5

58 12 9
                                    

Daisy Diana Barnes sevdiklerini korumak için her şeyi feda ederdi, kendini bile. Şu an yaptığıda bundan farklı değildi, taktığı maskenin altından derin nefes aldığında o an hırs, sinir ve intikam duygusuyla her şey sessize alınmış gibiydi. Bucky'nin sesi hariç, elinde çevirdiği bıçağı beline yerleştirirken bakışlarını yanına gelen adama doğru çevirdi.

"Az kaldı."

Kadın cevap vermediğinde Bucky yavaşça onun saçlarına öpücük kondurduktan sonra Natasha yanlarına geldi.

"Kapı açıldığında inebilirsiniz."
"Kızı biz Zemo'yu bulduğumuzda getireceksin Natasha, unutma."
"Merak etme Barnes, planı istediğiniz gibi uygulayacağız."

Bucky maskesini taktığında kapı açılmıştı, Daisy önden indiğinde adam onu takip etmişti. Binaya girdiklerinde Bucky tek başına bekleyen adamı silahla vurduğunda kapının önünde durdular, alınlarını birleştirdiklerinde ikiside gözlerini kapatıp derin nefes aldılar.

Yine aynı noktaya geldik, normal anne ve babalar çocukları için kimseyi öldürmezlerdi belki bir kişiyi öldürürlerdi ama fazlasını yapamazlardı. Bucky ve Daisy Barnes'ın normal anne ve baba olmadığını varsayarsak bir kişiyi öldürmekle yetinmeyeceklerini tahmin etmek zor olmazdı ki sadece iki gün icinde üç düzineden fazla adamı öldürmüşlerdi ve bu yaptıkları oğulları içindi.

Bucky kapıyı açtığında Daisy içeriye attığı sis bombasının ardından hızla içeriye girip belindeki silahını aldı, önüne çıkan tüm adamları uğraşmadan silahla vurduğunda Bucky'nin de aynısını yapmış olduğunu gördü. Koridora girdiklerinde tüm silahlar onlara doğru döndüğünde Daisy kafasını sağa doğru yatırıp maskenin altından gülümserken Bucky edilen ateşlerden eşini korumak için demir kolunu Daisy'e siper ederken bir yandan o da ateş etti, kadın önüne çıkan ilk askerin diz kapağına vurup tek dizinin üzerine düşmesini sağlayıp bıçağını alnına sapladıktan sonra gelen kurşunları engellemek için adamı kendine kalkan yaptı.

Daisy'nin kendini koruduğunu gören Bucky ateş eden askere karşı kolunu kaldırıp mermileri engellerken ona doğru ilerleyip kafasını tuttuğu gibi duvara çarpıp kafasının ezilmesini sağladıktan sonra bıçağını diğer adamın alnına fırlatıp bacağından aldığı silahlada kalanları vurduğunda bakışlarını derin nefesler alan Daisy'e doğru çevirip hızla onun yanına doğru ilerleyip omuzundan tuttu.

"Yaralandın mı?"

Bucky endişeyle konuştuğunda Daisy baygın bir şekilde yandan bakış attıktan sonra maskenin altından konuşmaya başladı.

"Öyle bir ihtimal var mı?"

Bucky nefesini dışarıya verirken yinede kadını incelediğinde terden alnına yapışmış saçlarını geriye doğru itti.

"Benim süperasker olmadığımı unutuyorsunuz galiba."

İlerlemeye başladıklarında Bucky sırtındaki büyük silahını alıp temkinli bir şekilde önden ilerlerken onun peşinden Daisy silahını alıp takip etti, kulaklıklarında Natasha'nın kızı aldıklarını dair konuşmasını duyduklarında ilerlemeye devam ettiler. Laboratuvarın olduğu yere girdiklerinde her zaman olduğu gibi tüm lazerler üstlerine doğru dönmüştü, askerlerin arkasında Zemo ve onun yanında Adrian vardı ama Daisy doğruca Zemo'ya bakıyordu.

Kadın üzerindeki lazerleri umursamadan yanındaki askeri alnından vurup yere düşmeden önce tutup kendine siper ederken ateş eden askerleri Bucky vurmuştu, Daisy'nin gözü o kadar dönmüştü ki karnındaki acıyı bile hissetmemişti. Önüne çıkan askerin bacak arasına tekme attığında eğilen adamın kafasından tuttuğu gibi duvara vurduktan sonra bıçağını diğer adamın gözüne fırlattı. Silahını eline aldığı sırada üzerine atlayan kişiyle yerde yuvarlandılar, asker kadının üzerinde kalırken Daisy boğazına sarılan ellerle nefes alamadı.

Mr. and Mrs. BarnesWhere stories live. Discover now