[7]

12 2 0
                                    

KAOS!!!!! Bu 5 kişi birleşince büyük ihtimal kaos olacaktı. Zaten Kang ile ben kaos olmasına yetiyoruz.

"Beomgyu, hazırsan gidelim. Yani iki saatte hazırlanmışsındır heralde."

Evet, onu çok bekletmiştim. Kang'ın yanına gittim ve birlikte Kai'nin evine doğru yürümeye başladık. Yürürken bilerek mi yanlışlıkla mı bilmiyorum ama elimi tutmuştu. Ve bu beni çok hoş hissettiriyordu. Kai'nin evine geldik. Aramızda olmayan sadece Yeonjun vardı. Zilin çalmasıyla Kai kapıya doğru gitti. Gelen Yeonjun'du.

"Selam gençler."

Yeonjun'un selamına kimse karşılık vermemişti. 4 kişi birden nasıl selam verebilirdik ki?

"Ben size biraz içecek ve atıştırmalık getireyim siz de o sırada film seçin beraber izleriz."

Kai'nin fikrini çok sevmiştim.

"Bu harika bir fikir Kai."

Geldiğimden beri hiç konuşmayan Soobin şimdi konuşmaya başladı.

"Ben de sana yardım edeyim Kai."

İkisi mutfağa doğru gittiler. Yeonjun, Kang ve ben kalmıştık.

"Bence aksiyon olsun."

Yeonjun aksiyon istiyordu ama Kang'ın zevkine uymuyordu.

"Hayır, romantik olsun."

Bana göre komedi yada korku olmalıydı. Belki de k-drama olabilirdi.

"Heyyy, kavga etmeyin. K-drama izlesek nasıl olur? Hem romantik hem de aksiyonlu."

İkisi de olur anlamında kafasını salladı. Seçeneklere girdim ve karşıma çıkan ilk ikisine tıkladım.

"Island yada Vincenzo olur mu?"

Vincenzo'yu seçtiler. Umarım vampir falan yoktur. Zaten dibimde bir tane var o yetiyor bana. Dibimde derken şuan onunla çok yakındık. Kucağıma oturmasına çok az kaldı o derece.

"Çocuklar benim lavaboya gitmem lazım birazdan dönerim."

Yeonjun da gitmişti. Kang ile başbaşa kaldık. Kendimi harika hissediyorum. ) ; Bu mutluluğu size tarif edemem. Ben de bir bahane bulup Kang'ın yanından ayrılsam mı? Bu numaraları yiyecek adam değil ama denesem bir sorun olmaz. Soobin, Kai'ye yardım ediyor ben de Yeonjun'a yardım edeyim dersem... Olmaz tabiki de. Saçma düşüncelerimi bir kenara atıp adam akıllı düşünmem gerek.

"Ben de Kai'ye yardım edeyim böylece işleri daha hızlı biter."

Tam kalkıyordum ki elimi hızla çeken bir el ile koltuğa yapıştım. Kang elimi tutarak beni koltuğa yanına çekmişti.

"Bu numaralarını başka zamana saklasan olmaz mı?"

Biliyordum bana inanmayacağını. Bir elini başıma bir tarafına diğer elini de başımın diğer tarafına koymuştu. YANİ BEN ONUN İKİ ELİ ARASINDAYDIM!! Ben ona şok olmuş ifadesiyle bakıyordum o bana 'seni seviyorum, seni asla bırakmayacağım.' bakışıyla bakıyordu. Yani gülümseyerek bakıyordu işte.

"Benimle başbaşa kalmaktan mutluluk duyman gerekirken kaçıyorsun. Birlikte birçok zamanımız oldu hala bana karşı bir şeyler hissetmiyor musun?"

Bu neydi şimdi? Aşık mı olmamı bekliyordu? Ondan hoşlanmamı mı istiyordu? Ahhhhhh. Bu çılgınca bir duygu. Evet, eğer bu bir tür teklif ise kabul edeceğim.

"Yani sen de haklısın birlikte birçok zamanımız oldu. Seni eskisinden daha çok seviyor ve ilgi duyuyorum. Yani senden ho-"

"Bana karşı korku hissetmiyor musun? demek istemiştim. Yani seni öldüreceğimden korkmuyor musun?"

"B-ben de t-tam onu diy-diyordum işte. Zam-zaman geç-geçtikçe sana karşı olan ko-korkum sevgiye dön-dönüşüyor. A-ama hoşlantı g-gibi de‐değil merak e-etme."

U dönüşünün bu kadarı. Resmen cümlenin tamamında kekelemiştim. Bu Kang'ın hoşuna gitmiş olsa gerek. Çünkü bana bakarak gülüyordu. Ben dediğini baya yanlış anlamışım. His deyince ben bir an hoşlantı olarak algıladım. Nereden bilebilirdim ki?

"Sen utandın mı?"

Sanırım utanmıştım ve bunu çok fazla belli ediyordum.

"Nereden çıkardın ki bunu?"

"Yüzün kızardı. Birde yanakların pembeleşti. Utanınca çok tatlı oluyormuşsun."

Ben her halimle tatlıyım. Ama şuan konumuz bu değil. Şuan konumuz Kang'ın bana çok yakın olması. Onu iki elimle yavaşça ittim ve üzerimden kalkmıştı. Derin nefes almıştım. Çünkü kalbim çok daralmıştı. Daha doğrusu heyecandan patlayacak gibiydi. Sonunda Kai ve tayfası gelmişti. Hayır, neden şimdi geldiniz de daha erken gelmediniz? Bu kadar süredir ne yaptınız acaba? Hele Yeonjun. Birazdan dönerim dedi yarım saat oldu şimdi geldi. Kai konuşmaya başladı.

"Üzgünüz biraz geciktik."

"Biraz değil baya geciktiniz."

Bu cümleyi biraz sinirli bir şekilde söylemiştim. Çünkü onlara çok sinirliydim. Biraz daha geç gelselerdi ağaç olup kök salacaktım.

"Filmi seçtiniz mi?"

"Vincenzo olmasına karar verdik."

Soobin ve Yeonjun yanyana, ben ve Kang yanyanaydık. Benim diğer yanımda ise Kai vardı. Vincenzo'yu açtık ve izlemeye başladık. Çok aksiyonluydu ve baya sarıyordu. Yavaş yavaş uykum gelmeye başlamıştı. Kafam yavaşça Kang'ın omuzuna düşüyordu ve sanırım düşmüştü bile.

"Sessiz olun o uyuyor."

Bu bölüm biraz kısa oldu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Bu bölüm biraz kısa oldu.

Vincenzo benim en sevdiğim drama, mutlaka izleyin derim.

Ben birkaç günlüğüne aktif olamayacağım.

Oy verip yorum yaparsanız sevinirim.

Şimdilik görüşürüz...

dejavu / taegyuWhere stories live. Discover now