yirmi beş

1.1K 81 5
                                    

Timur, bir buçuk saat süren uykusundan,  profesörünü gördüğü rüyası sebebiyle uyandı. Sınavında batırdığı, sonucunda da hocası tarafından tokatlandığını görmüştü. Çokça kez ablası, birkaç kez de Özgün tarafından ders takıntılı olduğunu duymuştu ama bu rüyayı görebileceğini hiç düşünmemişti.

Aşağıdan ses gelmiyordu, odada başka birisi de yoktu. Herkesin köşesine çekilip dinlendiğini düşündü ama sonra Mehmet'in bağırış sesi kulağına ulaştı.

"Mikail siktir git lan şu ekranın önünden. " Hemen akabinde bir kahkaha sesi duyuldu. Bu seslerin kaynağını merak edip aşağı indi Timur. Merdivenlerin ortasına oturmuş Özgün arkasında birinin varlığını hissedince ona döndü.

"Uyandın mı hemen? Çok ses olmadı değil mi, aldın mı uykunu?" Timur hala hafif mayışık bir tavırla onun yanına oturdu ve merdivenin tırabzanına yaslanıp uykulu bir sesle konuştu.

"Aldım ya ses duymadım hiç. Ne oldu, Mehmet neden kızdı Mikail'e?" Özgün dizini titretmeye başlayarak önüne döndü. "Oyun oynuyordu Mikail de gıcık olsun diye televizyonla arasına girdi. Mehmet'in oyundan çok sevdiği bir şey varsa o da sevgilisi ve kardeşidir herhalde. " Timur kafa salladı. Demek bugün mesajlaştığı kişi gerçekten sevgilisiydi.

"Erdem ve İrfan'ın var mı sevgilileri?" Mikail'in sevgilisinden yeni ayrıldığını arabada öğrenmişti,  Özgün'ünse sevgilisi olduğunu hiç duymamıştı. Var mıydı acaba? Hiç tanımadığı biriyle görmemişti onu, belki de vardı gerçekten. Sadece Timur görmemiş olabilirdi.

"İrfan'ın var, Erdem'in yok. Liseden beri biriyle çıkmadığını ve düşünmediğini söylüyor. " Timur sorup sormamak hakkında tereddüte düşmüştü. Onlarla ilgilenmeyen arkadaş grubuna göz gezdirip biraz cesaret toplayarak sordu.

"Peki ya senin var mı?" Özgün ufak bir kahkaha atıp Timur'a döndü. Gerçekten mutlu duruyordu, bu nedensiz bir şekilde Timur'u da mutlu etti.

"Tüm zamanım ya arkadaşlarımın yanında ya da okulda. Sence sevgilim olsaydı şu ana kadar birlikteliğimizi bitirmez miydi? " Timur da hafifçe gülerek kafa salladı. Özgün kendini gömmüştü ama Timur onun hiç de kötü bir sevgili olacağını düşünmüyordu. Her şeyden önce insanı neşelendiren, rahatlatan bir tavrı vardı. Sevgilisinin olmama sebebinin zaman sıkıntısı olmadığına emindi.

"Gel bahçeye çıkalım biraz. Bu bağımlıların ekrana bakmaktan beyni erimiştir, seni de kendilerine benzetmesinler. " Timur'un elinden tutup kaldırdı ve kapıya yönlendirdi.

Onların gidişini izleyen Erdem'in yüzünde hafif bir gülümseme oluşmuştu. Bu gece için aklında güzel planları vardı.

"Yavaştan başlayalım şöyle. " Çeşitli içkilerin olduğu tepsiyi masaya koydu Erdem. Mehmet bira dolu bardaklardan birini aldı, İrfan da viski bardağı aldı. Özgün kararsızca tepsiye bakmaya devam etti, normalde sarhoş olana kadar içerdi ama Timur'un yanında çok götü başı dağıtmak istemiyordu.

"Nerede benim tekilam Erdemciğim?" Mikail gevşek bir tavırla konuşurken Erdem onun kafasına vurdu. "Git mutfakta hazırla kendine, pezevenke bak ya. Servis de açayım mı paşama?" Kendisi de bira alıp oturdu.

"Kanka alsanıza siz de. " Özgün bira alınca Timur da ona uyup bira aldı. Buradaki diğer içkilerden için ayık kalabileceğine güvenmiyordu. Sarhoş olmak da istemediği için birkaç bardak bira kâfiydi.

Erdem ikisinin aldığı bira bardaklarına göz dikti. Kendisinden mi şüphelenmişlerdi anlamadı ama yavaş gitmek istedikleri belliydi.

"Gecenin ilk oyunu benden o zaman. " Keyifli bir şekilde bahçede oturdukları çimlere geri döndü Mikail. Elinde tuz, limon ve tekila bardağı bulunan bir tabak vardı. Bir anda cebinden bir iskambil destesi çıkardı.

cheater | bxbWhere stories live. Discover now