Bölüm 7

15 2 1
                                    

                     BÖLÜM 7

" Önüne gelene kıymet verirsen gün gelir en kıymetli yerlerinden vurulursun"

Aysel'im, canım arkadaşım. Belki de her şeyin farkındaydı ama beni kaybetmekten korktuğu için susmayı tercih etmişti. Ve eminim arkadaşının aptal yerine konmasına ne kadar çok içerliyor, öfkeden deliye dönüyordu. Fakat bir gerçek var ki, benim kör aşkım onun dudaklarından çıkan gerçeğe sadece nefretle karşılık verirdi. En güçlü yeteneğim bana dünyanın en büyük kazığını atarken artık benim için bu yetenek, lanetten başka bir şey değildi. Bu yüzden beni son zamanlarda etkileyen adamdan köşe bucak kaçarken, kasabanın diğer sakinleriyle çok iyi anlaşmıştım. Bibi bile bana eskisi kadar soğuk ve mesafeli değil, aksine ilgiyle yaklaşıyordu. Zaman zaman düşünüyordum; beni burada tutmak için yeni oyunları mı diye fakat daha sonra gözlerindeki o samimi bakışlara inanmaktan kendimi alamıyordum. Bu ihanet biliyordum ki ben de en büyük hasarı böyle vermişti; insanlara olan şüpheci tavırlarım sadece kırıp döküyordu, geldiğimden beri yaptığım gibi.

Dolan elma dolu sepetimi kenara koymadan önce içlerinden en iri olanı alıp gölgelik yere oturdum. Bir ısırık almak için uzanmıştım ki, "Önce yıkayalım" diyerek elimdeki elmayı alan yaşlı kadın elindeki eski bir ibrikle yıkayarak geri uzattı. "Teşekkür ederim" dedim biraz çekinerek. Zira o ne kadar hiçbir şey olmamış gibi davransa da ben utanıyor, rahatsız hissediyordum. Yüzündeki anlayışlı tebessümle yanıma oturduğunda daha çok gerilmiş bakışlarımı çevrede dolaştırmıştım. "Bir keresinde buraya genç bir kız geldi. O senden daha gençti, reşit olduğundan bile şüpheliyim. O kadar çok gülümsüyordu ki, etrafa gülücükler saçıyordu. Her ne kadar ailesinden koptuğu için üzülsem de, içten içe ona hayranlık duyuyordum. Çünkü hayatındaki bütün olumsuzluklara rağmen inancını ve mutluluğunu kaybetmiyordu. Bu tabii ki çevresindeki insanlara da bulaşıyordu. Burada kendini kapatmış, depresyonda olan kim varsa daha mutlu olmaya, elindekinin kıymetini bilmeye başlamıştı. Sonra öğrendim ki, yüzündeki taktığı boş bir maskeden başka bir şey değilmiş. Sonra gitti ama geride iyileşmiş insanlar bırakarak." Diye sözünü bitiren yaşlı kadına, "Ailesinden neden ayrıydı?" diye sorarak aklımda takılıp kalan soruyu sordum. "Çünkü bazen hayat planladığın gibi gitmez"

"Yine kaçamak bir cevap daha" diye alaylı bir karşılık verdiğimde, "Sadece bilmen gerekenleri söylüyorum daha fazlasını değil. Zira kimsenin özel hayatını dillendirip konuşmak haddim değil. Eğer olsaydı, buradaki herkes aramızda olmanın sebebini çoktan öğrenmiş olurdu." Diyen yaşlı kadına şaşkınlıkla dönerken o konuşmaya devam etti. "Ama farkındaysan, kimse sormadı bile. Çünkü burası senin geldiğin dünya gibi değil ve burada kimse bilmesi gerektiğinden fazlasını merak bile etmez. Birbirimizin özel hayatına o istemedikçe zorla müdahale olmayız." Diyen kadına ne kadar çok hak veriyor olsam da içimdeki şüphe git gide büyüyordu. Bahane bile olabilirdi zira. Derin bıkkın bir nefes verdikten sonra, "Siz benim hakkımda ne biliyorsunuz ki?" diye sormaktan kendimi alamamıştım. Sürekli aynı imayı gözüme sokup duruyorlardı ve bu çok can sıkıcıydı.

"Burası o kalabalık şehirlerin keşmekeşliğinden uzakta küçük bir dünya ve bazen o dünyadan kopup gelmiş misafirlerimiz oluyor senin gibi. Ve hepsi o kadar bıkmış ki değil konuşmak adını bile söylemekten kaçınıyor. Biz de sormuyoruz, bu da onları mutlu ediyor. Tabii böyle olunca zamanla gözlerinin içine bakıp dertleşmeyi öğrendik. Biz ne yaşadıklarını sadece tahmin edebiliriz ama konuşmayız" Dedikten sonra gözlerimin içine baktı.

"Kahin değilim kızım ama gözlerindeki keder, bitmek tükenmek bilmeyen şüphelerin ve bundan doğan hırçınlığın az çok arkanda ne bıraktığını anlatıyor. Hiç sormadım, asla sormam. Fakat anlatmak istediğinde seni can kulağıyla dinleyeceğime emin olabilirsin." Şefkatli dokunuşu omzuma değdiğinde gözlerimde akmayı bekleyen bir damla yaş yanaklarımdan akarken başımı eğip gözlerimi kaçırdım. "Peki, o bahsettiğin genç kız.." diyerek tekrar merakla yaşlı kadına döndüm. "Maskesi nasıl düştü?"

"Geri dönmek istemediğinde"

"O zaman neden gitti?" diye sorduğumda yüzünde hüzünlü bir tebessüm oluştu.

"Çünkü buraya ait değildi, senin gibi." Her zaman yüzüme vurduğu gerçek yutkunmama sebep olurken devam etti.

"O yüzden seni uyarmalıyım. Her ne kadar bizi adam kaçıran bir çete olarak görüyor olsan da, böyle düşünmen daha mı iyi diye kendimi sorgulamadan edemiyorum. Zira buraya alışmanı ya da buradan birini sevip bağlanmandan çok kokuyorum." Diyerek gözlerimin içine bakarken bakışlarımı kaçırmamak için kendimi zor tutmuştum. Bu korkusu beni de korkutuyordu ve içten içe yanılmış olmayı, olmasını dilerken buldum kendim. Bakışlarımda ne gördü bilinmez, "Sakın kızım gerekirse kaçmaya ona giden yollarını değiştirmeye devam et" derken tedirgindi. Ben ise şaşkınlıkla gözlerinin içine bakıyordum. Anlamıştı, ama nasıl? Ben bile emin değilken, onun çoktan boşlukları doldurmuş olması kâhin değilim diyen sözlerinden de şüphe etmeme sebep oluyordu. Zira düşüncelerimi bile okuyor olduğunu düşünüp tedirgin oluyordum. "Ben..

"Açıklama yapmana gerekyok hatta bahsini bile açmamakta yarar var. Zira konuşursan gerçek olur. Aklınıbile sustur kızım, kalbin de zamanla ikna olacaktır" derken kendi söylediklerineinanmayan bir ifadesi vardı. Başımı tereddütle olumlu anlamda sallarken "Kafakafaya vermiş ne konuşuyorsunuz hanımlar?"diyen keyifli ses kalbimihızlandırmaya başlamışken nasıl onu zamanla bu yalana inandıracaktım,bilmiyordum. Bibi'nin bakışları ben ve esmer adamın üzerinde gerginliklegezerken ayaklandı. "Gel oğlum benim odunlar yine yığıldı onları bir halediver"diyerek kollarına sarıldığında Kürşat'ın tereddütlü bakışları beni buldu. Lâkinbaşımı çevirip görmezden gelmeye devam ettim. Bu tavrım ile istenmediğinidüşünmüş olacak, bir şey söylemeden yaşlı kadının peşine takıldı. Ben isearkasından hüzünle bakarak peşinden koşmak isteyen tarafımı yumruklarımısıkarak durdurdum. Uzaklaşan iki beden üçüncü bir kişi tarafındanduraksadığında bu sefer sıkıntıyla doldum. Zira yine aynı ismini ve kim olduğunubilmediğim kadın Kürşat'ın kollarına vantuz gibi sarılmış bütün dişlerinigöstererek gülümsüyordu. Ve bu kıskançlık hissini uzun zamandan beri ilk defakocamandan başka bir adam için yaşarken kalbimi susturmak için geç kaldığımıbiliyordum.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 25 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

GriWhere stories live. Discover now