24

311 37 23
                                        

~Yeonjun'un Ağzından~

Antrenmanın son anda iptal olmasıyla Soobin ile birlikte ödev yapma kararı alıp bizim eve gelmiştik.

Ödev bitmek üzereydi ve açıkçası bu beni biraz üzüyordu. İlk başta zulüm gibi geçse de ona alıştıkça zevk vermeye başlamıştı. Ödev biterse Soobin de artık sadece takımda göreceğim birisi olacaktı çünkü devamını getirmek için bi sebebimiz yoktu.

Arkadaşız diyorduk ama ödev bitince istemsizce aramıza bi soğukluğun gireceğini biliyordum ve bunu düşünmek bile şimdiden beni üzmeye yetiyordu. Sanırım ona istemeden fazla alışmıştım.

Ödeve mola verdiğimizde mutfağa gidip biraz kurabiye ve bulduğum birkaç abur çubuğu kapıp gelmiştim.

Hepsini mideye indirdikten sonra son kalan kurabiyeye elimi uzattığım anda onun çoktan almasıyla dudaklarımı büzüp Soobin'in elindeki kurabiyeye bakakalmıştım.

Bu halimi farkrttiğinde kurabiyeyi ağzına götürmekten vazgeçip bana uzatmıştı. Şaşkınca bi' on bi' kurabiyeye baktıktan sonra bekletmeden aldım elinden. Eski Soobin olsa son kalanı hep kendisi yer bana bırakmazdı. O kurabiyeyi istemem umrunda bile olmazdı.

Soobin'de son zamanlarda ciddi bir değişim vardı ve bunun sebebini merak ediyordum. Evet arkadaştık artık ama bu değişim biraz hızlı ve ani olmuştu.

"Soobin.." Ona seslenmemle oturuşunu düzeltip vücudunu tamamen bana çevirdi. Anında beni dinlemeye hazırdı.

"Son zamanlardaki bu değişikliğinin sebebini merak ediyorum. Yani birden oldu ve eskiden kanlı bıçaklıyken şimdi böyle olmamamız garip geliyor." Kaşlarını kaldırıp sordu. "Nasıl garip?" "Kötü anlamda değil. Sadece sebebini merak ediyorum."

Söylediklerimden sonra gözlerini benden kaçırdığını görmüştüm. Derin bir nefes aldı ve az önce kaçırdığı gözlerini tekrar bana sabitledi.

"Çünkü senden hoşlanıyorum Yeonjun." Duyduğum şeyle donakalmıştım. Şaşkınlık belirtisi bile veremiyordum. Tek hissettiğim içimde yayılan garip, sıcak elektrik gibi bir şeydi. Bir de kalbimin aniden hızlanışını hissetmiştim.

Bunu hiç beklemiyordum ve bunu duymak buz dolu bi suyun içine girmek gibi şoka uğratmıştı.

"Yeonjun..?" Soobin'in biraz endişeli sesiyle kendime gelmiştim. Girdiğim transtan çıkıp bir kaç saniyedir tuttuğum ama farkında bile olmadığım nefesimi bıraktım.

"Senden hemen bir karşılık ya da bir cevap beklemiyorum. Lütfen kendini bu konuda sıkma." Söyledikleri bi' nebze olsun rahatlatmıştı ama.. nasıl olmuştu bu? Nasıl benden hoşlanabiliyordu?

Daha kısa bir süre önce kedi ve köprk gibi birbirimizle didişiyorduk. Ve o.. o benden nefret ediyordu. Ne olmuştu da benden hoşlanmıştı? Ben hiç de Soobin'in ilgisini çekecek birisi değildim. Evet herkesin ilgisini çekebilirdim ama soobininkini çekemeyeceğimi uzun zaman önce kabullenmiştim.

"Neden ben? Yani etrafta sana uygun o kadar kişi varken nasıl..?" Söyledikleirmden sonra hafifçe gülümseyip gözlerimin içine baktı. Bu bi tık kalbimi hızlandırsa da bozuntuya vermedim.

"Aslında bunu tam olarak açıklayamam. Ne zaman ve nasıl oldu inan ben de bilmiyorum ama bir anda kendimi senden hoşlanırken buldum.

Gözlerine baktığımda içime bir sıcaklık yayılır oldu, gülüşünü izlerken mutlu oluyorum, bazen durduk yere aklıma geldiğinde yüzümün gülümsemesine sebep oluyorsun.

Sürekli ne kadar güzel olduğunu düşünüyorum. Bana yaklaştığın her anda kalbim yerinden çıkacak gibi oluyor.

Seninle konuşurken rahatlamış hissediyorum. Seni dinlerken her şeyden uzaklaşıp huzur buluyormuşum gibi. Eğlenceli birisin ve beni sık sık güldürüyorsun.

Seni tanımadan önce bunların hiç birinin farkında değildim. Ama bu ödev sayesinde seni tanıma şansım oldu ve tanıdıkça her bir özelliğin kalbimin daha hızlı atmasını sağladı."

Çok derindi.. Bana olan duyguları çok derindi. Benim hakkımda böyle düşündüğünden haberim bile yoktu.

Ama o kadar güzeldi ki.. Bana olan hisleri. Onları anlatırkenki ses tonu, yüzü.. Her şeyi o kadar saftı ki içimi yumuşatıyordu.

Soobin'in de benim için bi süredir yeri farklıydı. Bunu isimlendiremesem de benim için kısa sürede özel biri olduğunun farkındaydım ama yine de onunkiler kadar derin miydi duygularım?

Gözlerimin içine bakıyordu, bir şey söylemek istiyordum ama ağzımdan kelimeler dökülmüyordu.

Bir anda odanın kapısının çalınıp açılmasıyla gözlerimizi birbirimizden ayırıp kapıdaki kardeşime bakmıştık.

"Merhaba Soobin Hyung." İlk önce Soobin'in selam verip bana döndü. "Hyung ben antrenmana gidiyorum. Sonra da arkadaşlarımla biraz takılacak. Beni idare dersin." "Tamam takımının ekstra antrenman cezası aldığını söylerim ama çok geç kalma." "Tamam merak etme. Görüşürüz."

Çıkıp ardından kapıyı kapattıktan sonra yine ikimiz kalmıştık ama az önceki kadar rahat değildim. Aramızda tuhaf bi şey vardı ve sinirimi bozuyordu.

İkimiz de birbirimize bakmadan yan yana oturuyorduk.

En sonunda bu tuhaf sessizliğe Soobin son verdi.

"Gerilmene gerek yok Yeonjun. Bana karşı duyguların yoksa bir cevap vermek zordu da değilsin, böyle hissetme. Eskisi gibi devam ederiz. Ben sadece bilmeni istedim."

Derin bir nefes alıp ona döndüğümde gülümsedi. "Ama yine de kalbini kazanacağım." Ben yine bir şey demeden ona bakarken o devam etti. "Bu kadar mola yeter artık devam edelim."


.
.
.

К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.

.
.
.

Attention + Yeonbin <Texting >Место, где живут истории. Откройте их для себя