Deja vu

10 3 12
                                    

Yavaşça, huzurlu bir şekilde dolaşıyordu şehrin sokaklarını. Neden dışarı çıktığını bile bilmiyordu ama çıkmıştı işte. Birden karşısına komşularından biri çıktı, birkaç dakikalığına sohbet ettiler. Yine yürümeye devam ederken gözleri etrafındaki her şeye dikkatli bir şekilde bakıyordu. Elma ağaçları, uzun kısa sıralı binalar, trende gördüğü çocuk... Trende gördüğü çocuk mu?!

Gözleri genişçe açıldı, cidden oydu. Yine takmıştı maskesini, yine giymişti o bol kıyafetleri. Deja vu gibi hissettiriyordu, ama mekân farklıydı. Bu sefer kararlıydı, onunla konuşacaktı. Saçlarını düzeltip makyajını kontrol edince hızla yanına gitti. 

"Selamm! Beni hatırladın mı?"

"Ah.. evet, hatırladım."

Sara utançla elini arkasına attı. Bu yalan söylemeye giriyordu artık. Bir yerde buna dur diyip kendisini açıklaması gerekiyordu. 

"İşin yoksa beraber yürüyelim mi? Hem birbirimizi daha iyi tanımış oluruz." 

"Kokomi, aslında-"

"İsmimi nereden biliyorsun?"

Kafası karışmış gözüküyordu. 

"Şey.. demin teyzeyle konuşurken duydum!"

Niye yalan söyledi yine? Aslında kim olduğunu açıklamak için mükemmel bir fırsattı!

"Ah anladım! Gerçekten keskin kulakların varmış demek ki! Peki senin adın ne?"

Şimdi mecburen bu yalanı sürdürmek zorundaydı. Ama isminin Sara olduğunu söyleyemezdi ki! O anda aklına takma adını kullanma fikri geldi.

"Shouji. Aslında gerçek ismim bu değil ama resimlerimi hep bu takma adla paylaşıyorum. Bir nevi yeni kimliğim sayılır."

"Wow, resim mi çiziyorsun? Görebilir miyim?" 

Kafasını sallayıp çantasından defterini çıkarttı. Sayfaları yavaş yavaş çevirirken konuştu. Aslında bu yalanı sevmişti.

"Aslında burada ilham aramak için dolaşmaya çıkmıştım. Ama pek bir şey bulamadım."

"Gerçekten çizimlerin çok güzel. Etkilendim."

"Teşekkürler, utandım."

"Beni çizer misin?"

Uzunca bir süre bakıştılar. İkisi de bunu içten içe istedi. 

"Elbette."

That Guy On The Train!Where stories live. Discover now