Ayşe " yok ağabey gidelim artık Mardin de çocuklar perişan oldu kaç gündür buradayız zaten rojinin nişanını bekledim gidip geri gelememek için"

Kazım ağa " tamam bacım siz bilirsiniz zeki sizi bıraksın eve"

Ayşe" tamam ağabey" dedikten sonra vedalaştı mirza da halasıyla vedalaşıp çalışma odasına gitti bizde sofrayı toplamaya başladık mutfağa girdiğimde sevgi de arkamdan gelip kolumdan tutup beni kendisine çevirdi " ne yapıyorsun sen bırak kolumu her istediğinde kolumu tutamazsın"

Sevgi " ben şimdi gidiyorum ama geri geleceğim sen mirza'ya ne yaptın bilmiyorum ama sevdiğim adamı senin elinden alacağım duydun mu alacağım "

Havin " sevdiğin adam mı bana bak seni öldürürüm kocamdan uzak duracaksın biz evlendik sen ve mirza bittiniz mirza ve havin var artık sen yoksun bittin sen defol git yoluna bak yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim!" Dedim boğazından tutarak sevgi daha çok sinirlenmişti " sen bana hiçbir şey yapamazsın havin benim adım sevgi ise sizi ayıracağım" dedi sinirle daha çok boğazını tuttum tam konuşacağım sırada Derya içeriye girdi " yenge ne yapıyorsun bırak biri görecek" dedi

"delirmiş bu salak bizi ayıracağını zannediyor salak öldürürüm seni"

Derya" yenge sen ona ne bakıyorsun?"

Sevgi " baksın baksın bende sevgi isem sizi ayıracağım siz bittiniz bittiniz" dedi

Derya" sevgi defol git seninle defalarca konuştuk neden anlamak istemiyorsun annemde sana anlattı bak abim evlendi bitti artık uzatma sende git halamın yanına " dedi ve  kovdu sevgiyi Derya bana bir bardak su verdi sakinleşmemi söyledi.

Derya " yenge sen git yukarı ben seni idare ederim" dedi

" teşekkür ederim" diyip yukarıda ki avluya geçtim masa tahltadan koltuk vardı biraz kafamı dinlemek iyi gelecekti bana anlamıyordum sevgiyi bir insan nasıl bu kadar gururuz olur ne olursa olsa olsun  bu hareketi normal değil ne yaşanırsa yaşansın artık her şey geçmişte kaldı hiç birimiz kolay şeyler yaşamıyor alışma süre yeterince zor zaten birde üstüne böyle şeyler eklenince daha çok sinir bozucu olmaya başlıyor sevginin artık kendisine gelmesi lazım ve toparlanması lazım beni her gördüğü yerde kolumdan tutup hesap sormaya hakkı yoktu bu hakkı ona kimse vermedi veremezde..

Kafam eğik bir şekilde etrafa bakıyordum Konak çok güzeldi üst katta diyarbakırın tamamını görebiliyorduk güzel bir şehirdi güzel bir konaktı burası, ben otururken bir anda biri gelip yanağımdan öptü hızla kafamı çevirdim karşımda mirza duruyordu gülümseyerek " ne yapıyorsun burda?" Dedi

"biraz hava alıyorum" dedim

Mirza " hıııı öyle mi bende çalışma odasında seni bekliyordum" dedi gülümseyerek

" neden bir şey mi istedin ?"

Mirza " yok istemedim ama dedim karım ben bugün evdeyim diye bir güzel kahve yapar getirir odaya biraz otururuz"

Elimi Mirza'hın yüzüne koyup parmaklarımı gezdirdim " düşünemedim özür dilerim"

Mirza da avcunu yüzüme koyup " olsun güzelim hiç bir şey için geç değil" dedi

Gülümseyerek " sen bana güzelim mi dedin ?"

Mirzada gözlerimin içine bakıp " evet güzelim dedim çok güzelsin havin bu alışma süreci bende biraz hızlı oldu sanki?"

" evet biraz öyle oldu sanki " dedim gülerek ellerimiz hâlâ birimizin yüzünde  biz birbirimize  bakıp gülümserken bir ses geldi arkamızdan " ooo çifte kumrular" dedi Rojin ve serhad karşımızda duruyordu serhad sinirle bize bakıyordu sorguluyordu şuan bu anı elimi çekip toparlandım.

Havin ( berdel)Où les histoires vivent. Découvrez maintenant