8. Bölüm"Yenilgi"

34 6 27
                                    

Yeni bölüm geldi
Bu haftanın ikinci bölümü

Arkadaşlar kitap okunma almıyor. Eğer kitabı okunma almazsa yayından kaldıracağımı söylemiştim. Galiba bu gidişle öyle olacak. Lütfen kitabı okuduktan sonra beğenip ne düşündüğünü yorum olarak yazın çünkü sizin ne düşündüğünüzü öğrenmek istiyorum ve ona göre kitabı düzenlemeye çalışıyorum. Yapabilirseniz kitabı arkadaşlarınıza da önerip bana destek olabilirsiniz.

Keyifli okumalar:)

Ruhumun parçalanan kısmından gelen uyarı bedenime akın etmişti. İnsan ölmek ister ya ama ölemez, tam olarak o durumdaydım. Ölmezsem yaşayacaklarımın ne kadar acı vereceğini, ne kadar beni pişman edeceğini biliyordum.

Yakalandıktan sonra duyduğum o ses henüz açmadığım gözümden bir damla gelmesine neden oldu. Gözlerimi açmaya çalıştım. Yavaş yavaş göz kapaklarımı aralarken şimdiden pişman olmuştum. Bedenimde tarifsiz bir acı kendini yoklarken gözlerimi tamamen açmıştım.

Kaçma girişimde bulunup kaçamamıştım. Üstelik Aram'a yakalanmıştım. Görüş açıma tavan girdiğinde kafamı yavaş hareketlerle sağıma çevirdim. Yine aynı yerde, Aram'ın evinde, olduğumu anladığımda ağlamaya başladım. Olmamıştı, yapamamıştım, becerememiştim. Sol kolumdaki serumu önemsemeden yatakta oturur pozisyona gelip sırtımı yatak başlığına yasladım.

Sağ koluma baktığımda sarılmış olduğunu görmemle ağlamam şiddetlendi. Çocuktum daha, bu acı bana fazlaydı. Başkasının hatasına kurban gitmem adiceydi. Okuluma gidip geliyordum en son. Bir anda ne olduğunu anlamadan bu eve geldim ve eve gelmemin sebebi abimin yaptığı hataları telafi etmemdi. Telafi dediğime bakmayın, öldürülmem gerekiyordu.

Sol elimle gözümdeki yaşları sildiğinde kapı açıldı. Gelenin kim olduğuna bakmak için o tarafa baktığımda 40'lı yaşlarında bir kadın olduğunu görmemle rahatladım. Kadın odaya gelip bana baktığında "Uynamışsın, Aram Bey' e haber verip geliyorum kızım." diyerek kapıdan çıktığında kalbimin atışını ister istemez arttığını hissettim.

Bir kaç dakika sonra o kadın ve yanında doktor olduğunu düşündüğüm kişi içeriye geldi. Doktor önce ağrımın olup olmadığını sordu sonra koluma dokunup hissedip hissetmediğimi sordu. Serumu çıkarıp "Durumunuz iyi, iki gün kolunuzda ağrı hissedebilirsiniz ama kolunuzda ciddi bir yaralanma yok. Cam kemiğe değil etinize sağlanmış. Ağır işler yapmayın ve verdiğim ilaçları kullanın. Geçmiş olsun." diyerek çıkıp gitti.

Kadın "Adın Arin di değil mi kızım?" diyerek yanımdaki koltuğa oturdu. Kafamı ona çevirip tebessüm ederek
"Evet abla, adım Arin." diyerek kadına baktım. Kadın da bana gülümseme göstererek "Memnun oldum kızım, ben de Feride." dedi. "Ben de memnun oldum Feride abla." diyip önüme döndüm. Feride abla yerinden kalkıp gittiğine arkasından bakıp ofladım. Canım sıkılıyordu.

Bir kaç dakika sonra Feride abla elinde tepsiyle içeri geldi. Koltuğa oturup tepsiyi dizlerimin üztüne bıraktı. Muhtemelen sağ elim yaralandığı için o bana yemek yedirecekti. Eline kaşığı alıp kaseye daldırdıktan sonra kaşığı dudaklarımın yanına getirdi. Aç olduğum için itiraz etmden kafamı öne eğip kaşıktaki yemeği yedim.

Sahi ne zamandır uyuyordum? Aklıma gelen soruyla Feride ablaya baktım. "Abla ben ne zamandır uyuyorum?" diye soruverdim. Feride abla gözlerime bakıp "3.günün dolmak üzere." dediğine gözlerimi şok olmuş bir şekilde açtım. Duyduğum cevap kulaklarımdan beynime gittiğinde ne ara o kadar uyudum diye sormadan edemedim. Kafamı sallayıp şaşkınlığımı bir kenara bıraktım.

ZEHR-İ MEZAR Where stories live. Discover now