Ailenin Bir Parçası

110 13 45
                                    

İyi okumalar. ❤️

Peter Clint'in arkasından geliyordu.
-Hey Pete! Arkamdan gelirsen seni göremem değil mi? Yanıma gel evlat.
- P-peki Bay Bar-
-Bak Pete bana artık Clint demezsen seni öldürebilirim. Şimdi duymak istiyorum.
-Peki Ba-Clint
-Olucak olucak. Böyle devam.
Peter Clint ile yürümeye devam ederken otoparka indiklerini fark etti. Buraya geldiğinden beri en çok burayı merak ediyordu.

Otoparka indiklerinde Peter hemen etrafı incelemeye başladı. Otoparkta her çeşit arabanın her serisinden üretimi vardı. Oradaki en sade arabaya doğru yürümeye başladılar.
-Hadi bin Pete.
-Peki Clint.
-Aferin evlat. Gördün mü çok da zor değilmiş.
Peter kafasını sallayarak arabaya bindi. Clint Amcasını seviyordu. Onunla ilk tanıştığı zamanlar bütün Avengers'a birlikte şaka yapmışlardı.

Peter otoparktan çıkarken öğlen olduğunu fark etti.
-Clint geçerken benim evime uğrayabilir miyiz acaba senin içinde uygunsa?
-Tabii. Evinin yolunu tarif eder misin?
-Tamam Clint teşekkürler.
-Ne demek.
Peter yolu tarif etti ve evinin önüne gelince arabadan indi. Yukarı çıktı ve evden içeri girdi. Peter'ın kenarda biraz birikmişi vardı. Bu hafta işe gidemediği için para kazanamamıştı. Önceden parayı böyle şeyler için biriktirdiğinden kendine içinden milyon kere teşekkür etmişti. Şimdi gidip bunu bankaya yatırması ve kirayı ödemesi gerekiyordu. Clint onun şoförü değildi. Kendisini ordan oraya taşıtamazdı.

Peter gizlice arka kapıdan çıktı ve koşarak bankaya gitti. Parayı yatırıp kirayı ödedikten sonra hemen geri döndü ve arabaya bindi. Clint, o biner binmez arabayı çalıştırdı ve yola başladılar.

Clint güvenli olsun diye ailesini şehir dışına yerleştirmişti. Bu yüzden yol uzundu. Peter kafasını cama yaslayıp düşüncelere daldı. Bunlardan bazıları: "Artık kenarda birikmiş param da yok. Ne yapacağım?" "Kiramı nasıl ödeyeceğim?" "Artık bu hafta çalışmam gerek." idi. Bu tür düşünceler Peter'ın aklında gezmeye devam ederken Clint çocuğun sessizliğini ve düşünceli halini fark etti.
-Hey Peter! Ne düşünüyorsun?
-Hı?!
-Ne düşünüyorsun diyordum evlat. Dalıp gitmişsin.
-Ben mi? Hiç öylesine gözüm dalmış.
-Sen öyle diyorsan...

Yolculuğun geri kalanı sessiz geçmişti. İkili Clint'in evine varınca arabadan indi. Clint kapıyı açarken kapının arkasından sesler gelmeye başlamıştı bile.
-Babam geldi, babam geldi!!
-Naber Nathaniel?
Kapının açılmasıyla 8-9 yaşlarındaki bir çocuk Clint'in kucağına atladı.
-N'apıyorsun Nathaniel hani sürpriz yapmak için sessizce bekliyecektik.
Konuşan 21-22 yaşlarında bir erkekti.
-Ben sizi duymuyorummmmm...
Clint numaradan duymama taklidi yapıyordu.
-Cooper kardeşine nazik davr- Aa misafirimiz varmış. Keşke önceden söyleseydin Clint. Hadi içeri girin artık.
Peter'ın, Clint'in eşi olduğunu düşündüğü güleryüzlü bir hanımefendi onları içeri davet etti. Peter Clint ile birlikte yemek odasına geçtiler. İçeride 20 li yaşlardaki bir kız sofrayı kuruyordu.
-Lila fazladan bir tabak daha koy kızım bugün misafirimiz var.
-Tamam anne.

Peter ellerini yıkayıp geldikten sonra yemek masasına oturdu. Masada çeşit çeşit yemekler vardı. Peter uzun zamandır ne bu kadar yemek çeşitliliği görmüştü, ne de böyle bir aile masasına oturmuştu. O sırada Laura son tabağı da sofraya koyarken
-Merhaba genç adam ismin ne?
- P-Peter. Adım Peter Bayan Barton.
-Aa lütfen Laura yeterli.
-Ona, kendime Clint dedirtene kadar canım çıktı benim. Sana da kolay gelsin.
Clint'in bu dediğine sofradaki herkes gülmüştü. Ve evet, buna uzun süredir geçekten içten bir şekilde gülmeyen Peter da dahil.

Yeni Bir BaşlangıçWhere stories live. Discover now