1.Bölüm-Alt Üst Olmak

27 5 25
                                    


Saçlarımın son tutamını da taramayı bitirdiğimde artık görüşmeye gitmeye hazırdım. Birkaç gün önce yabancı ülkelerden henüz büyümemiş şirketler araştırmaya başlamıştım. Amacım kriterlerime en uygun olanı seçip yatırım teklifi yapmaktı. Bu hem onların şirketini geliştirmelerini sağlayacaktı hem de benim sahip olduğum hisselerin artmasına yarayacaktı.

Kriterlerimize en uygun olan şirket ise Türkiye'deki Kandemir hoteldi. Bir otelleri vardı ama henüz birçok eksiğe sahipti. Konumundan ötürü ise kimse yatırım teklifi yapmıyordu. Araştırdığım kadarıyla şirket Türkiye'nin Adana ilindeydi ve Adana sıcak bir yerdi. Bu oteller için gayet iyiydi. Kıymetini bilen kullanırdı. Bilmeyen ise çok şey kaybederdi ve ben bunu kaybedemezdim.

İki gün önce Madrid'den İstanbul'a gelmiştim. Bugün ise otel sahipleri ile burada ayarladığımız bir kafede buluşacaktık. Direkt Adana'ya gelmeyi özellikle istememiştim çünkü bu ülkeyi gezmek istiyordum. Tabii onlar benim kadın olduğumu henüz bilmiyordu. Şirket postasından onlara ulaşmıştım ve benim yerine görüşmeleri asistanım yaptığı için bu onlara ufak bir sürpriz olacaktı.

İspanya'da kadın girişimciler oldukça fazlaydı ve bu garip karşılanmazdı ancak öğrendiğim kadarıyla burada erkekler daha çok yöneticilik yaptıklarından bu onların caymalarına imkân sağlıyordu. Keyifleri bilirdi böyle büyük bir yatırımcı kapınıza her gün kendi isteğiyle gelmezdi. Ama eğer kovulursa da bir daha çağırılsa bile gelmezdi.

Üzerime mavi bir jean ve siyah askılı bir bluz onun üzerine ise yine siyah bir ceket giymiştim. Resmi bir iş olduğu için bende resmi giyinmiştim. Eğer buraya tatile gelmiş olsaydım kesinlikle yanıma bolca elbise alırdım çünkü buranın havası tahmin ettiğimden daha sıcaktı.

Otelin girişine geldiğimde başımla valeye otoparkı işaret ettiğimde adam Türkçe konuşmaya başladı. "Hanımefendi aracınızın plakasını ve markasını öğrenmem gerekiyor." Hiçbir şey anlamamıştım bu yüzden yabancı olduğumu belli etmek için İngilizce cevap vermeliydim. "Üzgünüm seni anlamıyorum."

Adam yabancı olduğumu anladığı an suspus olmuştu. Sanırım İngilizce bilmiyordu bu yüzden bozuk Türkçemle kendimi ifade etmeye çalıştım. Büyük ihtimalle aracım hakkında bilgi almaya çalışıyordu. "Benim aracım Rolls-Royce ve İspanyol plaka."

Adam anladığını belli edercesine kafasını salladı ve doğru otoparka ilerledi. İşte çalışanların yabancı dil bilmesi bu yüzden gerekliydi. Ben onların dilini öğrendiysem ya da öğrenmek için çabalıyorsam onlarda benim dilimi veya İngilizceyi öğrenmek için çabalamalıydı.

İleriden gelen Kerem'i gördüğümde dudağım yukarı doğru kıvrıldı. O benim hem arkadaşım hem asistanım hem de çevirmenimdi. Benim en büyük destekçim her zaman o olmuştu. Yanımda özellikle onun gelmesini istemiştim çünkü verebileceğim her türlü tepkiye hazırlıklı tek kişi oydu.

"Selam Bella bugün için heyecanlı görünüyorsun."

"Gerçekten heyecanlıyım uzun zamandır ilk defa farklı bir ülkeyi göreceğim ve insanlarının kültürüne şahit olacağım. Ayrıca şirketin sahibinin kadın olduğunu öğrendiklerinde verecekleri tepkiyi ölesiye merak ediyorum."

Hafifçe güldüğünde gözlerimi ondan ayırıp otoparka doğru odaklandım. Bir süre sonra arabam geldiğinde anahtarı alıp sürücü koltuğuna geçtim. Kerem ise yolcu koltuğuna geçti. Bugün yakalı bir tişört ve lacivert bir pantolon giymişti. Bu kıyafetleri ile bir İspanyol'a benziyordu ama o gerçekte İngiliz'di. Keskin bakışlarından bu çok net anlaşılıyordu.

Güneş gözlüğümü takıp arabayı çalıştırdığımda Kerem'de yolu tarif etmeye başladı. Görebildiğim kadarıyla İstanbul kalabalık ve büyük bir şehirdi. Yaklaşık yarım saat sonra kafeye vardığımızda bahsedilen insanlar kapının önünde bizi bekliyordu. Onları önceden araştırdığım için kim olduklarını zaten biliyordum.

Aramızdaki HayatWhere stories live. Discover now