2.BÖLÜM

137 8 2
                                    

İlk defa bebekken, terk edilmiştim, ilk defa yetimhanede dayak yemiştim, ilk kez okulda dışlanmıştım.

Ve şimdi bu kertenkelemsi varlıklar her şeyin bir yanlış anlaşılma yüzünden olduğunu söylüyordu. Ne mutlu ki bu palavralara kanmayacak kadar çok şey yaşamıştım. Şimdi ise yapmam gereken tek şey bu sözde abi müsveddelerinden olabildiğince uzukta olmaktı.

Alaz denen o mahlukatın dediklerinden sonra yer yerinden oynamış, herkese Cehennemi yaşatmıştım. O kadar şeyin sorumlusu değillermiş gibi bir de iyi abi rolü kesmeye çalışıyorlardı. Beni dinleme zahmetinde bulunmayıp, çünkü bir taraflarından incileri akardı, tuttukları gibi arabaya atmışlar ve orada hayatımın bir hiç uğuruna bu kadar berbat olduğundan bahsetmişlerdi. Ya da ben bu çıkarımları yapmıştım.

Alaz güç bela beni arabaya soktuktan sonra herkes arabaya yerleşmişti. Ve nihayetinde 1.000.000 değerindeki o fevkalade soru geldi!

" Nasılsın Renata!"

Bu sorunun ancak Onur' un bünyesinden ve zeka seviyesinden çıkacağı çok tahmin edilesiydi. Yahu bu adamlar nasıl oluyorsa gidip komiser oluyordu anlamış değildim.

Düşüncelerim yüzüme de yansımış olmalı ki Yankı derin bir kahkaha attı ve Alaz'a bakmaya başladı.

" Abi bu bakışlar bile senin kopyan olduğunu açıklıyor, bence DNA testine gerek yok, o bir Karayel olduğunu açıkça belli ediyor zaten!"

Bu dedikleriyle arabadakileri derin bir tebessüm almıştı. Heleki Alaz bir ayrı bakıyordu, gözlerinde ona benzetilmemin gururunu yaşıyordu.

Fakat ben Yankı'ya muşmula suratımla Cuky'den hallice bakarken, nasıl oluyorda böyle konuşuyor  diye sormak isterdim. Bakışlarımdaki küfür gibi bu düşündüklerim de havada kaldı...

   En sonunda dayanamadım.

  " Lan dağdan inmeler, ne bu kız kaçırmalar!"

   Vee vee vee yine yeni yeniden bir kahkaha tufanı ile haber bültenimize kaldığımız yerden devam etmekteyiz. Ben bu terliksi hayvanları anlayamıyorum açıkçası. Ne varda gülüyorlar mantıklarını sorguladıklarım, Allah'ın noksan zâtları, 3 kere havaya atılıp 2 kere tutulan muhteremler inanın bilmemekle birlikte hiçte merak etmiyorum.

   Boş bakışlarımdan nasibini alan Onur'un yanındaki esmer, mavi gözlü ve oldukça kaslı beyefendi söze girdi.

   " Bak Renata, yaşadıklarının zorluğunu bilemeyiz belki ama kimsesizliği iyi biliriz. Ve bunu asla unutma, biz sana aile olmaya, senin kimsen olmaya geldik! Ben senin Kaner Abin. 4 numarayım."

   'Kimsesizliği iyi biliriz' Ne yani beni bununla mı vuracaktı, hemde 6 abisi varken. Neyin kimsesizliğiydi bu, yoksa ben mi saçmalıyordum. Hayatımda ögrendiğim bir şey varsa o da bazen işlerin göründüğü gibi olmadığıydı. Nitekim bana bakan biri serseri, ahmak, hırsız, kimsesiz diyebilirdi fakat benim içimde gerçekten yaralı bir taraf duruyordu.

  Ah Zoya, keşke burada olsaydın!

   Muhtemelen, üzerimde yeni öğrendiği dövüş tekniklerini deniyor olurdu. Eskiden ona sırf bu yüzden bile çok kızardım, bu günleri özleyeceğimi bilseydim, asla ama asla kızmazdım...

    Yavaş yavaş gözlerim doluyordu ve bu arabadakiler tarafindan yanlış yorumlandı. Bunu acıyan bakışlardan anlayabiliyordum. Ne yani olsa olsa acımışlardır, üzülecek değiller ya!

   " Hay sikeyim, oğlum ben yanlış ne söyledim?!."

   Kaner'in laflarının sonunda kafasına Yankı tarafından yediği şaplak paragrafın sonundaki nokta işlevindeydi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 13 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

RENATAWhere stories live. Discover now