İlk iş aradığım zamanlar ona maddi durumumun iyi olmadığından,paraya ihtiyacım olduğunu söylemiştim.Sağolsun o da beni kırmamış işe almıştı.

Adem amcayı bu hayatta babam gibi seviyordum.En zor zamanlarımda bana destek olmuş,beni kızı gibi sevmişti.

Sonuçta bu devirde kimse hasta bir kızı çalıştırmak istemezdi değil mi?

Benim gibi.Hasta ve halsiz olan insanları kimse çalıştırmak istemezdi.

Halbuki bu hayatta en çok hasta insanların çalışmaya ihtiyacı vardı.

Çünkü yaşamak için en fazla onlar çabalardı.

Adem amcayla sarılmamız bitmiş gözlerim,Adem amcanın kenarları kırışmış yeşil gözlerinde geziniyordu.

"Miray kızım hoşgeldin.Çok özledik seni Sevgi teyzenle.Burnumuzda tüttün 2 gündür.Bir daha böyle gelmemezlik istemiyorum ha! ona göre."

Adem amcanın son sözlerini alayla karışık kızgın bir şekilde söylemesi,yüzümde ufak bir tebessüm oluşturmuştu.

"Haklısın Adem amca kusura bakmazsın artık.iki gün dinlendim evde vallahi dünya varmış!."

Benimde alayla karışık kurduğum cümleler karşısında Adem amca gülümsemişti.Onu babam gibi gördüğüm için yanında bu kadar rahat ve mutluydum.

Adem amca ve sevgi teyzenin yaşadığım çoğu olaydan haberi olduğu gibi,gerçek ailemin beni bulduğunu da biliyorlardı.

Ikisinide çok sevip,anne ve babam gibi gördüğüm için yaşadığım çoğu olayı onlarada anlatıyordum.Yoksa vicdanım rahat etmiyordu.

Sevgi teyze yaptığı çoğu yemeği ben akşam kitapçıdan çıkmadan önce kaplara koyar,zorla bana verirdi.Üflesem uçacaksın azıcık yemek ye diye zorla yemek poşetini elime tutuştururdu.

Bende ikisinide kırmak istemediğim için reddemezdim.Ve belki de sevgi teyzenin çoğu yemeği anne yemeği gibi hissettirdiği için.

İkisinin de üzerimdeki hakkını ödeyemezdim.İkisine de minnettardım.

Kafamdaki düşünceleri oraya buraya savruşturarak vestiyerdeki beyaz çalışma önlüğümü almış,çoktan tozlu rafları silmeye başlamıştım bile.

İki gündür DNA testi için hastaneye gittiğim,dün de Biyolojik aileme akşam yemeğine gittiğim için kitapçıya hiç uğrayamamıştım.

Yerleri paspaslayıp,masaları sildikten sonra sıra kitap raflarına gelmişti.

E tabi haliyle raflar baya tozlanmıştı.Boyumun yettiği kadar alt rafları silip bitirdikten sonra sıra boyumun yetmediği yüksek raflara gelmişti.

MİRAY [Abi Hikayesi]Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora