"Kızım anlatsana, öldük meraktan." dedi Buse yeşil gözlerini gözlerime dikerek. Bu kız da bayağı sabırsız yani, burada düşünüyoruz değil mi?

Tabi lisenin kötü yönleri olduğu gibi, çok güzel yönleri de var. Beş muhteşem arkadaşa sahibim, her zaman yanımda olan ve beni destekleyen arkadaşlara. Aslında bunun kader olduğuna inanıyorum. Eğer o gün kavgada olmasaydık belki de kızlarla asla bu kadar iyi arkadaş olamayacaktık.

"Onlara bir sürpriz hazırlamaya ne dersiniz?" diye sordum sırıtarak. Aklımda onların, kolay kolay unutamayacakları bir ders var. Nereden aklıma geliyor bu şeytanice planlar hiç bilmiyorum.

"Sürpriz mi? Sürprizlere bayılırım." dedi Aslı merakla karışık bir heyecanla.

"Evet, sürpriz onları bütün okula rezil edeceğiz. Ama biraz yardıma ihtiyacımız olacak bu işte." dedim kızlara bakarak. Bunu yalnız yapmamız hem çok zamanımızı alır, hem de başarısız olma ihtimalimizde daha yüksek olur. Geçen sefer olduğu gibi bu planın da elimizde patlamasını istemiyorum.

"Kimse bize yardım etmez ki kuzum. Herkes onlardan korkuyor." dedi Cansu sarı saçlarıyla, oynamaya devam ederek.

"Kadın dayanışması denilen bir şey var. Hadi İrem'i ara ve sınıftaki kızlara haber vermesini söyle geri kalan her şeyi ben halledeceğim. Yarın büyük gün." dedim ayağa kalkarak.

Salondan çıktıktan sonra koridorun sağ köşesinde yerleştirilmiş çamaşır makinesinin önünde durup eğilerek kapağını açtım. Çantamı makineden çıkardığımda hâlâ berbat kokuyordu, bu yüzden bir kez daha makineyi çalıştırıp çantamdan bu berbat kokunun geçmesini diledim.

''Hâlâ çok kötü kokuyor değil mi?'' diye sordu Duygu yanıma gelerek.

Duygu orta boylu bir kızdı. Zayıf olmasına rağmen yüzü dolgundu ve bu ona çok yakışıyordu. Yüzünde sadece dikkatli bakınca belli olan çilleri vardı ve bakır tonlarındaki saç rengi beyaz teniyle tam bir uyum içerisindeydi. Gözleri güneş ışığında neredeyse saçlarıyla aynı renkti.

Olumlu anlamda kafamı aşağı yukarı salladım üzüntüyle. Şu an arka fonda hüzünlü bir şarkı çalsa oturup ağlardım kesin.

''Neden onu atmıyorsun ki bir sürü çantan var zaten. Boşuna uğraşıyorsun o koku bir daha çıkmaz o kumaştan.'' dedi Buse kollarını göğsünde birleştirerek.

Buse bize oranla biraz kısa boyluydu. Omuzunun biraz altında biten balköpüğü saçları ve yeşil gözleriyle oldukça şirin bir kızdı. Tabi onu ilk gördüğünüz zaman ilk izleniminiz tatlı bir kız düşüncesi olurdu ama onu tanıdıkça aslında hiçte tatlı biri olmadığını göreceksiniz. Tanımadığı insanlara karşı oldukça soğuk bir yapıya sahip, kavgacı ve hırçın olmasına rağmen arkadaşlarına oldukça düşkün bir kız. Bizim için girmeyeceği kavga yoktur. Biz haksız olsak bile.

''En sevdiğim çantam olduğunu kaç kez daha söylemem gerek acaba?'' homurdanarak sorduğum soru karşısında Buse teslim olurcasına ellerini havaya kaldırıp yanımızdan ayrıldı.

Sabah için tüm hazırlıklarımızı yaptıktan sonra, erkenden uyumaya karar verdik. Tabi herkes uyudu bir ben uyuyamadım. Sabah için o kadar heyecanlıydım ki, bir türlü uyku tutmuyordu beni. Acaba Ömer'in tepkisi nasıl olacaktı? Neden bu kavgayı hâlâ devam ettirdiklerini anlayamıyorum ama yine de teslim olan taraf biz olmayacağız.

Sabah erkenden alarmın sesiyle homurdanarak kafamı yastığa gömdüm. Gece çok geç uyuyabilmiştim ve şimdi oldukça uykum vardı. Ben uyumak istiyorum!

Küçük Bir Şaka (Kitap)Where stories live. Discover now