4.Bölüm "Ruhsuz"

46 17 12
                                    

Arkadaşlar kitabı az kişi okuduğu için oy sınırı koymak saçma geldi zaten asıl kitap şimdi başlıyor oy sınırı şimdi koyacağım
Keyifli okumalar :)


Sonunda ikinci konuyu da anlatıp soru çözürmüştü. Kalan konuları da yarın evde tekrarlayacağımızı söyledi. Saate baktığımda 19.03 geçiyordu artık gitme vakti gelmişti. "Arin gel geç oldu, bu günde ben seni bırakacağım." bırakmasına gerek yoktu babama mesaj yollamıştım, gelip beni alacaktı.

"Yok. Yani gerek yok ben babama söyledim o gelip beni alacak." diyerek teklifini nazik(!) bir şekilde reddettim. Kafasını ağır ağır salladı ve elindeki telefonu açıp bir şeyler yazdı. "Tamam, bari aşağıya kadar eşlik edeyim." hafifçe tebessüm ederek kafamı salladım. Aşağı geldiğimde babamı evden çıkması için aradım. Telefonununa ulaşılamıyordu kapatmıştı galiba. Telefonuma bildirim sesi geldi kim olduğuna bakınca babam olduğunu gördüm.

BABAM:Kızım ben seni almaya gelemeyeceğim acil işim çıktı. Kendine iyi bak. Seni seviyorum ❤️

Sırası mı şimdi diye düşünürken okulun çıkışına geldiğimizde Aram hocanın BMW markalı aracını gördüm. Sabah bununla gelmemişti ki. Galiba az önce aracın gelmesi için birine mesaj attı. "Baban gelmedi mi?" gelmeyeceğini söylese miydim? "Hayır babam gelmeyecek. İşi çıkmış." dedim kısık çıkan sesimle. "Sen nasıl gideceksin bu saatte?" derken yüzünü bana dönmüştü. Ben de gözlerinin içine bakarken" Bir taksi bulurum ben."

"Bulacağını sanmıyorum. Gel artık ben götüreyim seni." ama yeter artık. Ben gelmeyeceğim seninle moruk "Hayır ben kendim giderim ama yine de teşekkür ederim." derken arkamı döndüm yürümeye başladım. Arkama bakıp " İyi günler hocam." diyip önüme dönüp yürümeye başladım. Sert soluk sesleri geliyordu ama çokta umrumdaydı.

Eve ulaşana kadar takip ediliyor hissine kapılmıştım ama etrafta sadece siyah Mercedes araba dışında bir şey yoktu. Eve geldiğimde tıkladığım kapıyı annem açtı.
"Hoşgeldin kızım." dedi gülümseyerek. Bu kadın olmasa ne yaparım bilmiyorum. "Hoşbukduk validem." diyerek yanağına bir öpücük kondurdum. "Gel hadi;ben de yeni yemeği kurmuştum, soğumasın."

Montumu asıp odama gittip çantamı yatağa fırlattım. Kendime gelmek için kısa bir duş aldım. İşlerimi hallettikten sonra aşağı indim. Babam hâlâ gelememişti. "Anne babam nerde?" diye sordum. "Yarın için bir işi çıktı oraya gitti kızım" dedi suyunu yudumlarken " Ne işi bu anne?" yine ne işi çıkmıştı acaba? " Kızım biz yarın şehir dışına çıkacağız yine. Babanın işleri yoğun biliyorsun."

Bunların benden habersiz bir yerlere gitmesi moda olmuştu artık. Beni de götürün demiyorum ama haberimin olmaması canımı sıkıyor." Peki ne zaman gelirsiniz?" bari erken gelsinler." Bilmiyorum kızım,işimiz ne zaman biterse. " kafamı sallayarak onayladım. Yemeğimi bitirdikten sonra bulaşıkları makineye dizip odama gittim. Telefonun neredeydi yine? Montumun cebine baktım yok. Çantama baktım yok.

Anneme çaldırmasını söyledim. Annem de aradığında ses gelmiyordu. Hasiktir ya! Kesin okulda unuttum, yarın gidip bakacaktım. " Anne telefonum kayboldu galiba." annem bana döndü. " Nerde kaybettin?" nerde kaybettiğimi bilsem kaybetmiş sayılmam. " Bilmiyorum anne. Okuldadır belki." okulda olsa da sağlam çıkar mı bilmiyorum.

"Kızım çalınmış olabilir. Zaten telefonun eskiydi. Sana ordan telefon da alırız. " doğru telefonum eskiydi alsınlar yenisini ama ben yine de bakmak istiyorum. " Tamam anne,peki biz nasıl haberleşeceğiz? " annemler evde kalmıyordu. Acil bir şey olduğunda onlara ulaşmam lazımdı." Kızım çok acil bir şey olursa arkadaşlarından ya da öğretmenlerinden haber verebilirsin."

ZEHR-İ MEZAR Where stories live. Discover now