We Are Destiny

42 15 36
                                    


"Uzun zamandır buluşmuyorduk ama." Hyunjin evinin anahtarını sırt çantasının içinde ararken mırıldanmayla karşılık verdi. "Evet, evet özledim."

Bulduğu anahtarı sanki bir mücevhermiş gibi havaya kaldırıp parıldayan gözlerle baktığında göz devirdim. O ise sevinç gösterisi yapmayı reddedip kalçasını yandan bana vurdurdu. Dikkat çekerim, kasa sağlam. Hyunjin anahtarı kapı deliğine soktuğu sırada karşı dairenin kapısı açıldı. İster istemez gözüm kapıya kaydığında tanıdık bedene ne tepki vereceğimi şaşırmıştım.

"Ah, merhaba.." O da benim gibi şaşırmıştı. Gözleri irileşmiş, zaten tombul olan yanakları içine doldurduğu havayla daha pofuduk hale gelmişti. "Merhaba~ İyi akşamlar-" "Aaa Jisung!" Hyunjin sonunda karşımızdaki bedeni farkettiğinde ağzından bir şaşkınlık nidası çıkardı. "Gelsene bize. İki sohbet ederiz. Zaten film gecesi yapacaktık."Ardından Hyunjin, Jisung ile birbirimizi tanımadığımızı düşünerek tanışma ortamı yarattı. "Pisiciğim bak bu bebeğin ismi Jisung, bebişim bu pisiciğin ismi de Minho. Kendisi benim kuzenim olur. Hiç çekinmene gerek yok yani." Jisung ufak kıkırtılar bıraktığında yine göz devirmiştim. Hyunjin beni rezil etmekten zevk alıyordu. "Hyunjin, biz tanışıyoruz Jisung ile."
Hyunjin doğruluğunu teyit etmek için Jisung'a baktığında Jisung kafasını sallayarak onu onayladı.

"Rahatsız etmeyeyim Hyung ya-" "Yavrum ne rahatsızlığı giy pijamalarını gel bekliyoruz- ha bir de birkaç arkadaş daha olacak ama senin için bir sıkıntı olur mu?" "Yok Hyung ama cidden rahatsızlık vermeyeyim sonuçta-" Hyunjin kötü bakışlarını - daha çok tatlı - Jisung'a gönderdiğinde Jisung gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmış ve elindeki çöp poşetini göstererek asansöre binmişti. Sanırım bu 'çöpü atıp geliyorum' demekti. Hyunjin sonunda kapıyı açmayı başardığında elimdeki poşetleri mutfağa bırakıp Hyunjin'in odasına geçtim ve kendime rahat bir eşofman takımı buldum. Çok sevdiğim eşofmanları giyince sanki üstümden kocaman bir yük kalkmıştı. Odaya üstünü değiştirmek için Hyunjin girdiğinde kendimi onun yatağına attım. "Jisung iyi, hoş çocuk." Hyunjin'in bu cümlesiyle kısa süreli bir sessizlik oluştu. "Ne o? Çok mu beğendin?" "Salak senin için diyorum. Hem benim gözüm Chan'dan başkasını görür mü be? Ama bak çok güzel çocuk, kaçırma derim."

Ağzımı açıp bir şey diyeceğim sırada kapı zili çalmıştı. Hyunjin bakışlarıyla 'git bak' sinyalleri verirken oflayarak yerimden kalktım. Jisung olduğunu düşünüp Hyunjin'in karşısındaki aynada saçlarımı düzeltmiştim ki kahkaha atmaya başlamasıyla kafasına bir tane geçirip odadan çıktım. Boş boş şeylere çalışıyordu bu çocuğun aklı.

Israrla çalmaya devam eden zille birlikte kaşlarımı çatarak kapıyı açtım. Kapıyı açmamla beraber aradan sıyrılıp içeri giren Felix'e göz devirip Chan Hyung'a ve Changbin'e yol açtım. "Hoş geldiniz." "Hoş bulduk~" Changbin Felix'i takip ederek koltuğa otursa da Chan Hyung şerefli bir hareket yapıp bana karşılık vermişti. Kimse bu adam gibi olamazdı ha. Kapıyı kapatacağım sırada asansörün kapıları açılmış ve Jisung'la göz göze gelmiştik. "Buyur, geç. Hoş geldin." Kocaman gülümsedi. "Hoş buldum Hyung~" "Hey, Hyung demene gerek yok. Kendimi yaşlı hissediyorum." Biraz şakaya kaçarak konuştuğumda güldü ve elini yumruk yapıp hafifçe omzuma vurdu.  Kapıyı kapatıp onunla birlikte salona geçtiğimde Chan Hyung ve Hyunjin ortalarda yoktu. Zihnimden haince planlar geçerken - Chan Hyungla Hyunjini basmak gibi - bunu sonraya erteledim ve kumandayı alıp film aramaya başladım.

"Gençlik, ne tür izleyelim?" Sorum salondaki herkese yönelikti fakat Felix ve Changbin başka alemlerde olduğu için beni takip eden tek kişi Jisung'tu. Bana elini açıp beş parmağını da gösterdiğinde "Bir parmağımı seç." Dedi. "Hmm," Küçük ve tatlı olan serçe parmağını tuttuğumda, "Korku." Dedi ve elimi tutup sırayla diğer parmaklara götürmeye başladı. Baş parmağına götürüp, "Eğer baş parmağımı seçseydin bilim kurguyu, işaret parmağımı seçseydin romantik komediyi, eğer orta parmağımı seçmiş olsaydın aksiyonu, eğer yüzük parmağımı seçmiş olsaydın dramı seçmiş olacaktın. Bir çeşit kura yaptık. Hadi film arayalım." Elimi kucağıma bırakıp kumandayı aldı ve film aramaya başladı. Ben de o sırada tekrar çalan kapıyı açmaya gitmiştim. Minik çiftlerimiz de gelmişti anlaşılan. Kapıyı açtığımda bu sefer 'hoş geldiniz' demeye ihtiyaç duymamıştım çünkü hallerini tahmin edebiliyordum. Büyük ihtimalle Jeongin Seungmin'e trip atıyordu ve-

"Jeongin, öyle demek istemediğimi biliyorsun ama-" "Ben hiçbir şey bilmiyorum Seungmin!" Jeongin tekli koltuğa kendini bıraktığında Seungmin de onun önünde gönlünü almaya çalışıyordu. "Bebeğim bana bakar mısın?" Jeongin Seungmin'e bakmamakta direttiğinde Seungmin onun çenesinden tutup dudaklarını birbirine bastırmıştı. Jeongin sanki bunu yapmasını bekliyormuş gibi kollarını Seungmin'in boynuna sardığında daha fazlasını izlemek istemeyerek odağımı film seçmeye çalışan Jisung'a verdim. Büzülü dudakları film bulamadığı için canının sıkkın olduğunun bir göstergesiydi. Neyse ki Chan Hyung ve Hyunjin mutfaktan ellerinde atıştırmalıklarla gelmişti ve kısa süre içerisinde bir film bulabilmiştik.

~~~~

Sacmalarsam soyleyin aw korkuyorum batiririm diye

070424

still with you • minsungWhere stories live. Discover now