Burdan çıkmadan önce yapmam gereken işler vardı onları halledip üstümü giyindim .

Halsizlik ve baş dönmesi ile yürümek epey zordu ama umurumda değildi.  Arabanın kapısına elimi uzattığımda arkamdan biri seslendi ;

- Mahur bey merhaba , duydum çok üzüldüm geçmiş olsun

- Teşekkür ederim ama tanışıyor muyuz ?

- Ah nekadar aptalım önce kendimi tanıtmam gerekirdi ben Melisa  yani aşk felan  demek  . Burda yeniyim staj için geldim .

Aşk mı demek peki bu gereksiz bilgiyi ben napayım ?

- Tebrik ederim Melisa ve teşekkür ederim şimdi gitmem gerek .

- Ah tabiki tekrardan geçmiş olsun .
Dedi beyaz teni , şarabı andıran kırmızı saçları ve yeşil gözleri olan bu kız masal karakterine benziyordu . Büyük bir gülümsemeyle elimi sıktı.
Yüzüme sahte gülümsememi takılıp aynı samimiyetle ;

- İyi günlerDedim ve arabama bindim . Nihayet .
Yapmacık konuşmalara girmek zorunda kalmayı sevmiyorum dolayısıyla konuşmayı sevmiyordum. 

Dikiz aynasına baktığımda gördüğüm kendi gözlerim değildi  o kızın yeşil gözlerini görüyordum.  Ayıldığım da gördüğüm o yeşil gözlere nekadarda benziyordu . Sadece tonları farklıydı. 
Peki o kızın saçı hangi renki yada beni nerden tanıyordu.

Kortizon seviyemi yükseltmek için hormon ilacına pek de ihtiyacım yok aslında ben başlı başına stresim zaten . Her neyse sonuçta plan işe yaradı.  Dedektifin dikkatini çekmeden belgeli şekilde izine çıkabildim.
Tatil yada aile izinine çıkarsam şayet müdürün ölümünden sonra bu tuhaf kaçardı zira ben senelik izinlerimi zoraki kullanan bir insanım . Ve bunu herkes bilir . Arkamda şüphe bırakmadan ilerlemek zorundayım .

Yarın akşam planımı uygulamaya geçecektim.  Her şey hazır tek eksik sensin küçük şeytan!



Sabah uyandığımda banyoya gidip yüzümü yıkadım . Suratımdan akan su damlalarına aldırış etmeden aynaya baktım. 
Ve yine o yeşil gözleri görüyordum .
Lanet olsun ne oluyor böyle!
Ne yani daha cinsiyetini ve göz rengini bildiğim birinden mi hoşlan-

Yo yo bu kelimeyi ağzıma almayı bırak düşünemem bile .
Adelsiz yaşayabilirim evet ama ben onunla ölmeyi tercih ediyorum . Zoraki değil kendi isteğimle ona teslim oldum . Seni bulucam birtanem ama ozamana kadar planını gerçekleştirmem gerek . O güzel gözlerine bakacak yüzüm olması gerek .

Seni o anaokuluna ben getirdim . Seni koruyamadım.  Yapamadım...

Kendime gelip yüzümü havluyla kuruladım .
Tam gidecekken mutfak tezgahının üstünde ki bisküvi dikkatimi çekti
Sahi en son nezaman yemek yemiştim.

Bisküviye yaklaşıp bir tane aldım ve titreyen ellerimle ağzıma götürdüm.  Yemek yiyip uyumak vicdan azabı çekmeme neden oluyordu
Acaba adel şuan nerde uyuyordur yada ne yiyordur ?

Siyah malzeme çantamı aldım.  Deponun  anahtarını alıp almadığımı kontrol ettim .
Arabayı canın okuduğu üniversitenin önüne çektim. 
20 dk sonra dersi biten öğrenciler bahçeye akın etti . Bir kısmı dışarı çıkarken  diğer kısmı kantine gidiyordu  .
Bakalım bizim şeytan nerelerde

Imm görmeyeli saçını sarıya boyatmış.  Birinin ölümünden sorumlu olmak onu hiç etkilemedi mi cidden bu ne rahatlık böyle. 
Elinde ki telefonuyla biriyle büyük bir heyecanla mesajlaşıyordu.

Hava soğuk olduğu için üzerinde ki pembe tüylü montunu sarıldı ve büyük hızlı adımlarla yürümeye başladı.  Okulda kalabalık çevresi olduğu halde şuan yalnızdı.  Muhtemelen sosyalleşmek için kullanılan bir piyondan fazlası değil.  Şimdi ise bedeni daha büyük bir şeye hizmet edecek .

Biraz ileri yürüdükten sonra yol kenarında durup elini havaya kaldırdı  . Taksiye binip hızlıca uzaklaşmak istiyordu anlaşılan.

Evi burdan 40 45 dk uzaklıkta.  Evde sadece babası bekliyor onu . Annesi küçükken terketmiş ve kardeşide yok .
Arkadaş çevresi desek gerçek arkadaşı yok . Bu acınası yalnızlık işimi kolaylaştırıyordu.

Müstakil yolu tenha bir evde oturuyor.
Varlıklı babası gösterisi kızı kadar sevmiyor anlaşılan.
Taksi evin önüne geldiğinde durdu . Kız parayı ödeyip taksiden indi .

Taksi ordan uzaklaşır uzaklaşmaz  kafama kapşonumu takıp harekete geçtim. Tam adım atıp hareket edecekken arkasına geçtim.  Kulağında ki kulaklık yüzünden Varlığımı daha farketmemişti bile .
Elime aldığım ethel alkollü mendili burnunu tuttum . Diğer elimle var gücümle onu sarmaladım.
Güç bela hareket ettirdiği  bacağıyla kasıklarıma sağlam bir tekme attı.

- Ahh lanet olsun ! Off

Bir elimle istemsizce acıyan yerime gitmişti.  Sanki dokununca acısı hafifleyecekmiş gibi .
Sonunda debelenmeyi bırakıp bayılmıştı.

Ağrımı göz ardı edip kızı sürükleyerek arabaya bindirdim.  Arabadaki iple ellerine ve ayaklarını bağlayıp üstüne battaniye örttüm ve onun üstüne de birkaç eşya daha koydum . İnsan sureti belli olmamalıydı.

Çevreme bakıp birinin olup olmadığına baktım.  Yere baktığımda yere düşen kulaklığı gördüm.  Koşup aldım ve cebime attım.

Telefonunu alıp mesaj kısmını açtım.  Şifre bile koymamıştı akılsız kız.

Babam yazan kişiye tıklayıp konuşma tarzını inceledim . İşin tuhaf yanı Oldukça resmiydi ara sıra kızlarla buluşup kar tatile giden bir tipmiş şeytanimiz.

- Baba kızlarla kayak yapmaya gidicez beni merak etme . Birkaç güne dönerim.  Bir isteğin var : )

- Yok . Anlaşılan kızı gibi babası da soğuk nevareydi . İnsan bir nereye diye sorar yada ne biliyim hangi kızlar diye sorgular . Böyle ebeveynin böyle bir çocuğu olmasına pek şaşırmadım .
Asıl ceza verilmesi gerek babası ama neyse  .

İşin 1. Kısmını bitirmenin verdiği rahatlıkla derin bir oh çektim.

Arabayı çalıştırıp hareket ettirdim. Birazdaha ilerledigimde telefona mesaj geldi cevap vermek için anı duruş yaptım ama  yanımda ki çantadan iğneler düştü.  Eğilip iğneyi aldım ve doğrulmamla camdan bana bakan polisi görmem bir oldu .

Daha yeni burda kimse yoktu buda nerden çıktı.  Polis arabası da yok bu adamın ne işi var burda ?

Tamam sakin ol sakin ol...

SON SAVAŞ +18 Where stories live. Discover now