10. BÖLÜM •parçalanmış•

4.4K 658 169
                                    

Herkese merhabaa

Bölüm planladığımdan geç geldi çünkü bu ara sağlık sorunları yaşıyorum:( tüm hayatımı etkiliyor maalesef. Bu yüzden biraz aksattım bir an önce iyileşip eski düzenimize kavuşmak dileğiyle🥺

Önceki bölümde bilmediğim bir nedenden ötürü yorumlarda sıkıntı olmuş. Satır arası yorum atılmıyormuş:( umarım bu bölümde olmaz🫶🏻

Yorumlarınızı gerçekten merakla bekliyorum. Yeni bir kitap olduğu için kitlemiz henüz çok küçük, yorumlarla destek olup arkadaşlarınıza tavsiye ederseniz çok seviniriim 💘

Keyifli okumalar dilerim

⭐️YILDIZA BASMAYI UNUTMA OLUR MUUU⭐️

⭐️YILDIZA BASMAYI UNUTMA OLUR MUUU⭐️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


•Emre Aydın Afilli Yalnızlık

☀️

Kişiliğini parçalara ayırdıkları bir kızdım. Kalbi kırılmış ruhu bin parçaya bölünmüş. Ama kimse umursamamış ve günün sonunda hep terk edilen taraf olmuş. Hayatımdaki herkes beni bırakıp gitmişti. Yaşım sadece 23 olsa da kaybım çoktu... Gidenlerin hepsi de canımdan bir parçaydı. Annem... Babam... Abim... Sırayla beni terk ettikleri için yapayalnız kalmıştım. Yıllardır öyleydim. Kendi ailem tarafından aldığım öldürücü darbelere rağmen ayakta durmaya çalışıyordum yine de. Yanlış mı yapıyordum? Çoğu zaman öyle yapıyormuşum gibi hissediyordum çünkü.

Birkaç gün içinde hayatım kökünden değişmişti. Yaşananların sonuçlarının böyle olacağını kestiremezdim ama olmuştu. Tıkılıp kaldığım bir klinikte günbegün ölürken beklenmedik bir yangın çıkmıştı. O yangın beni kurtarmıştı. Hem o klinikten hem de abimden. Hasta olan ben değildim, abimdi. Bunu artık biliyordum, ağır bir bedel ödeyerek öğrenmiştim. Artık geç de olsa sağlıklı düşünüyordum. Yaşadığım şeyler korkunçtu ama beni asıl tehlike olan abimden kurtarmıştı. Bir daha abim tarafından şiddete maruz kalmayacaktım. Buna izin vermemeyi zor yoldan öğrenmiştim.

Dakikalardır izlediğim gökyüzü bulanıklaşmaya başladığında nedeni gözlerime dolan yaşlardı. Bu yaşlar bile bana yabancı kılınmıştı. Ya da gülümsemek gibi basit bir eylem... Aldığım ilaçlar yüzünden mimiklerimi bile kontrol edemez duruma gelmiştim. Bir bitkiden farkım yoktu. Başımı uçağın camına yaslayıp gözlerimi yumdum. Arkamda oturanlardan gülüşme sesleri geliyordu. Yıllardır yalnız başına bir odada yaşadığım için alışık olmadığım bu sesleri kafam kaldırmıyordu. Bu kadar komik olan neydi? Sürekli ne konuşup gülüp duruyorlardı ki? Hayat da bu kadar mutlu olacak şey var mıydı sahiden?

"İyi misin?"

Yanımda oturan adam sormuştu bunu. Yüzbaşı Yavuz Alp Korateş. İsmini bana gösterdiği karttan bizzat öğrendiğim ve can borcum olan adam. O, diğerleriyle oturmuyordu. Uçağa bindiğimiz andan itibaren yanımdan ayrılmamış ve o eğlenceli sohbete dâhil olmamıştı.

BİR AVUÇ GÜNEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin