Bölüm 18 - Hatun

15 2 2
                                    

Beyaz masa...

"Bay Glass. Ben Karen." dedi ve masanın diğer tarafındaki sandalyeyi çekti.

Oturup dosyayı masaya koydu.

Sesimi çıkartmadım.

Belki yanlış odaya girdiğini zannedip geri gider.

Nefesimi bile yavaşça alıyordum.

Karen: "Hayret.. Kameraya parmak oyunları yaparken çok rahat gözüküyordunuz. Şimdi ise sesiniz çıkmıyor."

Tüh..

Yakalandık..

"Bay Frank nerede acaba?" diye sordum.

Kadınların yanında rahat olamıyordum.

Kadınlar korkunç..

Bilinmez varlıklar.

Gece yatağınızın altında saklanan öcüler gibi...

Bu kadın gitsin Frank gelsin.

Karen: "Bay Frank hastaneye gitti. Karın ağrısı çekiyormuş."

Sonra dosyayı açtı.

Attığım tekme Frank'a yaramamış anlaşılan

Karen "Şimdi size bir teklif sunacağız. Tabii ki kabul edip etmemek size kalmış" diyip dosyayı önüme itti.

Dosyanın üstüne kalem bıraktı.

Kadına baktım.

Gözlüğünün camları kararmış gözüküyordu.

Yine de gözleri gözüküyordu.

Sahte bir gülümsemeyle bana bakıyordu.

Gözlerime...

Arkamdaki sandalyeye değil.

Ya da beyaz duvara...

Tüylerim diken diken oldu.

Dosyaya indirdim bakışlarımı.

Sıcak basmıştı.

Terledim.

Yazıları okumadan sordum: "Frank ve siz, ikiniz de sanki direkt gözlerime bakıyormuşsunuz gibi hissettim." dedim.

Bu bir soru değildi.

Ama cevap istiyordum.

Karen: "Evet, biraz önce gözlerinize baktım. Taktığım gözlük sizin nerede olduğunuzu gösterebiliyor. Yine de dijital bir görüntü. Sizin tam görüntünüz sayılmaz."

Termal kamera demiyor da dijital görüntü diyor.

Ellerindeki bütün kozları vermek istemiyorlar anlaşılan.

Yine de ben görünmezim aptal değilim.

Karen devam etti: "Ancak Bay Frank'ın durumu farklı. Tam olarak nasıl olduğunu söyleyemem ancak ona özel bir durum olduğunu söyleyebilirim."

Özel güce falan sahip olmalıydı.

İpucu vereceğinize direkt söylesenize.

IQ seviyemi mi test ediyorsunuz anlayamadım.

Neyse...

Dosyayı açıp okumaya başladım.

Glass Adam (S. FİNALİ)Where stories live. Discover now