı onaylar biçimde salladım.

-'Lütfen benimle gelin. İletişim bilgilerinizi aldıktan sonra Savaş Bey'in yanına geçebilirsiniz.' Diyerek arkasına döndü.

O önde ben arkada uzun koridorda yürümeye başladık.
Tabii ben de ister istemez bu güzel kadını inceliyordum.

Siyah dar elbisesi vücudunun kıvrımlarını tamamen ortaya çıkarmıştı. Kalçalarının sıkılığı ve yuvarlıklığı, bacaklarının hatrı sayılır uzunluğu her erkeğin ilgisini çekecek cinstendi. Ama bu suratsızlıkla giderse,  tek gecelik ilişkiden ötesi olamazdı.

KALBİNİ BANA VERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin