zehirli sarmaşıklar, kırmızı güller;

16 4 18
                                    



by nep,

bir mektup

bir mektup

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



Gökyüzünün bile kırmızıya boyandığı bir gecedeyim, içimdeki ateşi söndüremediğim yüreğimin ise sevmeye yetmediği bir zamandayım. Ağaçlar gölgesini yüzüme düşürmüş, zihnimin güllerle olan kavgasını izliyorum.

Yüreğime ılık ılık akan zehre sarılıyorum, gücün bedenimi ele geçirmesine kaptırıyorum kendimi. Dikenler bedenimi sarıyor, can kırıklarımı seviyorlar. Günlerden perşembe, saat gecenin ikisi ve ben bu hücrede kendimi öldürmek üzereyim.

Hep merak etmiştim ölümümün nasıl olacağını, belki de biliyordum kendi kendimi yok edeceğimi. Yüreğimdeki ağırlık beni ele geçirirken göz yaşlarımı esir almıştım. Yazdığım intihar mektubunun ardında bile güçlü görünmek istiyordum. Fakat, herkes bilirdi ki kendi canına son veren kimse güçlü olamazdı.

Pişmanlıklar ile yaşadım hayatımı, kırmızı güller topladım kendime dikenlerini kopardım tek tek. Her gün yavaş yavaş solmamı izledim, sustum. Yaşamak için çığlıklar atmam gerekiyordu, atmadım. Dalından koparılmış ve vazoya sergilenmesi için konulmuş güzel bir demet gülden farkım kalmadı. Vazonun sergilendiği mutfağıma her giren ellerimden yemek yediler, bir demet daha kopardılar bahçemden, her bir öğün sonrası tadının neden bu kadar tatlı olduğunu ama nasıl rahatsız etmediğini sordular. Güller her yemeğimin başyapıtı oldu, onlara tarifler verdim. Aynısı olmadı.

Güllerimin dikenleri var diye suçladılar, bahçeme girerken bana sormadılar. Toprağımı suladılar, neden çamur oldu dediler. Güllerimi kuruttular ama beni sevmediler. Benden her şeyi istediler, büyürken her şeyimi aldılar. Bazı dönemler böcekler yapraklarımı yediler. Onlara kızmadım, onları sevdim. Ben karıncalara basmamak için uğraşan o çocuktum.

Büyüdüm, güllerin bana yetmediği bir yaşa geldim. Avcumda bir tutam sarmaşık tohumu vardı, belki onları gönüllerince severler diye ektim ve büyüttüm. Sevmediler, yoldan geçerken yapraklarını kopardılar. Bazı zamanlar bir yağmur damlasını fazla gördüler.

Bu paramparça kalbi hak etmiş miydim ben Anne? Neydi bendeki hata onları sevmek mi yoksa Tanrı onlara etten bir kalp bahşederken benim camdan kalbim onlar için çok mu basitti? Korkma, güçlü kal dediğin her an daha çok korktum kırılmaktan. Kırılmadan yaşayamazsın dediğin her an parçalara ayrıldım, yüreğimden ılık ılık akan can damlalarına şahit oldum.

İsyan içerisinde değilim, sadece anlaşılmak istedim. Kimselerin olmak istemedim kendim olmak dışında. Her dışarı adımı attığımda belki de sevmekten asla usanmayacağım tek kişiyi görmek istedim. Susturdum içimdeki güçsüz kişiyi. Bir gül kadar narin olmam söylendi, ben de oldum. Ben sizin istediğiniz her şey oldum, fakat kendimin en azılı düşmanı olmak daha kolaydı. Her kalıba sığdım, gücümü bahçemden ve kuruyan güllerimden aldım.

Dikenlerim sarmaşıkları zehirledi. Gün sonunda kendimi boş bir hücrede buldum. Güllerimin ve sarmaşıklarımın kendini göstermediği bir oda. Artık sesimi ne kadar çıkarırsam çıkarayım kimsenin beni duymadığı bir oda, her gün hayallerimle yaşamayı öğrendiğim bir oda. Anne, beni neden buraya kapattın sen de mi istemedin beni? Dikenlerim mi battı?

Kendimi kaybetmek üzereyim. Kırmızı gökyüzü bana göz kırpıyor. Ağaçlar solup yapraklarını döküyor. Tanrı'nın bahşettiği güç ve kan bedenimde çekiliyor. Yok olmak bu kadar kolay mıydı her zaman? Bir gülü soldurmak bir yaprağı dalından koparmak ve özünü kaybettirmek, her zaman kolay mıydı? İnsanlar hep acımasız mıydı utanmazlar mıydı beni kalıplarına kurban ederken. Sonunda ellerine istediklerini verirken göz yaşlarımı hapsettiğim bulutlar beni sevecek miydi?

Zehirli bir sarmaşığa dönmek istiyorum, her bir yaprak kopardıkları yerden kanımın ılık ılık akmasını ve ardından dikenli güller açmasını istiyorum. Ellerini sürdükleri her an gölgemde çürüyen bedenlerine ev sahipliği yapmak ve onlara bakıp içimdekileri haykırmak istiyorum.

Ölü bedenime ulaştığınızda arkamdan ağlamayın. Bundan sonra bana istediğinizi yapmaya devam edebilirsiniz. Ben hiç yanınızda var olduğumu hissetmedim bir gölgeydim sizin için. Zehir beni ele geçiriyor, artık göz yaşlarımı tutamayacağım. İlk önce bilincimi kaybedeceğim sonrasında ise ani bir kalp krizi ile ölmüş olacağım.

Eğer panzeri bulursanız, yaşayacağım hayatın dikenlerden ibaret olmadığını görmek isterim. Ağlamak oldukça rahatlatıcıymış, kendime ağlamak için daha fazla zaman vermeyi yeğlerdim. Yüreğimdeki sızı peşimi bırakacaksa yeşermiş yaprakların bir parçası olacağım. Ve eğer bu -bir ihtimal arkamdan üzülen olursa diye- içinizi rahatlatacaksa size son bir yemek yaptım ve birkaç tarif bıraktım. Yanaklarımdan süzülen yaşlar bulutların neden ağladığını anlamamı sağlıyor.

Son bir gül, son bir diken ve son bir sarmaşık daha.

Yeni çiçekler yetiştirmek istiyorum ama çok yorgunum, belki de bir ağaç olurum, Fakat ben bir ağaç olamayacak kadar güzel ve hayat doluydum. Bir gün daha, sadece bir gün daha.

Yaşamak istiyorum.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

ゃ

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Bir intihar mektubu, bunu yazmak hiç kolay olmadı. Yaşamak isteyen ve onu yaşamdan koparmış birisini hiç kimse kurtaramaz. Yaşamının her dakikasında zorlanmış ve kırılmış birisini iyileştirmek çok zor. Her zaman ruhlarına dokunmak istediğim insanlar kadar kendi ruhuma da dokunmak istiyorum.

Üstesinden gelmemiz gereken şeyler var. Ben kırgınım, camdan bir kalbe sahibim ve belki de tek suçum çok sevmek yaşamayı.

Umarım, birisi gülü erken bulur ve onu yaşama döndürmek için bir ihtimalimiz olur. Toprağında can bulur çiçekler onlara bir yuva olur .

-26 Nisan 2024, 03.26

Zehirli SarmaşıklarWhere stories live. Discover now