Bölüm 28. Köpükten Balonlar ve Gökkuşakları

Start from the beginning
                                    

Bu ses tonu da neydi böyle? Bu adamın aklımla ve kalbimle zoru neydi?

"Ama Ali Ata," dedim yine aynı cilveyle. "Sırtım bir dağa yaslıyken olacaklar için neden endişeleneyim ki?"

İşte bu son serzenişim oldu. Tek hamlede kendimi onunla yatak arasında bulurken diğer hamle dudaklarıma sızmasıydı. Ellerim heyecandan nereye gideceğini bilemeyip öylece kaldı. Gözlerim kapanırken bu tatlı öpücüğün tadını çıkarmak için çabaladım. En sonunda yavaşladı ama bu sefer de ben kopamadım ondan. Minik, sıralı ve masum öpücüklerim yer aldı sıcak dudaklarında.

Derin bir nefes alıp göğsünü şişirdiğinde "Beni zorlama kadın," dedi o bayıldığım ses tonuyla. Kapalı gözlerimi bir anda açıp aşağıdan ona doğru bakınca "Zorlayacak gibi de duruyorsun," diyerek başını iki yana salladı. 

"Nasıl zorlayabilirim kocam, masum masum bakıyorum işte."

"Yook, bu gözler bana böyle bakmayı yeni öğrendi. Seni yakıp ciğerine işleyeceğim Ali Ata diyor."

"Hii, tövbe de demem öyle şeyler."

"Dersin dersin, hep de. Yakacak olan sen ol beni sesim çıkarsa namerdim," diyerek son bir veda busesi bıraktı dudaklarıma. O banyoya girerken ben de ardından hemen geceliğimi geçirdim üzerime. 

Gün ışığı içerisinde anadan üryan durmak bana göre bir şey değildi, utanmıştım. Ben yatakta oyalanıp düşünürken Ali Ata çoktan çıkıp üniformasını giymeye başladı. Beline havlu saran kocamı daha fazla izlemeden elimi yüzümü yıkamaya girdim. Ardından çayı koymak için koşa koşa mutfağa gidecektim bir anda kendimi kocamın kucağında buldum. 

Attığım çığlık paniğimi arttırmaktan başka bir şey yapmadı. "Ali Ata dur, ne yapıyorsun?"

"Karım zahmet etmesin diye mutfağa taşıyorum. Aslanboğa taşımacılık bin dokuz yüz altmıştan beri," dediğinde ise keyifli bir kahkaha koyuverdim. 

Ben gülünce gözlerinin içinde tomurcuklanıp açan çiçekleri görmek ruhumu besliyordu. Çok güzel bakıyor, çok güzel seviyor ve beni mest ediyordu bu adam. 

"Güzel karım gülünce, güller açıyor yanaklarında. Ee gülü de koklamak makbuldür. Ben nasıl koklamadan duracağım gülümü."

Zihnimi ele geçiren şeyin ruhu olduğunu düşünmeye başlamıştım. Daha az önce gözlerinde açan çiçeklerden bahsederken, pat diye önüme sunmuştu o çiçekleri. Pürüzsüz yanağı tıraş olduktan sonra mis gibi kokuyordu. O erkeksi kokunun tam üzerine bastırdım dudaklarımı. 

"Rivayete göre en çok dikeni olan çiçek güldür yalnız kocam. Dikkat et de batmayım."

"Gülü seven dikenine katlanır mis kokulum. Sen bana bat da ne şekilde batarsan kabulüm," dediğinde beni sandalyenin üzerine bıraktı. Hızlı hareketlerle çayı koyup kahvaltılıkları çıkarırken öylece izledim onu. Hareketlerinin büyüsüne dalıp gittiğimde tek başına yaptığını fark edip kalkacaktım ki gözleri anında beni buldu.

"Sen orada oturuyorsun küçük hanım. Bugün kahvaltı benden. Meşhur menemenimi yapacağım sana."

"Tamam o zaman üzerimi değişip-"

Pamuk ŞekerWhere stories live. Discover now