"Araştırdın mı?" Başını salladı. "Beslenme programımız sen de o zaman artık."

__________________

Güzel geçen kahvaltıdan sonra bugün ikimizde evde olduğumuz için çiçeklerle vakit geçirmeye karar verdik. Daha doğrusu ben karar verdim, Feza da uydu.

Giydiğim sarı önlüğün çamur olmasını umursamadan büyümüş lalenin saksısını değiştirirken gözlerim, oldukça ciddi bir şekilde kalanşoları temizleyen Feza'ya kaydı. Muziplik yapasık tutunca parmağımı toprağın temiz tarafına batırıp yüzüne vurdum. Gözlerini yana çevirdi.

"Neden yaptın?" Omuz silktim sırıtırken.

"Canım istedi." Hiç beklemediğim bir anda iki parmağı iki yanağımı da boyarken hayretle geri çekildim.

"Neden," dedim sonunu uzatarak istine bakarken. Omuz silkti o da gülerek.

"Canım istedi." Ben de güldüm gülüşüne.

"Askerin mi yaptın beni?" Yüzüme çizdiği çizgileri kast ettim. Kaşlarını kaldırıp indirdi.

"Burada ki asker benim, komutan sen." Aklıma gelenle parmağımı kaldırdım.

"O zaman emrediyorum asker," dedim oyununa uyarak. "Soğuk limonata istiyorum." Belki canımız çekmiş olabilirdi, ama komutan olduğumuzu söyleyen oydu.

"Hemen," dedi ayaklanırken. O eve girerken bende ellerimdeli eldivenleri çıkarıp kenara koydum. Çardağa oturup ayaklarımı sallandırırken çok geçmeden Feza gelmiş, limonataları vermişti. Bunu iki gün önce yapmıştım, dolapta hazır olsun diye.  Uzattığı limonata bardağını alıp yavaş yavaş içerken Feza çoktan bitirmişti bile. Bir ona bir bardağına bakarken o da hızlı içtiğini fark ederek elini ensesine attı.

"Alışkanlık." Gülüp kafasını kendime çekerek öptüm. Bu adamı zaten hep severdim vardı ama şimdi daha bi' sevesim geliyordu. Sanırım iki kişi yerine seviyordum artık.

"İki kişi yerine seviyorum artık seni herhalde," diye mırıldandım gülerek. Bir eli karnıma inerken başımı göğsüne yaslayıp saçlarımı öptü. Keyifli gülüşü doldu kulaklarıma.

"Ben de iki kişilik severim sizi o zaman."

Birkaç dakika dinlendikten sonra Feza daha fazla bahçede kalmama izin vermeyerek beni eve gönderdi. Kendisi de ortalığı toparlayıp arlamdan geldi.

"Mahi'm," Kütüphanede kitap okuyorduk. Kitaba dalmışken sesini duyunca başımı kaldırdım.

"Efendim?"

"Biz odasını ne zaman hazırlayacağız?" Beklemediğim soru ile şaşırsam da güldüm.

"Hayatım ona var daha, hem cinsiyeti bile belli değil."

"Cinsiyeti 16.haftada öğrenilebiliyormuş. Nasıl bekleyeceğiz o kadar?" Elimdeki kitabı bıraktım.

"Daha yedi ay bekleyeceksin Feza, erken mi çıkarayım çocuğu?"

"Yok yok, sağlıkla gelsin, sadece şey yaptım işte." Kaşlarım havalanırken bu halinden fazlasıyla keyif alıyordum.

"Ney yaptın?"

Bir Teravih Meselesi |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin