0.4

32 8 6
                                    

"Şimdi kim nerede yatıyor?"

Sohbeti bölen o soruyu Changbin sormuştu, herkesin uykusu gelmiş gibiydi. Gece üçe yakındı saat. Sohbet sarmış olmalıydı ki zamanı fark etmemişlerdi. Minho konuştu.

"Changbin kanka şimdi salonda iki koltuk var, birine benim odadaki çekyatı ayarlarız."

"Tamam ben Chan'la kalırım, sen Jisung'u yanına yerleştir rahat etsin."

Changbin sırıttı hafifçe, Minho onun amacını anlamıştı. Chan onayladı bunu başını sallayarak.

"Bana uyar, çok yatak kurmaya da gerek yok çarşaf yastık yeter bize."

"Evet evet."

"O zaman yardıma gelin hemen."

Minho ayaklandı ve sigarasını söndürüp içeriye geçti, çalışma odasından çıkarak kendi odasına girdiğinde dolabının en üst dolabını açarak üç ayrı yastık indirdi, ardından aşağı çekmecelerden üç ince pike bulup tek tek dağıttı herkese. Jisung'a beklemesini söyledi.

"Siz geçin Changbin, halledersin zaten sen. Sabah erken kalkarsanız sıkıntı yok rahat olun atıştırın falan yani."

Chan gülümsedi. "Tekrar teşekkürler, iyi geceler size."

Changbin önden adımladı aşağı kata, iyi geceler diledikten sonra. Salona doğru adımlamaya başladı. Peşinden ufak adım sesleri duyuyordu, Chan'ın onu takip ettiğine dair. Merdivenlerden aşağıya adımlarken karşıdaki aynadan onu takip eden ufak bedende gözlerini gezindirmeden edememişti

Minho, Jisung için yatağının ilerisinde olan çekyatı açtı. En azından Jisung öyle sanıyordu. Jisung'un elinden aldı yastığı ve pikeyi. Yatağa çevirdiği cekyata bıraktı ve oturdu yavaşça.

"Sen misafirsin, rahat et. Yatakta sen yat, ben burada yatarım sorun olmaz bana."

Jisung hemen karşı çıktı. "Olmaz öyle şey, seni yerinden mi edeyim? Gecenin bir yarısı gelmişim zaten."

"İstediğin zaman gelebilirsin sana kapım açık, bana yük olmazsın. Rica ediyorum, sen geç yatağa hadi."

Jisung oğlanın tatlı konuşmasına dayanamayıp kabul ettiğinde, ikisi de yerlerine yerleşip uyumaya baktılar.

Bu sırada Changbin, ikisinin de koltuğunu açmış, Chan'ı yerine yatırıp üzerini örtmüştü güzelce. Ardından kendi koltuguma gecerek yayıldı ve çocuğa doğru baktı.

"Ne yorucu gündü."

"Çok yorucuydu gerçekten" dedi Chan.

Changbin birkaç saniye sessizce ona baktı, ardından konuştu.

"İyi geceler sarı kafa."

"Sana da iyi geceler kıvırcık."

Changbin ona verilen takma isimle güldü ve gözlerini yumarak iyice yerleşti yerine. Üzerindeki örtü beline kadar çekilmişti, saçlarının birkaç tutami alnına düşüyor, onu daha çekici gösteriyordu. Üzerinde bir çift göz hissediyor olsa da uyumaya baktı Changbin. Chan ise oglanda gezindirdi gözlerini, yüzünün her bir zerresini ezberliyor gibi görünüyordu bulduğu ikinci bir yastığı kolları arasına alaran yan yatmıştı Changbin'e doğru, başını yastığa yarı gömerek göz ucuyla oğlanı izlemeye devam ediyordu, yerine iyice sinerek boğazına kadar çektiği örtünün altında ısınıyor, bu yüzden de mayışıyordu.

Changbin her zaman kızlardan hoşlanmış birisiydi, en yakın arkadaşı Minho sayesinde başka yönelimlete de saygısı vardı elbette ama heteroydu kendi dediğine göre. Chan ise aşıktı gerçekten seviyordu. Ortamlarda şakasına yürüyor olmak kısmen onu rahatlatıyordu fakat git gide daha çok etkilenmeye başlamıştı, ayrıca Changbin de bazen geri çekiyordu kendini. Ne yapsa bilmiyordu artık, ama söyleyemezdi.

İc çekerek gözlerini yumdu, kendini uykuya bıraktı sessizce.

*****

Sabah gözlerini ilk açan Minho olmuştu, o genelde erken uyandırdı Changbin'in aksine. Yerinde doğrulduğu sırada onu yatakta gizlice izleyen Jisung'u yakalamıştı ona döndüğünde. Jisung'la göz göze geldiklerinde gülümsedi ve konuştu mırıldanarak.

"Günaydın Sung"

"Günaydın, kalkıp seni uyandırmak istemedim de ben."

"Uyandırabilirdin, sorun olmazdı benim için." Yavaşça yattığı yerden doğruldu ve saçlarını parmaklarıyla geriye tarayıp düzeltti, oğlana tekrar döndü. "Güzel uyuyabildin mi?"

"Hmhm, rahat uyudum. Normalde her yerde uyuyamam."

Aralarında sessiz bir bakışma geçmesine neden olmuştu Minho, oğlanın gözlerini izleyerek. Ayaklandı ve koltuktaki örtüyü toplayıp katladı.

"Sevindim o hâlde, kahvaltı hazırlamaya mutfağa ineceğim, gelmek ister misin?"

"Güzel olur, yardım da ederim hem."

"Nasıl istersen."

Gülümsüyordu ikisi de, Jisung yataktan kalkıp saçlarını düzeltti ve banyoya adımladı. Yüzünü güzelce yıkadıktan sonra kuruladı havluyla. Onun ardından Minho da girmişti banyoya tamamen uyandığında çıktı banyodan. Jisung'a yol göstermek adına önden odadan çıktı ve adımladı mutfağa doğru. Peşinden geliyordu Jisung'da, takip ediyordu oğlanı. Mutfağa vardıklarında Minho kahvaltılıkları çıkarmaya başlamıştı ki Jisung konuştu.

"Pankek yapayım mı bize?"

Minho ona baktı, Jisung'la yine birkaç saniye bakıştıklarında devam etti Jisung. "Güzel güzel yeriz çikolata bal falan varsa."

"Yap tabi, ben pek anlamam bu işlerden yemek nadiren pişer evde. İstediğin gibi kullan mutfağı

"Pekalaa."

Jisung kendine malzeme çıkarırken Minho yüzünde sırıtmayla masayı kuruyordu. Evli gibi hissettirdiği için sırıtmadan edememişti. Oğlan ise kendi halinde pankek hamuru hazırlıyordu ki duraksadı bir anda, nefesi kesildi olanla.

Minho ona yanaşıp tek elini oğlanın beline dolamış, üst dolabı açarak birkaç tabak indirmişti aşağıya. Jisung'un belindeki kol ve hemen dibinde olan beden heyecanlanmasına neden olmuştu ki Minho tabakları aldığında kapağı kapatıp tekrar masaya döndü ve masaya yerleştirdi.

İkisi mutfakta zaman geçirirken saat geçtikçe uyanmaya başlamıştı Chan, gözlerini araladığında karşısındaki adam hâlâ uyuyordu. Yavaşça doğruldu ve gerindi, derin bir nefes aldı ve uyanmaya çalıştı. Changbin'e seslendi.

"Changbin, uyan hadi."

Changbin onu duymayınca ayaklandı ve oğlanın yanına ilerledi, kıvırcık saçları geriye doğru okşadı yavaşça onun uyumasını fırsat bilerek. Onları çağırmaya gelen Minho'nun izlediğinden habersizdi, Minho ses etmeden geri döndü ve koridorda onlara seslendi.

"Kahvaltı hazır!"

Chan panikle kapı tarafına doğru bakarken kimseyi göremeyince rahatlamıştı, tekrar Changbin'e döndü ve omzunu dürterek konuştu.

"Changbin, sende uyanmak bilmiyorsun ya hadi."

Oğlan gözlerini yavaşça araladığında direkt Chan'ı görmüştü, derince nefes alıp verirken esnedi ve saçlarını itti geriye doğru. Doğrularak oturur pozisyona geldi ve bir süre bakıştı yerdeki halıyla.

"Kahvaltı hazırmış, ben geçiyorum geri uyuma sakın."

"Tamam sen git, geliyorum" dedi uykulu, derin bir sesle.

Chan başını sallayıp çıktı odadan, ardından mutfağa ilerledi ve Minho Jisung ikilisiyle konuşarak geçti kahvaltı masasına. Changbin ise ayaklanıp önce kendi yatağını topladı ve çekyati eski haline getirdi, sonra ise aynı şeyleri Chan'ın yatağı için de yaptı. İki yastık ve iki örtüyü de bir kenara bırakarak mutfağa ilerledi.

*****

Bu fice ağırlık veremiyorum ya niye bilmiyorum özür dilerim 😞

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 16 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gizli Gay, BinchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin