35. bölüm

719 43 47
                                    

Tahir olmakta ayıp değil, Zühre olmakta
Hatta sevda yüzünden ölmekte ayıp değil.
Bütün iş Tahir ile Zühre olabilmekte
Yani yürekte.

Mesela bir barikatta dövüşerek
Mesela kuzey kutbunu keşfe giderken
Mesela denereken damarlarında bir serumu,
Ölmek ayıp olur mu?

Seversin dünyayı dolu dizgin ama o bunun farkında değil
Ayrılmak istemezsin dünyadan ama o senden ayrılacak
Yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mıdır?
Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık yahut hiç sevmeseydi?
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?

Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

-Nazım Hikmet.

                                ⚔️

Biraz daha gül suyuna batırıp saçlarında gezdirdi ellerini. Güzel kokardı, yumuşatırdı saçlarını.

Sehpasının üzerindeki tarağı alıp taradı yavaşça saçlarını.

"Müsade var mıdır kızım?" Tam örmeye başlayacaktı ki vazgeçti Yakup Bey'in sesini duyunca.

"Gelesin Bey babam." Yakup Bey otağına girdiğinde saygıyla ayağa kalkacaktı ki eliyle oturmasını emretmişti.

Yanına gelip oturmuştu yavaşça. Yakup Bey'in gözlerindeki hüzünle başını yere eğmişti yüreği burkularak.

Yakup Bey hiç ses etmeden tarağa uzanmıştı. Nazikçe saçlarını taradıktan sonra özenle örmeye başlamıştı.

Babasının en son saçın ördüğü zamanın üzerinden yıl geçmişti.

Selçuklu sarayına vazifeye gitmeden bir gece önce örmüştü en son.

Babası saçlarını örmeyi bitirdikten sonra ona dönmüştü minnetle. "Ellerin dert görmesin Bey Babam."

"Yağız ner'dedir?" Otağıdaki sessizlik hemen farkedilmişti.

"Medre- Alâeddin Bey bu gece sarayda kalmasını istemişti." Bir anda lakabını ağzından kaçırsa da çabuk toparlamıştı.

"Eyi, eyi ne de olsa bundan sonra ana babası olacaksınız onun." İçinde bir yerlerde heyecan ile atan yüreğinin sesini bastıramadı bir an.

Ana baba olmuşlardı.

"Yarın Toyun olur Gonca!" Şaşkın gibiydi Yakup Bey. "Sen benim küçücük kızımdın şimdi gelin olursun."

Gülümsedi nazlı nazlı, küser gibi hafif başını kaldırdı Gonca. "Artık küçücük Gonca'n değil miyim Bey babam!"

"Olur mu güzel kızım. Sen kaç yaşına gelirsen gel, benim küçücük kızım olarak kalacaksın." Sarıldı hemen Yakup Bey'e Gonca. Başını göğsüne yaslayıp hiç konuşmadan öylece durdular.

Yakup Bey başka hiç bir şey dememişti. Saçlarını şefkatle okşayıp, alnından öpmüştü. Bir şeyler söylemek ister gibi ağzını açtığında sesinin titremesinden korkar gibi susmuş, gözleri buğlanmıştı.

"Hep mutlu ol güzel kızım. Gelin gideceğin hanenin yükü ağırdır, başına her ne gelirse gelsin sakın yüreğinin paklığından, özünden vazgeçmeyesin." Sözleri ilmek ilmek yüreğine işliyordu sanki.

"Baba'm" Sarıldı sıkıca.

Yakup Bey başka bir şey diyemeyip çıkmıştı otağdan. Hep böyleydi zaten, veda etmeyi hiç sevmezdi Yakup Bey ama ilk defa kızına veda etmişti hüzünle.

ALGON Where stories live. Discover now