14.Bölüm Kütüphane cezası

484 27 14
                                    


Sabah kalktığımda başımda inanılmaz bi ağrı vardı,dün gece zıbarana kadar sessizce ağladığım için olabilirdi bu ağrı ama neyse.

Gözlerim o kadar acıyorduki açamıyordum bile.Kızlar uyuyordu bundan dolayı sessizce banyoya gittim bu haldeyken beni görmemeleri lazımdı.

Banyo aynasından kendime baktığımda tanıyamaz oldum gözlerim inanılmaz derecede şişmişti ve kızarmıştı dudaklarımın rengi yoktu,sadece dudaklarımın olsa yine iyi tüm yüzümün rengi yoktu.

Tekrardan içeri girdim ve üniformamı alıp banyoya girdim.Duşta ayarı en soğuğa çevirdim bi tek bu şekilde ayılabilirdim çünkü.

Soğuk duşun altında 1-2 dakika bekledim alışmak için,soğuktan dişlerim zonkluyordu çenem birbirine çarpıyordu ama yavaş yavaş alışıyordum.

Banyodan çıkınca saçımı kuruttum ve bir büyü ile düzleştirdim normalde saçlarımı düzleştirmekle uğraşmazdım zaten düzdü ama dün ne olduysa saçlarımda etkilenmişti sanırım.

Bol kapatıcılı bir makyaj yapıp üniformamı giydim ve odadan çıktım.

Diğerleride yeni uyanmıştı ve ayılmayı bekliyorlardı sanırım.Pansy'ye bir günaydın diyip odadan çıktım erkenden yemek yiyip kütüphane temizliğine gitmem gerekiyordu hem bu sayede Mattheo ile de konuşabilirdim.

Büyük salon tahmin ettiğim gibi çok dolu değildi zaten erken inmiştim,hemen masanın en ucuna geçtim ve 2 gündür doğru düzgün yiyemediğim yemeğin acısını çıkardım .

Büyük ihtimal herkes benim dünkü yaşananlar yüzünden böyle yiyemeyeciğimi falan düşünüyor ama yanıldınız,ben aksine o kadar heyecanlanmıştım ki yemekle bastırmaya çalışıyordum.

Yemeğimi bitirdiğimde zaten büyük salon dolmuştu.Bunu fırsat bilip hemen aradan kaynayıp kütüphaneye gitmeye başladım.

Kütüphaneye girdiğimde gördüğüm görüntü ile ağzımın yarısı açıldı,buraya ne olmuş böyle savaş alanı gibiydi sanki,hey yer birbirine girmiş kitaplar dağılmıştı.

Ben tam işe başlıyacaktım ki saolsun profesör McGonagall beni durdurdu.

"Merhaba bayan White erkenden gelmişsiniz kütüphaneyi temizlemeye bu kadar hevesli olmanız beni çok mutlu etti"

Yüzüme en samimiyetsiz gülümsemi takmıştım "Ya ne demezsiniz Profesör"o da bana güldü.

Kapıların açılma sesi geldiğinde ister istemez panikledim,kapıya baktığımda onu gördüm.Sinirli,üzgün,kızgın,hayal kırıklığı yüzün de tüm duyguları barındırıyordu sanki.

"Ah bay Riddle biz de sizi bekliyorduk hoşgeldiniz"Mattheo kısa bir baş sallamıştı.

"Her neyse asalarınızı alıyım başlayabilirsiniz"asaları teslim ettik,Profesör McGonagall'ın gitmesini bekledim,gözden kaybolunca Mattheo'ya döndüm.

Bana bakmıyordu o gözleri her yeri ince ayrıntısına kadar taramıştı ama bana deydirmemişti,neden peki cidden bitmiş miydi her şey hem de ben tam korkularımı yenmişken.

Hiçbir şey demeden raflara doğru gitmeye başladı ben ise hala olduğun yerde yalı kazığı gibi dikiliyordum.

En sonunda aklım yerine geldi ve temizliğe başladım.

2. Rafımı bitiriyordum ama bana mısın demiyordu deliricektim bu kütüphanede kaç kitap var lan,ben içimden bunlara söverken elim bi kitaba çarptı ve düştü.Kitabı almak için eğildim ama içindeki sayfaya daldı gözüm.

"İhtiyaç odası mı?"kendi kendime mırıldandım ve sayfayı okumaya başladım.

Büyücülerin kendi isteklerini karşılayacak yer,bi dakika geçen keşfettiğim o da,tabi ya ihtiyaç odası.

İmkansız mı?-Mattheo RiddleWhere stories live. Discover now