Gizli Kişi

203 13 4
                                    

-----------------------HATIRLATMA--------------------

Ross'u aradım. Bu nottan Ross'a bahsetmiyecektim.
Ross: Neredeydin? Niye mesajlarıma cevap vermedin?
Ben: Ross biraz sakin ol. Annem ve babam gelmişti. Bugün onlarla zaman geçirdim. Telefonumuda evde unutmuştum. Özür dilerim.
Ross: Önemi yok. Sadece seni merak etmiştim.
Ben: Tamam o zaman bugün çok yoruldum yatmak istiyorum yarın sabah görüşürüz.
Ross: Görüşürüz.
Telefonumu kapattım. Üstümü değiştirip yattım. Hem güzel, hem garip bir gündü.

---------------------------------------------------------------

Sabah uyandım. Bu sefer Vanessa beni uyandırmamıştı. Hemen üstümü giyinip Vanessa'nın odasına gittim. Vanessa uyuyordu. Sanırım bugün ben erken kalktım veya Vanessa bugün çok uyudu. Vanessa'yı uyandırdıktan sonra aşağıya inip kahvaltı hazırladım. Kahvaltı hazır ama Vanessa hala gelmedi. Vanessa'nın odasına çıktım. Vanessa odasında yoktu. O zaman neredeydi. Banyodan sesler geliyordu. Banyonun kapısını açmaya çalıştım. Kilitlemişti. Bir dakika, Vanessa kusuyor muydu?


Ben: Vanessa aç şu kapıyı!
Sesim çok kısık çıkmıştı. Vanessa'ya bir şey olmasından korkuyordum.
Ben: Vanessa iyi misin? 
Vanessa'dan hiç bir ses çıkmamıştı veya beni duymamıştı. Bu yüzden daha yüksek bir sesle;
Ben: Vanessa iyi misin? Lütfen aç şu KAPIYI!
Vanessa kapıyı açtı ama çok solgun görünüyordu. Hemencik Vanessa'ya sarıldım ve yatağa oturduk.
Ben: Sana bir şey oldu diye çok korktum.
Vanessa: Ben iyiyim Laura. Gerçekten.
Ben: Hayır değilsin bugün okula gitmiyorsun.
Vanessa: Hayır gidiyorum.
Ben: Gitmiyorsun.
Vanessa: GİDİYORUM!
Ben: GİTMİYORSUN!
Vanessa: Tamam gitmiyorum.
Ben: Sakın kıpırdama sana yemek ve ilaç getiricem.
Vanessa: Tamam.
Aşağı indim ve kahvaltılıkları güzel bir tepsiye koydum ve yanınada ateş düşürücü ve ağrı kesici hapdan koydum. Vanessa'nın odasına gittim. Vanessa yatağına uzanmıştı. Bende tepsiyi Vanessa'nın önüne koydum ve yatağının kenarına oturdum.
Ben: Ben okuldayken kendine bakabilicek misin.
Vanessa: Benim bir dadıya ihtiyacım yok Laura!
Ben: Tamam... Ben gidiyorum o zaman.
Vanessa'yı öptüm ve aşağı indim. Kahvaltı yapamadım ama önemi yok. Hiçbir şey Vanessa'dan önemli değil. Ayakkabımı giyindim çantamı alıp dışarı çıktım.

Ross ve Riker geliyordu her zamanki gibi.
Ben: Selam.
Riker-Ross: Selam.
Riker: Vanessa nerede?
Ben: O biraz hasta evde yatıyo. Bugün okula gelemicek.
Riker: Tamam o zaman ben sizi yanlız bırakıyım.
Dedi ve okula doğru gitti.
Okul demişken Dünki mektubu gönderen kişi okula gelirse veya okuldaysa. Hem o kimdi ki? Bir deli filan mı belki o mesajı bana atmak istememiştir? Yanlışlıkla olmuş olabilir mi? Birisinin beni sallamasıyla kendime geldim. Kim di dersiniz? Tabiki de Ross, başka kim olabilir ki? Değil mi?
Ross: Sen beni dinliyor musun Laura? Neyi düşünüyorsun?
Ben: Efendim? Ha....Şey....Afedersin. Vanessa'yı düşünüyordum da. Başka kimi düşünebilirim?
Ross: Sen iyi misin?
Ben: Evet iyiyim. Sen ne diyordun?
Ross: Riker ve Vanessa diyorum aralarında bir şey olabilir mi?
Ben: Belki olabilir...

Okula geldik. Sınıfa çıktığımızda Maia yoktu. Daha gelmemiş olabilir. Sırama geçtim. Maia'yı beklemeye başladım ama Maia gelmemişti. Belki bugün oda hastadır. Zaten bu aralar herkes grip oluyor. Hasta olsaydı beni araması gerekmez miydi? Belki arayamayacak kadar hastadır. Teneffüs zilinin çalmasıyla kendime geldim. Ders bitmiş miydi? Yok canım. Ne bitmesi. Yanlış duymuyorum değil mi? Teneffüs zili çalmıştı? Ders ne çabuk bitmişti.
Ross: Dışarı çıkalım mı?
Ben:
Olur.

Dışarı çıktık. Bir banka oturduk.
Ross: Derste çok dalgındın. Hala Vanessa'yı mı düşünüyorsun? Yoksa canını sıkan başka bir şey mi var?
Sana hangi birini anlatayım ki?
Ben: Şu aralar herkes hasta oluyor. Dikkat etmemiz gerek.
Ross gülüyor muydu, yoksa bana mı öyle geliyordu? Ben gülünüç bir şey söylemedim bir kere.
Ben: Neye gülüyorsun?
Ross: Dert ettiğin şeye bak. Sadece bir hastalık mı?
Ben: Hastalığı hafife alma zamanında doktora gitmezsen ölümcül bile olabilir!
Ross: Tamam kızma!
Arada bir sessizlik oldu. Sonra Ross o sessizliği böldü.
Ross: Hey... Vanessa'yı çok düşünüyorsun. İstersen eve gidebilirsin.
Ben: Hayır, ben iyiyim.
Ross: Hayır değilsin. Eve gitsen daha iyi olacak.
Ben: Beni başından savmaya mı çalışıyorsun?
Ross: Hayır ben öyle bir şey demedim.
Ben: Demedin ama diyo gibisin.
Ross: Seni üzdüysem özür dilerim.
Ben: Önemi yok. Bu aralar biraz gerginim.
Dedim. Ders zili çaldı ve içeri girdik.

Bu derste bitmişti ve dersi yine dinliyememiştim. Acaba Vanessa iyi midir? Ya bir şey olduysa? Olmamıştır değil mi? Pozitif düşün, pozitif düşün. Vanessa'nın dadıya ihtiyacı yok. Biri benim yanıma geldi. Bu Ross değildi. 20 yaşlarında biri. (Medyada var.) Bir KIZ!
Kız: Benimle dışarıya gelebilir misin?
Ben: Neden, ne için?
Kız: Önemli bir şey konuşmam lazım.
Ben: Tamam.
Kapıdan çıkarken Ross'a baktım. O da aynı şekilde bana bakıyordu. Tanımıyorum anlamında kafamı salladım.

Dışarı çıkmıştık. Bir sürü tanımadığım kız kapını önündeydi. 20'li yaşlarında dediğim kadın bana döndü.
Kız: Merhaba. Ben Jasmin ve... Grubumuza hoşgeldin!
Ben: Ne grubu?
Jasmin: 'Carter'ın sevgilileri' grubu.
Ben: NE? Öyle bi grup mu vardı? Neyse. Bakın ben Carter'la sevgili olmadım ve aslada olmam.
Jasmin: Nasıl? Ama Carter'ı bulup telefonuna baktığımızda sana bir mesaj atmış. Tehdit üzere.
Ben: Onu Carter mı attı? Tahmin etmeliydim.
Jasmin: Carter'la sevgili değilsen o zaman onu nerden tanıyorsun?
Ben: O arkadaşımın sevgilisi ve yolda giderken beni arabasına atmaya çalışan bir sapık.
Jasmin: Arkadaşın nerde?
Ben: Sanırım hasta. Bugün okula gelmedi. Şimdi sorularımı sorabilir miyim?
Jasmin: LANET OLSUN! Hemen sorucaksan sorabilirsin.
Ben: 1.'si Bu grubun amacı ne? 2.'si Carter'la ne işiniz var? 3'sü Carter'a ne yapıcaksınız veya ona ne yapıyorsunuz? 4.'sü Maia'ya ne oldu? 5.'si Maia'ya ne olacak? 6.'sı Neden lanet olsun dedin? Ve 7.'si BİLİYORDUM!
Hepsini tek nefeste söylemiştim. İnanmıyorum! Kafamda deli sorular!
Jasmin: Önce bir sakin ol. Bu grubun amacı lanet Carter'ı yakalatıp ölene kadar hapishaneye yatırmak ama bunun için bir kanıt gerekiyor. Carter'a bir şey yapmıyoruz. Yani onu çalıştırmıyoruz. Aksine o bizi çalıştırıyor. Arkadaşına bir şey olmadı ama yakında olabilir ve neyi biliyordun?
Ben: Carter'ın bir sapık olduğunu ve nasıl Maia'ya bir şey olabilir?
Jasmin: Eğer şu anda arkadaşını bulmazsak ona çok kötü şeyler yapabilir. Ama merak etme arkadaşını bulucaz.
Ben: Ne demek Maia'ya bir şey olabilir o hasta ve evde yatıyo olmalı.
Jasmin: Bu kadar soru yeter. Büyük ihtimalle evde değil.
Dedi ve gitti.

Ders zili çoktan çalmıştı. Bende koşa koşa sınıfa girdim. Ne güzel daha öğretmen derse girmemiş. Ben sırama oturunca Ross'da hemen yanıma geldi. Şimdi ona olanları mı anlatayım yoksa bir yalan mı uydurayım. Yalan uydurmak istemiyorum ama bu işe Ross'u da karıştırmak istemiyorum.
Ross: O kimdi.
Ben: Şey... Jasmin'di. Maia'nın komşusu... Yani arkadaşı. Maia'nın çok hasta olduğunu söyledi.
Ross: Doğru söylüyorsun değil mi? Başka bir şey söyledi mi?
Ben: Ross bana güvenmiyor musun? Hem fazla merak iyi değildir?
Dedim. O tam bir şey söyleyecekken öğretmen geldi ve Ross'da sırasına geçti. Neden bunların hepsi bana oluyor? Neden başkası değil de ben? Kafam çok karışık!

------------------------------------------------
Bir bölümün sonuna geldik. Biliyorum baya uzun bir süre geçti. Beni affetmeniz için bu bölümü hiç yazmadığım kadar uzun yazdım. Umarım beğenmişsinizdir. Şu aralar bölüm depolamaya çalışıyorum. Daha doğrusu çalışıcam. Evde de değildim. Bu yüzden yazamıyorum. Özellikle yazın hiç yazılmıyor. Neyse dediğim gibi bölüm depolamaya başlıyorum. Bu arada da Önceki bölümlerde Carter'ın fotoğrafını koydum ve Vanessa'nın arkadaşı olan Majori'nin de fotoğrafını değiştirdim bakmak isterseniz bakabilirsiniz. Sizleri seviyorum. GÖRÜŞÜRÜZ!!!
----------------------------------------------

İLK AŞKIM ( Türkçe Raura)Where stories live. Discover now