nervous, yeongyu

zeus (final)

Restorantın tuvaletlerine doğru hızlı adımlar ile ilerleyerek açtığı kapıdan içeri girdi. Gözleri boş olan tuvalette kabinlerin yanında dikilerek aynada kendine bakan kahve saçlı oğlanı bulduğunda yaklaşıp sıkıca elinden tuttu hemen. Kısaca verdiği "gidiyoruz" sesi ile elini tuttuğu çocuğu çekiştirerek hiç duraksamadan tuvaletlerden çıktı ve masaların olduğu yere doğru yaklaştılar.

Gencin sandalyesinde asılı duran krem rengi hırkayı almak üzere adımlarını hâlâ bir kişi ağırlayan masalarına doğru yönlendirdi.

Arkasından elini tutarak kendisine eşlik eden oğlan bir anda ikisini de durdurup büyük olana beklemesini rica etti ve elini bırakarak hızlıca kasaya doğru ilerlerdi.

"Bekle."

Kasada önünde ödeme yapan çiftin işi anında bittiğinde hemen sırada ilerleyerek kendi masalarını işaret etti.

"4 numaraları masayı şuradaki sarı saçlı hanımefendi ödeyecek, hesabı ona götürebilirsiniz."

Karşılığında kasiyerden aldığı onaylama işareti ile bir gülümseme bırakarak kasadan ayrıldı ve kendisini ortada bekleyen siyah saçlının yanına ilerledi hızlıca.

Yanına gittiğinde beyaz gömleklinin elini tekrar tuttu ve bu sefer ikisini masalarına çekiştiren kendisi oldu.

Kendilerinden ayrılmayan bakışları üzerinde hissettiğinde sarı saçlı kızın hemen önünde dikilerek kendisine kısaca bir bakış atarak sandalyesinin arkasına geçti.

Üstü ile uyumlu krem rengi yün hırkasını sandalyenin arkasından alarak siyah saçlıya uzattı. "Tutar mısın?"

Büyük olanın hiç beklemeden sağ eline hırkayı almasıyla küçük olan masada bacak bacak üstüne atmış, kollarını birbirine bağlamış şekilde kendisini izleyen sarı saçlı kıza döndü.

"Görüşürüz Somi. Sen bizimkileri yiyebilirsin."

"Pardon?" dedi kız tek kaşını kaldırarak.

Kahve saçlı genç ise kendisini ayakta bekleyip sessiz kalan yeonjun'un dibinde biterek oldukça göze batacak şekilde büyüğünün koluna girdi.

"Gidelim." demesinin üstünden tek saniye geçmeden kendine çektiği beden ile ikisini de restorantın çıkış kapısına yönlendirdi.

Arkalarından ince ama yüksek ton ile kendilerine seslenen kızı görmezden geldi siyah saçlı. Küçüğün bilerek yakınlıklarını onun gözüne sokmaya çalışması komiğine gitmişti. Az önceki gerginliği uçuvermiş, kendinden emin şekilde dik başlı yürüyen gencin kolunu kibarca tutmasına izin vermişti.

Sessiz ilerleyen yürüyüşün sonunda arabaya vardıklarında yeonjun beklemeden beomgyu'nun kapısını açmış ve küçük olanın oturmasını beklemişti. Bugün istese de her zaman gösteremediği centilmenliği pekâlâ üzerindeydi.
Bu kahve saçlının gözünden kaçmamış, ne kadar hoşuna gitse de fark etmemiş rolü kesiyordu.

Küçüğün kapısını kapattıktan sonra arabanın önünden doğru şoför kapısına ulaşarak kendisi de arabada yerini aldı.

Aynaları kontrol ederken hiçbir zaman eksik olmayan "kemerini tak hyung" emri ile başını umursamazca sallayarak emniyet kemerine uzandı.
İkisi de kemerini taktıktan sonra arabayı çalıştırmadan önce sağ tarafına döndü büyük olan.

Kahve saçlarını hafif kabartmış, çok belli olmayacak şekilde makyaj yapmış olan gencin güzelliğini izledi bugün belki de yirminciye yaptığı gibi.

Koyu kahve pantalonunun üstüne giydiği beyaz zarif gömleğinin üzerine krem rengi yün bir hırka almış, sıcak bir kucaklaşmaya hazır gibi duruyordu.