2.Bölüm-Karanlık Ölü.

16K 876 259
                                    

                 

Multimedya Adrian.

-

Acı, insanı canlı kılan tek şeydi. Sevgi, umut gibi olumlu kavramlar sadece belirli bir zamana kadar yanımızda olurdu ondan sonra kendini sonsuz bir acıya bırakırlardı. Acı, sevgi gibi nankör değildi. Bizi besler fakat bırakıp gitmezdi.

Ben Astrid Storm, sevgisi acıya, acısı intikama dönüşmüş kızdım. Annemin içinde olduğu o tahtadan evimizi, anılarım ve son merhamet duygumla birlikte yakmıştım. Yollanan görevlilerin geri gelmemesinden ve havada ki ani değişimden, bir şeyler olduğundan şüpheleneceklerini ve yarım saat içinde başkalarının geleceğini biliyordum. Bu yüzden evi yaktıktan sonra vakit kaybetmeden gecenin siyahında kaybolmuş, karanlık tarafın yolunu tutmuştum.

Yaşadığımız orman sınırdı, her iki tarafta bulunduğumuz yere 6 saat kadar uzaklıktaydı. Henüz üç saatim vardı, yeterince uzaklaştığım için kendime bir dinlenme alanı kurmuştum. Siyah deri çantamın içinden dövme için gerekli malzemeleri aldım, geçici bir dövme kalıcıdan daha uzun süre duruyordu. Babam bizi ziyarete gelmediğinde şüphelendiğim için kalıcı bir dövme olarak Karanlık Taraf sembolünü boynumun köşesine yapmıştım. Dövme ancak bir gün dayanmıştı daha sonra kendiliğinden silinmeye başlamıştı, aynısını Aydınlık Taraf 'ın sembolü için denediğimde de bu şekilde olmuştu fakat leğen kemiğimde ki dövme hâlâ duruyordu.

Sorun boynum değildi, vücudum hiç bir tarafın dövmesini kabul etmiyordu. Ben taraflara dahil olamazdım çünkü anlaşmanın yasak gördüğü, kan anlaşmasının sonunu getirecek olan kızdım. Ben ilk değildim ama tektim ve tüm benliğimle yemin ederim ki iki tarafında sonunu getirecektim.

Siyah saçlarımı tepeden topladıktan sonra deri ceketimi bir kenara attım. Siyah Hint kınasına batırdığım kalem ile birlikte boynumun sol köşesine kanlı bir ay dövmesi çizdim. Eğer Aydınlık Taraf için yapacak olsaydım sağ köşeye, parlayan bir güneş çizmek zorunda kalacaktım.

Kurumasını beklerken çantamdan kekimi çıkartıp afiyetle yedim, daha fazla beklemeden yola devam etmek en iyisiydi.

-
Etrafa hâkim olan soğuk hava, dudaklarımın morarmasına sebep olurken kararlı adımlar ile Karanlık Taraf'a doğru ilerliyordum. Etrafta ki hayvan sesleri yaklaştığımın belirtisiydi. Hayvanlar, bizim kanımızla veya etimizle beslenmezlerdi. Kanımızda ki madde, onları zehirler ve öldürürdü bu yüzden şanslıydım.

Gözümü her kapattığımda annemin o son hali, göz kapaklarımı işgal ediyordu. Canım acıyordu ama güçlü olmalıydım. Yasımı, sözümü tamamladıktan sonra tutacaktım.

Karanlık Taraf'ın sınırlarına gelmiştim, ay tam tepede dik bir açıyla tüm şehri aydınlatıyordu. Etrafta ki korumaları ve metal duvarları geçmenin bir yolunu bulmalıydım.

Son güç damlalarımı da kullanarak, bulundukları yerin 1 km kadar kuzeyinde şiddetli bir fırtına yaratmaya başladım. Çok fazla ilgi çekecektim, varlığım artık öğrenilecekti ama başka çarem yoktu.

B kapısında ki korumaların çoğu kontrole gitmişti, o kapı tek şansımdı. Kalan 2 korumayı indirme umuduyla kamufle olarak B kapısının önüne kadar geldim. Son bir kez daha gücümü kullanarak göğüslerinin ortasına şimşeği indirdikten sonra koşar adımlarla kapıdan içeriye girdim. Burnumdan, dudaklarıma doğru akan sıcak sıvıyı umursamadan elimden geldiği kadarıyla giriş kapısından uzaklaşmaya çalıştım.

Toplu olan saçlarımı açtıktan sonra çantamdan Adrian adlı çocuğu bulabilmem için annemin bıraktığı haritayı çıkarttım. Dark Dead adlı mekânı yönetiyordu, mekân buraya bir saat kadar uzaklıktaydı.

Gecenin SenfonisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin