8. "Bir Kişisel Meselesi"

3.1K 689 303
                                    

Merhabalar, biz geldik! Sizi direkt şöyle oy ve yorumlarınızı ihmal etmeden bölüme alayım efendim, keyifle okuyun.^^

Yalın - Her Şey Sensin

8.Bölüm: "Bir Kişisel Meselesi"

''Burçe, hadi kızım sofraya!''

''Geliyorum anne,'' diye seslendim ceviz ağacımın odasına giren yapraklarının altında bir şeyler yazmaya devam ederken. İçeri güneş giriyor, zaten sıcak olan kalbim iyiden iyiye yanıyordu fakat bu yanmayı seviyordum çünkü asla acı vermiyordu.

Acıyla çok küçükken dizim yaralandığında tanışmıştım ama daha fazlasını yaşamamıştım.

Acı neydi unutmuştum.

Aklımdaki üç kelimeyi de uçmasınlar diye kuyruklarına basar gibi defterime yazdıktan sonra kalemimi kaldığım yerin arasına koyarak defteri kapattım ve aşağı indim.

Burcu elindeki tabakları sofraya koyarken bana bakıp, ''Hiç yardım etme zaten,'' diye güldü. ''Gelsene abla yardıma!''

''Geldim çatlamasana,'' diye takıldım ona. ''Bir gün de ben olmayayım.''

''Duydun mu anne?'' dedi Burcu tabakları masaya bıraktığında. ''Ablam evde çok işe yarıyormuş gibi davranıyor!''

''Aa!'' diye içeri girdi annem elinde bir tabak dolusu köfteyle mutfaktan çıkarken. Kokusu burnuma geldiğinde gülümsedim. ''Didişmeyin! Ben hallediyorum her şeyi siz yeter ki kavga etmeyin!''

''Anne takılıyoruz biz,'' diyerek gidip yanağından öptüm. ''Yine en sevdiğimden yapmışsın Nevbahar Hanımcığım.''

''Kızlarımın en sevdiği şeyleri yapmak benim için zevk,'' diye güldü o da.

''Babam nerede kaldı?'' dedi Burcu saatine baktığında ve o sırada kapı çaldı. ''Ay geldi!'' Sonra kapıya koştu.

Anneme bakıp, ''O babacı ben daha çok senciyim merak etme,'' diye göz kırptım.

Annem, ''Babanla biz de sizciyiz,'' diye göz kırparak karşılık verdi.

Dört kişilik çok tatlı bir aileydik ve anne, babadan ziyade daima arkadaş gibiydik. Ne zaman onların gözlerine baksam sonsuza kadar sürmesini istiyordum bu arkadaşlığın.

Babam elinde bir poşetle içeri girdiğinde, ''Nevbahar şunları da bir yıkasana güzelim,'' diye anneme uzattı. ''Gelirken çilek aldım kızlarıma ve karıma.''

Annem mutfağa çilekleri yıkamaya gidip geldikten sonra birlikte sofraya geçtik. Çorbalarımızı içerken Burcu biraz durgunlaşarak, ''Sınava çok az kaldı,'' dedi. ''Panik ataklarım tutuyor bazen.''

''Burcu!'' diye uyardım onu. ''Ablası sana stres yapmaman gerektiğini kaç kez söyledim?!''

''Öyle olmuyor işte ablası,'' diye taklit etti beni. ''Sanki kalem bile oynatamayacakmışım gibi hissediyorum.''

Babam ağzını silerek derin bir nefes aldı. ''Kızım dünyanın sonu değil, eğer ki istediğin olmazsa ki olacak biliyorum tekrar denersin. Sen mutlu olana kadar biz seni daima destekleyeceğiz. Bak ablana, Ankara'da okumak istemedi sırf bizden uzak kalmamak için ve kararına saygı duyduk.''

''Sizi seviyorum baba,'' dedim gülümseyerek. ''Sizden uzak kalma fikri bile beni üzüyor her ne kadar eğitim için bile olsa.''

''Oy,'' diye kolumu sıvazladı annem. ''Evlenmezsin de şimdi sen fıstığım.''

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 23 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

DOKUZUNCU VAGONWhere stories live. Discover now