Oh, Daddy!

5

Age play burada başlar diyenler?

Taehyung kabul etmez diyenler?

Kaos istemek ehehehe

Hadi başlayalımm

Jungkook'tan

Taehyung... 1 haftadır asla cevap vermemişti ama bekleyebilirdim, beklerken boş durmamış onaylarsa diye heyecanla Seul çıkışındaki villanın bir odasını ona hazırlatmıştım. Büyük salondaki oyuncak tarafı, ona uygun özel mama sandalyesi bez masası. Biberonlar, emzikler kıyafetler ve daha da fazlası. Odasını yine mavi beyaz yapmış, rahat etmesi için boyuna uygun bir beşik yaptırmıştım. Şimdiyse barda oturmuş içerken Hoseok geldiğinde gülümseyerek ayağa kalktım ama o benim beklemediğim bir şekilde itti, çocuklar engelleyeceklerken durdurdum.

"Karışmayın siz, ne oldu?"

"Taehyung'a ne söyledin?"

"Benimle gel"

Yukarı kattaki odama çıktığımızda oturup bağırdı.

"Ne söyledin ona günlerdir düşünüyor ve susuyor?"

"Birşey demedim, bebeğim olmasını istediğimi ve istediği kadar düşünüp bana haber vermesini söyledim sadece"

"Ne sen mi?"

"Hoseok iyi misin? Jimin ve sen nasılsanız bizde Taehyungla öyle olabiliriz"

"Biliyorum sadece şaşırdım çünkü sikeyim bana söylemedi bile!"

"Utanmıştır"

"Evet dedi mi?"

"Hala bekliyorum"

"Ya cevap vermezse?"

"Hep bekleyeceğim"

"Neden?"

"Bilmiyorum, Taehyung çok masum benim aksime. Onu koruyup kollamak, kendim bakmak ve isteklerini yapmak istiyorum. Bu zamana kadar ilgi vermedim kimseye ama hastayken ona baktığımda kalbimin eridiğini hissettim"

"Aşıksın"

"Ne?"

"Aşıksın sen, farkında değilsin sadece"

"Saçmalama ne aşkı? Sadece tatlı ve yanımdan gitsin istemiyorum"

"Kendini kandırma, zamanla anlayacaksın aşık olduğunu"

"Saçma sapan konuşma dedim, Taehyung nasıl?"

"Konuşmuyor, bilmiyorum o yüzden. Çok korktum"

"Ona birşey yapacağımdan mı korkuyorsun Hoseok?"

"Hayır be saçmalama! Sen durduk yere kimseye zarar vermezsin, sana güveniyorum sadece aniden günlerce sustuğu için korktum"

"Evde mi?"

"Hayır, en son bizim mahalledeki parka gidecekti"

"Tamam, sonra görüşürüz"

Kafasını sallayarak gittiğinde bende arabama binip parka sürdüm, soğuktu. Havanın soğukluğunu siktir ettim gecenin bu saatinde parkta olması bile ona birşey olacak diye korkmama yetiyordu. Arabayı park ederek ilerledim soğuk havada, salıncakta kendi kendine sallanıp burnunu çeken bedeni gördüğüm gibi yanına giderek montumu giydirdim üstüne. Şaşkındı, ağzı açılmış bana bakarken montun önünü kapatıp şapkasını örttüm ve dizimin üstüne çöküp ellerini ısıtmaya çalıştım.

"Neden buradasın gece gece hm?"

"S-sabahları sallanmıyorum, insanlar kötü bakıyorlar bana"

"Donmuşsun resmen, gel hadi gidelim"