3.5

3K 201 75
                                    

Seelaam! Biz geldik! 

Bu bölüm savcımızın ağzından olacak çünkü zamanı geldi bence. Ama sanırım bu çift diğerleri gibi olmayacak jalmakdjlasv bir tık daha zor olabilir... Kötü anlamda değil

Bölüm şarkısı var, Asena'dan ilk duyduğumuz şarkı. Barış Manço/ Anlıyorsun Değil Mi

Uzatmadan bölüme geçelim efenim, iyi okumalar dilerim <3

_____________________________________________________________________

Arabama binip yola çıkarken evrak çantamı ve ceketimi yan koltuğa bıraktım. Emniyet kemerini de takarak yola çıktığımda her şey yolundaydı. Sakince yolda ilerlerken boş otobanda önüme bir araba geçti. Frene basıp duracakken araba durmadı. Panik yapmayıp sakince basmaya devam etsem de bir faydası olmadı. 

İnsan bir kontrol eder Asena, tamire verdiğin arabayı kontrol etmeden nasıl alırsın? 

Kendi salaklığıma yanarken arabam, öndeki araca çarptı. Normal hızın altında kullandığım için çok sert olmasa da araçlara zarar veren bir çarpışma olmuştu. Emniyet kemerini çıkarıp arabadan inerken karşı aracın da kapısı açılmış ve biri inmişti. Sarıya dönük saçlara, yine aynı şekilde güneşte sarı gibi görünen ela gözlere ve benden uzun boyuna bakarken istemsizce adamı incelediğimi fark ettim. 

"Bir insan önünde araç olduğunu görüp neden durmaz? Hadi durmadın, neden bile bile gelip çarpıyorsun?" Çatık kaşlarının ardından konuşurken sakin kalarak konuşmasını bitirmesini bekledim. "Ayrıca o hızla araba mı sürülür? Neyse ki trafikte değilsin." 

Araba hızıma ne diye karışıyordu bu adam? 

"Beyefendi, tüm hasarı karşılarım," devam edecekken sinirle güldü. 

"Lütfettiniz! Boş yolda size çarpan bendim çünkü!" Sinirlenmeye başlasam da hak vererek soğuk kanlılığımı korudum. 

"Haklısınız diyorum zaten. Masrafları karşılayac-" Yine sözümü kesti. 

"İstemez hanımefendi. Bir daha başkalarına bile bile çarpmayın yeter." Bu sefer ben de sinirle güldüm. 

"İzin verirseniz konuşacağım." 

"Buyrun, neymiş mazeretiniz merak ediyorum." 

"Arabayı durduramadım-" Bu sefer gerçekten sinirlenmeye başladığımı hissediyordum. 

"Daha frenin nerede olduğunu bilmiyorsanız araba kullanmayın." Sinirle gözlerime baktıktan sonra devam etti. "Ayrıca ehliyetiniz olduğu ne malum? Gösterebilir misiniz?" 

Kaşlarım çatıldı. "Ne münasebet? Niye ehliyetimi gösteriyorum size?" Şüpheyle tek kaşı havalandı. 

"Görmek hakkım diye düşünüyorum." Sakinlikte bir yere kadardı canım!

"Beyefendi, karşılayacağım dedim masrafı. Uzatmanın ne manası var? Gereksiz uzatıyorsunuz şu an." Davama geç kalacaktım böyle giderse. Burada taksi de bulamazdım. Abime ya da babama haber vermem lazımdı ayrıca. 

"Gereksiz değil. Önemli bir konunun üzerinde duruyorum. Ehliyet?" Sinirle bir soluk bıraktım. O inatsa ben daha inattım. 

"Buna hakkınız olmadığı için göstermiyorum." Kaşları iyice çatıldı. 

Bir Teravih Meselesi |TextingWhere stories live. Discover now