Bölüm 2: Siyah Fener

46 5 1
                                    


Merhabaaa yeni bölümle tekrardan karşılarınızdayımmm:))

O zaman ben sizi çok fazla tutmayayım

Yukarıdaki şarkıyı dinlemeyi de unutmayalım :))

Bölüm Şarkımız: Tate Mcrae - Greedy

İnstagram Hesabım: kitaplarla_hayatin_rengi

Takip etmeyi unutmayalım...

Yukarıdaki yıldıza basıp emeğimin karşılığını verirseniz çok mutlu olurum ❤

. . .

Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.

Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, .
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.

Özdemir Asaf Lavinia

Karanlık... 

Çaresizlik... 

Tükenmişlik...

Eskiden bu kelimeler bana bir anlam ifade etmezdi desem...

Fakat insan yaşadıkça, büyüdükçe, olgunlaştıkça anlıyor sanırım. 

Nasıl olursa olsun, nasıl yaşanırsa yaşansın bir şekilde hissediyor işte.

Sanki büyük bir boşluk gibi geliyor her şey. 

Duygular...

Gerçekler...

Yalanlar...

Karanlık ve bomboş bir oda. 

Penceresiz ve haliyle de ışıksız. 

Sadece sen varsın. Tüm boğulmuşluk ve çaresizlik hissinle. 

Ne yapacağını bilemez bir haldesin. İşte şuan tam öyle bir haldeydik.

Hala düşünüyordum ve tek değildim. Yanımdaki 28 kişi de düşünüyordu. 

Hava kararmıştı. Saat akşam sekizi geçiyordu ve okuldaki öğretmenler garip bir şekilde ortalıkta yoktu. 

Zaten Serdarın cansız bedenini götüren de okulun revirindeki doktorlar olmuştu.

Yani kısaca burada kaderimize terk edilmiştik ve sanki konuşmamız için, hareketlenip tartışmamız için birinin daha ölmesi gerekiyordu.

Çünkü kimse kılını bile kıpırdatmıyordu.

Ve bu çok acınasıydı...

Serdarı o halde görüşümüzün üzerinden saatler geçmişti ve artık bir karar vermeliydik.

Fakat ne düşünürsek düşünelim hepsinin sonu da aynı yere çıkıyordu. 

Ölüm...

Daha fazla dayanamayıp büyük bir hışımla tüm sınıfın önüne geçtim ve bağırarak konuşmaya başladım.

" Tamam. Artık bu kadar sessizlik yeter! Benden buraya kadar. Farkındaysanız bir karar vermemiz lazım. Yoksa canımızdan olacağız!" 

Kimseden ses gelmeyince daha da sinirlendim ve elimi saçlarımı sanki yolmak istercesine daldırdım.

Elimi sertçe öğretmenler masasına vurdum.

Sanırım içimdeki ölüm korkusundan çıldırmıştım.

SALGINWhere stories live. Discover now