Bölüm Ⅱ: Yin & Yang ☯️ 🖤

Start from the beginning
                                    

"Fa-" Onlara bırakmaları için kendi dillerinde yalvaracakken duraksadım. Çince konuştuğumu bilseler belki de birinin beni buraya kasten gönderdiğine inanırlardı ve hayatta kalmam imkansızlaşırdı. En azından okuduğum mafya hikayelerinde böyle olurdu.

40 yıl düşünsem okuduğum hikayelerin bir gün işime yaracağı aklıma gelmezdi.

Ağzımdan çıkan kelimeyi anlamsız olsa da Türkçeye bağlayıp şüphelenmemeleri için tamamladım. "Fa... Fasulye bırakın gideyim." Evet, akıl sağlığımı sorgulayacakları türden bir cümle çıkmıştı ortaya.

Aralarında konuşmaya başladılar.

"Fasulye?"

"O ne demek istiyor?"

"Beyler, ben mi Türkçe anlamıyorum yoksa siz de benim duyduğum gibi mi..."

"... Korkudan ne dediğini bilmiyor olmalı."

Patronun "Bırakın," dediği an adamlar kılıçlarını boğazımdan çektiler.

Derin bir oh çekerek kesik var mı diye ellerimle boğazımı yokladım. Neyseki bir şey yoktu.

Ardından, "Siz de indirin silahları." dediğinde etrafıma baktım. Herkes bana doğrulttuğu silahları indirmişti. Arkama dönüp ona baktığımda yerde duran pastama baktı ve tek dizinin üstünde çömeldi. Parmak ucuyla pastadan bir parça alıp ağzına götürdü.

Pastanın tadına baktıktan sonra çatık kaşlarını yukarı kaldırıp dudaklarını birbirine bastırdı. Türkçe konuşarak, "Eh işte." dedi.

Ne tür bir psikopatsın sen?

Yaptıkları karşısında ağzım apaçık kalmış, olan biteni öylece izliyordum. Tekrar ayağa kalktığında kendime geldim. Herkes silahını indirdiğine göre ne diye duruyordum ki burada?

Önüme dönüp tekrar koşmaya başladığımda arkamdan seslendiğini duydum. "Küçük, bir dahaki sefere bu kadar yumuşak olmayabilirim. O yüzden karşıma çıkayım deme."

Gece kulübünden soluk soluğa çıktıktan sonra hemen bisikletime atlayıp sürmeye başladım. "Uğursuz manyak!" "Suç bende! Neden böyle bir yere sipariş götürmeye çalışıyorum ki!"

"Neyseki kıvrak zekan sayesinde ucuz atlattın kızım!"

Hayatımda ilk defa gerçek silah görmüştüm. Ve ilk defa yanımda birisi silahını ateşlemişti. O korkunç silah sesi kulağımda yankılanıp dururken Patron dedikleri adamın yüzü gözümün önünden gitmiyordu. Bu halde eve gitmesem iyi olurdu. Hem bizimkilere olanları anlatamazdım da. Anlatsam da inanmazlardı, orası ayrı.

🖤🖤🖤

Sahilde saatlerce oturduktan sonra bir nebze de olsa rahatlamıştım. Eve döndüğümde saat gecenin 3'üydü. Işıklar kapanmış, herkes çoktan uyumaya gitmişti. Oturma odasındaki kanepenin üstünde, televizyonun karşısında uyuya kalan abimi görünce odama geçmeden önce sessizce onun yanına gittim. Öteki kanepenin üzerindeki battaniyeyi alıp usulca üzerine örttüm. Onu uyandırıp neden bu saatte döndüğümü sorgulamasını istemiyordum.

YANLIŞ MAFYA ⚔️Where stories live. Discover now