Bölüm 1

578 15 2
                                    

Medya: Aren

Ben benim ilk hikayem! Bende böyle konusu olan bir hikaye yazmak istedim umarım beğenirsiniz! Daha önce birçok hikaye yazdım sildim hiç birini beğenmedim! Yazımı geliştirmek için bu hikayeyle başlamak istedim. Hikayemi yazarken saçmalayabilirim yada berbat yazabilirim ama yazımı geliştirmek istiyorum! İlk bölüm tam 2.954 kelime. Umarım sizde hikayemden memnun kalırsınız! Yorumlarınızı bekliyorum! 

---

 Teneffüs zili çalınca öğretmen sınıftan çıkmıştı. Matematik dersinden nefret ediyorum. Çok yorgun ve halsiz hissediyordum. Sınıftaki öğrenciler hızlıca dışarıya çıkarken bir ön sırada oturan bu okuldaki yakın arkadaşım arkasını döndü. Sınıf arkadaşım Sevde yüzüme bakarken "hadi dışarı çıkalım teneffüs birazdan biter." demişti. Ama ben dışarı çıkmak istemiyordum. Dışarıya çıkacak hâlim yoktu. Çok yorgundum.

"Bugün dışarı çıkmak istemiyorum Sevde." Sevde iyi miyim diye tekrar yüzüme baktı. Hafifçe kaşlarını çatmıştı. "İyi misin? Eğer kötü hissediyorsan hocayla konuşabilirim!" Neden herkes böyle davranıyor ki. Hasta olduğumu hissettirmek için ellerinden geleni yapıyorlarmış gibi. Evet hastayım kabul ediyorum ama bunu davranışları ve hareketleriyle daha çok belli etmeleri canımı sıkıyordu.

"Hadi sen çık ben biraz ders çalışacağım!" dedim artık gitmesi için. Bana emin olmak ister gibi baktı ve başını aşağı yukarı sallayarak en sonunda kabul etti. "Tamam gidiyorum ama bir şey olursa haber ver" bu soruyu duymaktan sıkılmış gibi derin bir nefes alıp verdim. "Tamam bir şey olursa haber vereceğim. Telefonum yanımda." Elimdeki telefonu görmesi için yukarı doğru kaldırıp salladım. İkna olmuş gibi başını salladı ve sınıftan çıktı.

Ailemin herkesi hastalığım konusunda uyarması canımı sıkıyordu. Buna en yakın arkadaşlarım ve öğretmenlerim dahildi. Ders kitaplarımı çıkarıp biraz ders çalıştım. Ama yorgun olduğum için yapamıyordum. Okuduğum şeyleri tam anlamıyordum. Kitaplara boş boş bakıyordum. Derin bir nefes aldım ve kitabı kapattım. Bugün berbat bir gündü. Okuldan sonra sadece eve gitmek ve dinlenmek istiyordum.

Bir sonraki ders edebiyattı. Edebiyat en sevdiğim dersti. Kitapları ve şiirleri çok seviyordum. Kitap okumak kafamı dağıtıyordu ve beni rahatlatıyordu. Okuduğum her kitapta sanki o dünyanın içine girmiş gibi oluyordum. Bu beni rahatlatıyordu. Farklı kitaplar ve farklı dünyalar. Aynı duyguları ablamın da hissettiğini düşünüyorum. Tabi biraz farklı bir şekilde!

 Ablam kitap okurken heyecanlanan ve yerinde duramayan biridir. Bazen kitap okurken zıplamaya ve çığlık atmaya başlıyor. Bir keresinde onu odasında çığlık attığını duymuştum ve odasına girdiğimde elindeki kitabı okuyordu. Neden çığlık attığını sorduğumda bana okuduğu kitabı göstererek 'çok heyecanlı bir yerdeyim gülüm' demişti. O an çok şaşırmıştım. Bazen de deli gibi kahkaha atıyor. Ablam tuhaf ama çok neşeli biri. Benim aksime!

Bazen çok mutlu olmak heyecanlanmak bile hastanelik olmamı sağlıyor. Çünkü aşırı heyecanlanmak bile kalbim için yasak! Üzüntü stres gibi şeyler de kalbim için yasak! Bu yüzden her şeyi kısıtlı yaşamaya çalışmak zorunda olmak çok kötü bir şey. Teneffüs zili tekrar çaldığında sınıf dolmaya başlamıştı. Herkes sırasına oturduktan sonra öğretmen gelmişti. Derse başladıktan sonra zaman hızla geçmişti. Çünkü çok yorgun olduğum için kafamı sıraya koymuştum ve yorgun olduğum için gözlerim kapanmıştı.

***

Zil çalınca uyanmıştım. Öğrenmen sınıftan çıkıyordu. Bende etrafıma baktım diğer öğrencilerin toparlandığını gördüm. Kolumdaki saate baktım çıkış saatiydi. Son derste bittiği için kitaplarımı toplamaya başladım. Herkes yavaş yavaş sınıftan çıkıyordu. Çantamı alıp omzuma taktıktan sonra bende sınıftan çıktım. Yürürken arkamdan birisinin sesini duymuştum. Birisi bana seslenmişti.

Aren - Gerçek AilemWhere stories live. Discover now