Bölüm Ⅳ: Yanlış Numara Herhalde? 🙄

Mulai dari awal
                                    

"Neden bir daha buraya geleyim ki ortopedinin ilgili alanın olmadığı şöyle dursun?" Çatık kaşlarımı koyu kahvelerine dikmiş, öfkeyle bakıyordum.

Başını düşünceli bir şekilde aşağı yukarı salladı. Onun gibi birinin aklından ne geçirdiğini tahmin bile edemezdiniz. Adam belanın ta kentisiydi çünkü.

"İlgili alanım neymiş?" diye sordu, eğilip yüzünü yüzümle eşitleyerek.

"Kalp cerrahisi, değil mi?"

Büyükçe sırıttı. Sırıtmasından nefret ediyordum. "Doğru bildin küçük."

"İnan ne olduğun umrumda bile değil." Odada kilitli olduğumuzu hatırladığımda kapıya doğru baktım.

"Seni tanıdığım falan yok. Sadece... Bugün elinde tuttuğun kalp ve damar cerrahisi kitabını gördüm. Herneyse." Onu tanıyormuşum gibi bir izlenim vermek istemiyordum. Başıma daha fazla bela almak istemezdim.

Huzursuz hissetmeye başlamıştım. Uzun süre kapalı ve alışılmadık yerlerde kalamıyordum. Klostrofobim, yani kapalı alan korkum vardı.

Terlemeye başladığımı hissettiğimde onu göz ardı edip hızla kapıya doğru koşmaya başladım.

Chang Ming'in yanında atak geçirmek isteyeceğim en son şey bile değildi. Delirmiş gibi kapının üzerindeki kilidi çevirmeye çalışıyordum ama ellerim birbirine dolanıyordu.

Ellerimin üzerinde bir sıcaklık hissedince kendime geldim. Onun eli, orada, kilidi tuttuğum ellerimin üzerindeydi. Tek çevirişte açmıştı kapıyı.

"Bir acelen mi var küçük?"

Kapının açılmasıyla birlikte bir rahatlama hissettim. Ellerimi elinin altından sertçe çektim. "Bana küçük demeyi kes! 22 yaşındayım ben!"

Güldü. Nesi komikti?

"Hem, acelemin olup olmaması seni ilgilendirmez. Görüşmemek üzere," dedim.

Kapıdan çıkıp yüzüne kapatacağım sırada konuştu, "22 yaşında olman benden küçük olmanı değiştirmez."

Manyağın teki olmalıydı. Kapıdan çıkıp sadece koridorda yürümeye başladım. Bir daha uğramamak üzere sonsuza kadar gitmeliydim bu hastaneden.

🖤🖤🖤

Eve geldiğimde saat 17.16'yı gösteriyordu. Ne aptalca bir gündü ama! Direkt odama geçip üzerimi değiştirmeden kendimi yatağıma attım. İki gündür, bu resmen bir ritüel haline gelmişti. Hepsi onun yüzündendi, o kahrolası mafyanın!

Parmaklarımı saçlarımın arasına geçirdim. Ne yapacaktım ben? O mafya bozuntusuyla tekrar karşılaşıp bir de kaba saba konuşmuştum.

Kaçsa mıydım? Ya da ülke mi değiştirseydim? İyi de nasıl? Bizimkiler buna hayatta izin vermez, sebebini söyleyecek olsam inanmazlardı.

"Hala bir çocuk gibi bahane ürettiğimi söylerler kesin."

"Ne zaman inandılar ki bana?"

YANLIŞ MAFYA ⚔️Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang