6.Bölüm "Suskun"

42 11 16
                                    

Yeni bölüm geldi
Keyifli okumalar:)

Odaya geçip kapıyı arkamdan sessizce kapattım. Bu evden kaçmam gerekiyordu hem de hemen. Camı açıp aşağıya baktım. Bahçede korumalar vardı ama onlardan yardım isteyemezdim. Bir yolunu bulup gitneliydim yoksa bu adam beni öldürecekti. Derin bir nefes alıp banyoda elimi yüzümü yıkadım. Kendimi toparlayınca koridora açılan kapının kulunu aşağı indirdim.

Kapıyı arkamdan geldiğimi belli edercesine kapattıktan sonra merdivenlerin başına gelip aşağı indim. Aram ve Baran 'ın gözleri beni bulduğunda sessizlik oluştu. Son adımımı da atıp Aram' ın yanına ulaşınca karşısında dikilip ellerimi göğsümde bağladım. Aram bana, ne olduğunu sorracasına alttan alttan bakarken "Acıktım ben. Yemek istiyorum ."diye kendimi açıkladım.

Aram yan tarafını işaret edip" Geç otur, yemek söyledim birazdan gelir." buz gibi çıkan sesiyle gözlerini Baran'a çevirdi. Yanına oturup yemeğin gelmesini düşünüyordum. Ben de gözlerimi Baran'a çevirdiğinde zaten bana baktığını gördüm. Sade bir gülümseme gönderip önüme döndüm." Selam, ben Baran. Sen de Arin olmalısın. " ona doğru döndüğümde kafamı sallayıp "Memnun oldum Baran."

Şu tipe bak beni öldürme hayalleri kuruyorlar sonra da gelip 'solom bon boron' diyor. "Burda mı kalıyorsun?" diye sorduğumda Aram'a kısa bir bakış attıktan sonra "Hayır, burada kalmıyorum ama burası evim gibidir. Hep gidip gelirim." Aram bu koskocaman evde tek başına yaşıyordu galiba. Aram 'a baktığımda dimdik Baran' a kilitendiğini gördüm. Bana da bazen böyle bakıyordu ama arkadaşına böyle bakması sonucu hayvan olduğu kanısına vardım.

Kapı çaldığında" Ben bakarım. " diye kapıyı açmaya giden Baran'ın arkasından baktım. Aram bir şey demeden yerinden kalktı ve mutfağa gitti. Arkasından gidip gitmemek arasında kaldığıma Baran'ın elinde poşetle "Davetiye falan mı bekliyorsun? Gelsene. " dediğini duyduğumda çekingen bir tavırla yerimden kalkıp mutfağa doğru yürüdüm.

Aram ve Baran sofraya oturmuş beni bekliyorlardı galiba. Baran'ın yanındaki sandalyeyi çekip oturduğumda yemeğe başladık.
"Okulla aran nasıl? " bakışlarım yanımda duran adama kaydı, bilerek mi yapıyordu? İç çekip Aram'ın gözlerine bakarak "Okulu bıraktım" dedim. Baran hafifçe gülerek "Ne o? Sevgilin seni yanına aldı diye okulu bırakmanı mı istedi? Aram hiç yakıştıramadım sana." dediği şeyle ağzıma yeni götürdüğüm su boğazımda kaldı.

Öksürüklere boğulurken bu adamın her şeyi bildiğini ama bir şeyin peşinde olduğunu anladım. Öksürüklerin dindiğinde ağzımı açıp bir şey diyecekken çalan telefon sesiyle durdum. Aram küfür savurarak telefonu açtığında apar topar ayağa kalktı "Baran hadi gidiyoruz." Baran, Aram'a baktı "Ben nereye geliyorum? Unuttun mu?" Aram başını hafifçe sallayıp üst kata çıktı.

Ne olduğunu çok merak ettim ama meraklı gözükmemek için soru sormayacağım. Merdivenlerden koşarcasına inen insana baktığımda yutkunmadan edemedim. Üstünde jilet gibi bir takım elbise vardı ve çok yakışıklı görünüyordu hakkını yemeyelim. Baran 'ın boğazını temizlemesiyle önüme döndüm.

"Ben çıkıyorum, siz de bir yere gitmeyin." diyerek kapıdan çıkan adama göz devirdim. Hani ne yapabilirim ki? Nereye kaçabilirdim? Yemeğimizi bitirip masayı topladık ve Baran'ın emriyle çay da demledik. Masaya oturmuş çay içerken "Ne iş yapıyorsun?" diye soruverdim. Baran düşüne düşüne sonunda cevap verebildi "Ben mafyayım." mafya mı? Çok komikti bence, gülmemi tutmaya engel olamadım. Bu konuda haklılık payı olabilir diye daha fazla bir şey demeden çayımı içtim.

ZEHR-İ MEZAR +18 (DÜZENLENİYOR) Where stories live. Discover now