- Mert şaka yapıyordum, tabi ki de sen olmasaydın çok zorlanırdım sana hakkımı ödeyemem.

Tuğçe sitem yaparak gelen Murat'la Hande'deye 

- Nerede kaldınız ya öldük sizi beklemekten, dedi.

- Tuğçe, Murat' ı biliyorsun işte, maçın bitmesini bekledik.

- Hande 4 saat hazırlanamadım demiyor da, benim maçımı problem yapıyor.

Hande köpürmüş bir şekilde sandalyeden kalkıp; Tuğçe'yle bana kaş göz yaptı,  tuvalete gidelim, diye ben elimle yok işareti yaptım. Onların ikisi gittiler.  Murat'a dönüp arkadaşımı üzmemesi için uyarıda bulundum şakayla karışık, o sırada da Mert bana anlamsızca baktı.

- Karışmasana çocukların işine

- Arkadaşım o benim, üzülmesini istemem

Sinirli bir şekilde söylemiştim.

- Mert bu kadınlar hep böyle işte, benim ne çektiğimi evlenmeden anlayamassınız.

- Ben evlenmicem sen evlenme merakı olanlara söyle bunu 

Mert'i işaret ederek söylemiştim.

- Mert aman ha !! Evlenip de, genç yaşta yakma başını. Hele birde Eda gibi bir kızla, çekilmez

Uzanıp Murat'ın sırtına vurdum, resmen alay konusu olmuştum.

- Mert benim gibi kızı bulsun da öpsün başına koysun.

Bu söylediğim Mert'in çok hoşuna gitti galiba, kıkır kıkır gülüyordu. Tuğçe'yle Hande de geldikten sonra tatil planı yaptılar, ben gidemeyeceğim için;  organizasyonlarına ortak olamadım, ama çok istiyordum sevdiğim insanlarla bir hafta da olsa tatile gitmeyi dayanamayıp;

- Bende geliyorum, dedim.

Tuğçe çığlık atıp boynuma sarıldı,  yinede bu duruma en çok sevinen ve heyecanlanan Mert olmuştu. Tuğçe biletleri ve otel rezervasyonunu ayarlayacaktı, yarın 10.00 'da havalimanında toplanmayı kararlaştırdık. Tek sorun, babama nasıl söyleyecektim. Bir saat daha oturduktan sonra kalktık. Tuğçe, Hande'lerle gitti, bende Mert'le gidecektim. Yol boyunca şakalaşıp güldük. Kapıya geldiğimiz de, Mert bana dönüp ellerimi tuttu, gözlerimin içine bakmaya başladı. Ne yapacağımı bilemedim, ilk defa bu kadar anlam yüklü bakıyordu ve ellerimi tutuyordu, heyecanlanmıştım.

- Eda geleceğin için çok mutlu oldum, sensiz gitmek istemiyordum.

Yanağıma doğru eğilip sulu sulu öptü, gerçekten çok şaşırdım. Bu durumdan çıkmak için; kardeş sözcüğünü ortaya attım.Elimi çekip;

- Bende çok istiyordum, kardeşlerimle güzel bir tatil yapmayı, dedim.

Yanağına uzanıp kardeşce öpüp çıktım. Hayali yıkılmış gibi bakıyordu, ama yapabileceğim bir şey yoktu.Bir an için ikimizi hayal etmeye başladım, ''Mert'le ben yok yok olmaz Eda çık şu duygudan ''deyip kendimi azarladım.

Eve girdiğimde, babam her zamanki gibi köşesine geçmiş tabletinden gazete okuyordu. Yanına gidip boynuna sarılıp, alnından öptüm. İzin almam için yağ çekmem lazımdı. Hemen mutfağa gidip, babamın en sevdiği meyve suyu karışımından hazırladım. Güzel bir tepsi bulup üzerine koydum, tam mutfaktan çıkarken aklıma bir şey geldi, geri geri adım atarak babamın yememesi gereken kurabiyelerden, bir tabak yapıp onuda tepsiye koydum. 

- Babaların en güzeli al bakalım.

Babam şaşırmış gibi bana baktı.

- Ne oldu Eda, hayırdır. Senden beklenmeyecek davranışlar bunlar.

BİR DELİ AŞIKWhere stories live. Discover now