Mühür -twilight fanfiction-

Bölüm 2

Sabah hazır olmam gereken saatten bir saat önce uyandım. Bütün gece adam gibi bir uyku uyuyamamıştım zaten. Ayaklarımı yataktan sarkıttım ve aşağı atlayıp banyoya ilerledim. Fazla zamanım olduğuna göre sıcak bir duş alabileceğim düşüncesi ile kendimi duşakabine attım. 

Kurt ben giyinip aşağı inene kadar uyanmış, dilini çıkararak merdiven başında beni bekliyordu. Gülümseyip bebeğimi kucağıma aldım ve mutfağa geçtim. Dolaptan Kurt için yiyecek bir şeyler buldum ve kabına koyup kendime tost hazırladım. Seth birazdan burada olurdu. Çantama iki defter ve kızsal birkaç şey koyduktan sonra kapı çalana kadar mutfakta Kurt ile oturdum. Kurt benden önce kapıya koştu ve zıplamaya başladı. Haline güldüm ve kapıyı açtım. Seth dağınık saçları ve şişmiş kasları ile kapıda duruyordu. 

"Günaydın kuzen. Okulun ilk gününe hazır mısın?" dedi. Çantamı sırtıma astım ve Kurt'u içeri sokarak kapıyı kapadım. 

"Hayır dersem yatağıma dönmeme izin verecek misin?" Birlikte garajıma doğru yürümeye başladık. 

"Büyük ihtimalle hayır." dedi ve güldük. Arabaya bindiğimizde arabayı çalıştırdım ve garajdan çıkardım. Garaj kapısı kapanırken arabayı yola sürdüm ve Seth'in tariflerine göre ilerlemeye başladım.

"Çıkışta da benimle mi geleceksin?" dedim. Seth izlediği yoldan kafasını bana çevirdi ve bakındı. 

"Hayır, çıkışta arkadaşlarımla işim var." Bir an ona bakıp tekrar yola döndüm.

"Ooo, arkadaşlar demek. Nesiniz siz, sürü falan mı?" dedim sırıtarak. Gereğinden fazla güldü. 

"Bir bakıma." ..." Şuradan sağa dön ve okulun bahçesine gir." Dediğini yaptım ve ilk boş bulduğum yere arabayı park ettim. Birlikte arabadan indik ve Seth'i okul girişine kadar takip ettim. 

"Leah nerede?" dedim okul kapısından girerken. 

"Bugün biraz işi vardı. O yüzden gelemedi." dedi ve beni bir koridora soktu. "Şuradaki resepsiyondan sınıf listeni alalım. Ardından seni sınıfına bırakırım." 

"Ay tabi ki de 1. sınıfla görülemem. İlk günden karizmamı çizeceksin." dedim gülerek. Koluma ona çok hafifmiş gibi görünen fakat sendelememe yetecek hızda vurdu. 

"AY! Ayı gücü mü var sende? Fazla beslemişler seni." dedim. Kahkaha attı ve beni danışmaya kadar götürdü. Danışmadaki bayan birkaç soru ve birkaç imza sonrası bana ders programımı ve kitaplarımı teslim etti, bende kitaplarımı dolabıma kadar taşıması için Seth'e yükledim. Kasları bir işe yaramalıydı değil mi? Bana dolabıma kadar eşlik ettikten sonra elinden kitapları aldım ve dolabıma dizdim. 

"Derse geç kalmayayım. Sınıfın köşeyi dönünce sağdan ilk kapı. İlk dersiniz Tarih. Bundan sonrasını halledebilirsin değil mi?" dedi. Teselli edercesine gülümseyip kafamı salladım.

"Öğle yemeğinde görüşürüz." dedi. Saçlarımı karıştırdı ve gülümseyerek uzaklaştı. Derin bir nefes aldım ve dolabımı kapadım. 

Dolabımı kapamakla kapağımın hemen arkasında duran bir çocukla yüz yüze geldim. Küçük bir çığlık atarak geri kaçtım.

"Merhaba." dedi çocuk. "Sen Lexa olmalısın. Danışmadan beni yönlendirdiler. İsmim David." 

Önümde duran sarışın uzun boylu çocuğa baktım. 

"Merhaba." dedim sessizce. David gözlerini üzerimde gezdirdi ve gülümsedi.

"Çok utangaçsın sanırım."

"Daha demin beni korkudan öldürüyordun." dedim kafamla dolap kapağını işaret ederek. Güldü.

"Onun için özür dilerim." dedi. Gülümseyerek kafa salladım ve sınıfıma doğru ilerledim. Peşimden geldi.