20. b

302 20 12
                                    

Bugün son gündü. Barış'la İstanbula dönecektik. Üzgün müsün nazlı derseniz biraz çünkü barışla bidaha yakın olamayacağım bunu ona söyleyemesem bile onunla bu derece yakın olmak hoşuma gidiyordu sadece bu davranışlarını saymazsak.

Uyandığımda Barış yine yanımdaydı. Ama bu sefer bana sarılmıyordu sadece uyuyordu çok masum duruyordu.

Lavaboya gidip yüzümü yıkadım. Bakımımı yaptıktan sonra malzemeleri çantaya atıp bavula koydum. Kıyafetler falan her şey hazırdı.

Yolculukta giyeceğim şeyi dünden sandalyenin üzerine bırakmıştım. Başka yapacak işim kalmayınca koltuğa oturdum ve burada yaşananları bir saniyelik hatırladım. Barışın uyandığını görünce direkt kendimi düzeltip ayağa kalktım,

"Günaydın,neden beni uyandırmadın" dedi uykulu sesiyle.

"Günaydın. Kahvaltıya inelim artık geç kalacağız uçağa."

"Ben kahvaltı yapmayacağım. İstersen sen in ben burda bekliyorum "

"Barış olmaz miden bulanır"

"sen beni mi düşünüyorsun bakalım." dedi cevap veremedim

"merak etme, ben yolda atıştırırım"

"iyi sen bilirsin. ben iniyorum" diyip indim aşağı. kahvaltı coktan yapılmıstı. bende mutfaktan bir simit alıp yedim. daha sonra tekrar yukarı çıktım.

"çıkalım artık geç kalacağız."

"tamam"

annemlerle dedemle ve mervelerle vedalaştıktan sonra babam bizi havalimanına götürdü. havalimanına yetişince direkt uçağa bindik cünkü tam saatiydi.

bileti yanyana almıştık.

oturup kulaklığımı kafama taktım.

"senin küçük bir elvedan böyle büyük bir aşkı bitirebilir mi? ne sanıyorsun"

bazen birine çok bağlanırsın, onun bir sözüyle  kalbin paramparça olur, bir sözüyle de tüm günün güzel geçer, çok iyi hissedersin kendini.

hiçbir zaman böyle sevmek istemedim birini, çünkü ben olayları çok dramatize eden bir insandım.

eğer o kişiyi sevdiysem, aşık olduysam canımdan çok severdim. bir kelimesiyle tüm gece ağlardım.

işte o kişi barış'tı benim için. ama gün geçtikçe dahada soğutuyordu beni kendinden.

barışa dogru baktığımda beni dikkatle inceliyordu.

bu hareketi bile vucüdumdaki tüm hücrelerin karıncalanmasına neden olmustu.

barış' tan

nazlıya karşı duygularım garipti. onsuz yaşayamazdım ama onu hayatımda istiyor muydum, emin değilim.

ona baktıgımda dikkatlicebir şey düşünüyordu. bu hali gozume cok tatlı gelmişti.

bu düşünceleri aklımdan hızla silip, telefonuma bakmaya başladım.

Eski sevgilim melike bana yazmıştı. mesajda şöyle soyluyordu:

melike
barış alper selam benim
anneannem seninle hala
sevgili olduğumuzu
zannediyor.
anneannem çok hasta
son günlerinde seni bir
görmek istiyor.
seni çok seviyor.
lütfen bu teklifi kabul et..

barış alper
geçmiş olsun, yalnız
anneannen beni hiç görmemişti.
başka birini benim yerime götürsen
sorun olmaz diye düşünüyorum.

yarım kaldık | barış alper yılmazWhere stories live. Discover now