OYUN İÇİNDE OYUN , ONUN İÇİNDE YALAN

64 53 0
                                    

Gecenin verdiği serinlikle üşümeye başlamıştım.

Hafifçe esen rüzgar saçlarımı hareketlendiriyor saçlarımın gözümün önüne gelmesine sebep oluyordu  .

Sonbaharın gelişi şerefine ardışık sırayla dizilmiş ağaçlar veda edercesine yapraklarını dökmeye başlamıştı. 

Dökülen yapraklar rüzgarın etkisiyle ordan oraya savruluyordu.
Önümde biriken yaprakları siyah yarım botumla ezerek çıkan o keyif verici sesi dinliyordum .
Gerginliğimi azaltmak için saçmada olsa bir uğraş bulmalıydım. 

Yaklaşık 43 dakikadır bekliyordum mahur ne telefona cevap veriyor ne de geri arama yapıyordu.  Bana yalan söyleyen ve beni ispiyonlayan adama güvenmenin aptallık olduğunu düşünmeye başlamıştım.

Boynumda ki kolyeyinin manyetik anahtar sembolünü elimle sıkmaya başladım.  Sanki sıktıkça o gizli geçitte ne olduğunu hissedecekmişim gibi...

Düşüncelerimi  bölen bir mesaj sesi oldu .

Bahçenin arka tarafına gel. Dikkatli ol !

Mesaj mahurdandı . Sonunda gelmişti , derin bir nefes alıp kalbimin çarpmasını yavaşlatmaya çalıştım ama işe yaramadı.

İçeri girmeden arka tarafı dolaştım . Bahçenin arka tarafına geldiğimde herhangi bir giriş olmadığı için çitin toprakla temas eden tarafının aşınmış olmasını lehime kullandım .

Montumun bilek kısmını çekiştirerek avuç içime getirdim ve açık olan kısmı geçebileceğim boyuta getirene kadar yukarı ittirdim . Eski olduğu için paslanmaya yüz tutmuş Çelik çitler kolaylık sağlamaştı.

Birazdaha ilerlediğimde gece ile aynı renkte kaban giyen mahuru görebildim.

- Girişten girmediğine sevindim

- Dikkatli ol diyen sendin değil mi ?

- Hazır mısın ?

- Değilim,  hadi yapalım

Verdiğim ironik cevabı komik bulmuş olacak ki sesini kısarak gülmeye çalıştı.  Güldüğünü görmek biraz olsun rahat nefes almamı sağlamıştı.  Güldüğünde ortaya çıkan beyaz dişleri gecenin karanlığında inci gibi parlıyordu .

Beni nelerin beklediğini bilmeden mahuru takip etmeye başladım ama aklıma gelen soruyu sormazsam olmazdı

- Bekle , dedim

- Ne oldu ?

- Arka bahçeden girsem de içeride kameralar var her türlü yakalanacağım.

- Neler olduğunu görünce kamerala yakalansan bile koz senin elinde olacak . Arka taraftan gel dememin sebebi girişteki 3 güvenliğe görünmemen. Bu tarafta da 1 güvenlik var ama burda işim olduğunu söyleyip 10 dakikalığına uzaklaşmasını istedim . Göründüğün anda asel hanima talimat gider ve işler tepetaklak olur emin ol bunu istemezsin . Sadece sabret ve beni takip et .

- Peki , tamam dedim uslu bir çocuk gibi .  Paslanmaya yüz tutmuş mavi demir kapıyı açtı içeri girdiğimizde direkt laboratuvara gireceğimizi düşünmüştüm ama bizi boş beyaz bir duvar karşıladı  soru işaretleriyle dolu anlamsız bakışlarımı anlamış olacak ki eliyle bekle işareti yaptı.  Zaten elimden başka ne geliyordu ki .

Duvara sabitlenmiş siyah cihazın üstünde harfler ve rakamlar vardı mahur şifreyi girerken onu dikkatlice izledim .

E.A-264 

Şifreyi girdiğinde duvar görünümlü kapı yukarı doğru hareket etmeye  başladı . Nihayet laboratuvara giden koridora gelmiştik mahur önde ben onun arkasında temkinli bir şekilde yürüyorduk.  Korktuğum her anda canın ölü kanlı bedenini aklıma getiriyordum.  Kaybedecek hiçbir şeyim yok .

Laboratuvara girdiğimizde şırıngayı düşürüp geçit kapısını gördüğüm yere geldik , eğilip yanyana gelince mahur elini avuç içi yukarı bakacak şekilde bana uzattı
Anlamayan bakışlarla ona baktığımda da oflayıp

- kolye ? Dedi . Aklım okadar dalgındı ki elini niye uzattığını  bile anlamamıştım .
Boynumda ki zincirli kolyeyi çıkardığımda  manyetik kısıma yakınlaştırdı . Tedirginliğim git gide artmaya başlamıştı arkamızdan biri gelip görecek diye ödüm kopuyordu.  Karanlıkta net görünmeyen cisimler insan suretine bürünmüş gibi görünüyorlardı. 

Ben etrafa bakınırken koridordan ses geldi .

- Lanet olsun bu ne şimdi

- Tamam kilidi açtım çabuk gir içeri hadi

- ...

- Adel korkmanın sırası değil yakalanacağız her şey mahvolucak  bana bir tepki ver hadi !

Ayak sesleri buraya doğru yaklaşıyordu , mahur kolumdan tutup beni çekiştirdiği anda ışık açıldı

- Hey kim var orda !

Sıkıca tuttuğu kolumu kendine doğru çekti ve bukadar yeter dedi . Bize seslenen güvenlik nerde olduğumuzu anlamaya çalışıyordu git gide bize yaklaştı.  Ayaklarını çok yakından görebiliyordum . Her şeyin bitmesi için eğilip bizi görmesi yeterliydi .
Sesimin duyulmaması için sadece dudak hareketleriyle mahura özür dilerim dedim.  Donup kalmasaydım yakalanmayacaktık .

Güvenlik dizlerini bükerken mahur gizli geçitin kapısını açtı ve kendisiyle birlikte benide içeri doğru çekti.

Güvenliğin tek görebildiği ayaklarımız olmuştu.

Gizli gecitin kapısını yumruklamaya başlamıştı

- Hey hemen çıkın ordan size diyorum , bu da ne böyle burda nezamandan beri bir tünel var !

Mahur bana döndü ve ellerini yanaklarıma götürdü

- Tamam geçti sakin ol şimdi acele etmeliyiz ve benden birdaha özür dileme bukadar kolay pes edemezsin her şey yeni başlıyor


SON SAVAŞ +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin