Cyno ve Kaveh ikilisi Alhaithamın bulunduğu banka vardıklarında ilk konuşmaya atılan kişi Alhaitham'idi:
"Tam olarak beni daha ne kadar bekletmeyi düşünüyordunuz?"
Kavehin anlık göz devirmesiyle o da sözünü ekledi.
"Biraz daha sabırlı olabilirsin, değil mi?"
"Emin ol başkası olsa siktir edip gitmişti. Bana şükretmelisin."
Alhaithamın sert ses tonuna ve dediklerine karşı aldırmayan Kaveh, yaylana yaylana bankta Alhaithamın yanına yerleşmişti.
O sırada, ikilinin çift gözü'de tek bir kişiye sabitlendi. Cyno.
Ayakta gergin bir şekilde duruyordu. Başı zemine eğmiş halsiz görünüyordu. Normalde oldukça özgüvenli ve emin duran Cyno şuan'da ürkek bir kediden farkı yoktu. Sabahtan beri her ne kadar insanlarla hiçbir sorun yokmuş gibi davranmaya çalışsa'da kafasını kurcalayan düşünceleri susturamamıştı.
Hem Alhaitham hemde Kaveh aynı anda, aynı surat ifadesine, sorgulayıcı bir tavra büründüler.
Ortamdaki ölüm sessizliğini de bozan kişi tabi ki Kaveh oldu.
"Cyno iyi misin?"
Başına taş düşmüş gibi bir anda bilinci yerine gelmişti Cynonun. Anlık gelen stresle ağzında birkaç sesli cümle mırıldandı:
"Ha evet, oldukça iyiyim. Senden naber?"
Aldığı cevaptan memnun olmamıştı Kaveh. Kafasını olumsuz anlamda sallayıp Alhaithama yandan bir bakış attı.
Bakışın anlamını hızlıca kavrayan Alhaitham, dertli bir iç çekişten sonra ciddi havasını bozmayarak konuşmaya başladı:
"Cyno sorun ne? anlat dinliyoruz."
Cyno karamsar duruşundan az biraz kurtulmak adı altında kafasını Alhaithama doğrulttu. Her ne kadar başı dik olsa da yüzünden düşen bin parçaydı.
İsteksiz olmasına rağmen cevap verdi: Cyno:
"Birisi benim yüzümden disiplinlik oldu."
"Tighnari."
Araya giren Kavehe karşı Cyno kafasını onaylarcasına salladı.
Alhaithamın yüzünde sorgulayıcı bir tavır vardı. Muhabbete o da dahil oldu.
"Nasıl yaşandı bu peki?"
Cyno sertçe yutkunup başladı:
"Ben notumu düzeltmek için gittiğim zaman Tighnari oradaydı. Elimden kağıtları aldığında ise Dottore hoca onu fark edip kızmaya başladı."
"Tighnarinin yerinde olsam suçu sana atardım"
Dedi Kaveh.
"Sen her türlü suçu bana atarsın!"
Diyerek karşılık verdi Cyno kaşları çatık bir şekilde.
"Normalde böyle şeyleri umursamaz, sikine bile takmazdın. İyilik perileri mi geldi sana bir anda."
Konuştu Alhaitham kollarını bel hizasında bağlayarak.
"Yardımcı olmayacaksanız defolun gidin."
"Eğer bu kadar sinirini bozuyorsa neden Dottore hocanın yanına gidip doğruyu söylemiyorsun?"
Kaveh ikiliye bakarak oldukça sakin bir şekilde konuşsa da onun aksine Alhaitham dalga geçercesine ses tonuyla cevapladı:
"Götü yemiyorda ondan."
Kaveh ve Alhaitham ikilisi anlık birbirlerine bakarak gülüştüler. Buna karşın Cyno göz devirmekle yetindi.
"Sizden hayır geldiği yok ben Dottore hocanın yanına gidiyorum."
Dedi Cyno. Ardından öğretmenler odasına yol aldı.
✽✽✽✽✽✽
Cyno daha yeni ayrıldığı ikilinin gürültüsünden kurtulup öğretmenler odasına giden koridorda oluşan sessizlikte tuhafsamıştı.
Tam o sırada karşı taraf da bulunan merdivenlerden inen birisinin olduğunu fark etti.
Kısa, küt saçlı, oldukça rahat giyinmiş ve yüzünden olabildiğince somurtkan ifade vardı.
Cynonun çocuğa baktığını fark etmiş olsa gerek ki, çocukta ona karşın gözlerini dikmişti.
"ne bakıyorsun?"
Tersleyici bir şekilde girişen yeni çocuğa karşı Cyno yüzünü buruşturdu.
"Asıl sen ne bakıyorsun!"
"Burası Dottorenin bulunduğu yer olduğunu duydum."
"Öğretmenler odası çünkü."
Çocuk aldırmadan kapının girişinde sırtı duvara gelecek şekilde kendisini yasladı.
"Birşey mi arıyordun?"
Dedi çocuk Cynoya yandan bakarak.
"Bende Dottore hocayı arıyorum."
Çocuğun tek kaşı havalandı.
"Ne için? Not falan mı sorucaksın."
"Hayır, birşey anlatmam lazım ona."
"Hm."
Çocuğun gözleri karşısındaki duvara odaklandı.
Cyno ise öğretmenler kapısının kolunu tek eliyle kavrayıp aşağı doğru çevirdi. Ardından iterek kapıyı açtı.
ᕯᕯᕯᕯᕯᕯ
Kontrol etmeden atıyorum umarım bir hata yoktur
Aklıma aksiyon fikri getiren eirikk e teşekkür ederim♡
