15. BÖLÜM

3.4K 241 56
                                    

     Eren'in vurulmasının üzerinden 1 ay geçmişti. Bu ay içerisinde pek bir şey olmamıştı. Sürekli görevlere gidip gelmiştik. Ufak yaralanmalar dışında çok şükür hepimiz iyiydik. 3 gün önce Eren de aramıza dönmüştü. Bir de Aslan garip bir şekilde hiçbir şey yapmamıştı. Bu sessizliğinin altından bir şey çıkacağına emindim.

     Yiğitle aramızdaki durumu uzatmamaya karar vermiştik. 1 aydır zaten sürekli beraberdik. Ben de duygularımdan emin olmuştum. Bir de geçen gün çıktığımız bir operasyonda Yiğit kolundan vurulup telsizden seslenmelerime cevap vermeyince aklımı almıştı. O an ona bir şey oldu sanıp delirince aklıma sadece yarınımızın garantisi yok dediği gelmişti. Bu yüzden daha fazla beklememeye karar vermiştim. Kısacası sevgili olmuştuk. Daha saygıdeğer abimin haberi yoktu. Öğrenince bizi vuracağından korkuyordum.

10 GÜN ÖNCE

    Gelen ihbarla birlikte sınır köylerinden birinin yakınında olacak uyuşturucu ticaretini önlemek için harekete geçmiştik. Köye 700 metre mesafedeydik. Hava desteği şansımız yoktu ki zaten gelen bilgiye göre kalabalık bir terör grubu değildi. Bu yüzden desteğe ihtiyacımız olacağını düşünmüyorduk. Sancak timiyle birlikte mevzilerimizi alıp hazırlanmışken çok beklememize gerek kalmadan gelmişlerdi.

"Komutanım 30 kişi ticaret için alanda hazır." dedim. Emir komuta yine Yiğit'teydi. Neyseki artık bizim tim de ona biraz alıştığı için sıkıntı yaşamıyorduk.

"Tamam. Aybars'ın atışıyla başlıyoruz." dedi. Birkaç saniye sonra bir kişinin yerde kalmasıyla çatışmaya başlamıştık. Yiğit'in mevzisi pek iyi değildi. Eğer düşman sağ taraftan hamle yaparsa açıkta kalabilirdi. O yüzden bir gözüm sürekli ondaydı.

"Azalmaya başladılar komutanım kaçıyorlar." dedi Akif.

"Kaçmayacaklar. Bu ticarete gelip geriye dönebilen olmayacak!" dedi Yiğit.

"Keskinler şu makineli silahlı olanı indirin!" dedim sinirle. O gerizekalı yüzünden iyi nişan alamıyordum.

"Anlaşıldı." dedi Akif.

"Adam tamam komutanım." dedi Aybars.

"Sağolun beyler uğraştırdım sizi." dedim.

"Ne demek komutanım her zaman." dedi Aybars gülerek.

"Siktir!" Yiğit'in sitemiyle bir şeylerin ters gittiğini anladım.

"Komutanım iyi misiniz?" dedi Burak. Yiğit cevap vermedi.

"Komutanım?" dedim. Dürbünümü o tarafa çevirdim. Yiğit'in bulunduğu yerden ateş edilmiyordu. Sanırım yaralanmıştı!

"Galiba vuruldu!" dedi Caner.

"Yiğit cevap ver!" dedim panikle. Sakin kalmaya çalışıyordum ama stres seviyem çok yükselmişti.

"Yiğit'i gören var mı?" dedim.

"Görüş yok." dedi Akif.

"Yiğit! Cevap vermezsen yanına geleceğim!" dedim. Bu noktada cevap vermesi gerekiyordu ama ses yoktu! Korkunun getirdiği panikle mevzimden ayrıldım.

"ADA! Ne yapıyorsun?!" diye bağırdı Sefa.

"Koruma ateşi açın!" dedi Zafer. Ben hiçbirini takmadan koşarak Yiğit'in yanına gittim. Sol kolundan vurulmuştu ve bir yandan nişan almaya çalışıyordu.

"YİĞİT! Neden cevap vermiyorsun?!" dedim sitemle.

"Kulaklığım düştü!" dedi. O an ona bir şey oldu sanıp o kadar korkmuştum ki operasyonu bırakıp yanına koşmuştum. Bunu benim timimden biri yapsa canını okurdum ama insan bazen kendine söz dinletemiyordu. Yiğit'in iyi olduğunu gördükten sonra ben de yanına yattım.

GÖREVWo Geschichten leben. Entdecke jetzt