Dreams

58 18 42
                                    


(Flash Back)

Yaklaşık bir aydır hayallerimde yaşıyordum. Jisung ile, yaşananlar sanki hiç gerçekleşmemiş gibi, iyi anlaşıyorduk. Ona, bana öyle bir mesaj atmasının nedenini sorduğumda bana ailevi bir sıkıntısı olduğunu ve beni istemese bile üzebileceği için benden uzak durmak istediğini söylemişti. Elbette bunda bir yalan seziyordum fakat.. seviyorum işte. Servisten indiğimde elini uzatıp beni karşılıyor, okuldan çıktığımız vakitlerde ise ya alnıma ya da burnumun ucuna bir veda öpücüğü bırakıyordu. Ayrıca sıklıkla flört etme çabalarının hoşuma gitmediğini söyleyemezdim. Jisung, her şeyiyle hoşuma gidiyordu. Onunla birlikteyken zamanın akıp gitmesini önemsemiyordum. Onu bir daha kaybetmek istemiyordum. Bilmediklerim hakkında ise benim hiçbir suçum yoktu.. Fakat ben yine de kendimi suçlayacaktım..

"Günaydın kar tanesi."

Servisin kapıları açıldığında inmem için bana elini uzatan bedene nasıl baktığımı bilmiyorum ama onun bana olan bakışı beni çıkmaz bir labirente sürüklüyordu. Bu labirent duygularımı içine hapsediyordu. Gün geçtikçe daha büyük ve karmaşık bir hale geliyordu. Kalbimin atışından bir şeyleri çözmeye başladığım vakit arkamda sıra olmuş diğer öğrenciler sinirle birkaç kelime mırıldandılar. Kapının önünde dikilmemem için birer uyarıydı bu mırıldanışlar. Jisung'un havada kalmış elini sıkıca kavradım. Servisten indiğimde beni kenara çekip sıkıca sarıldı. Boynuma değen dudakları ve çarpan sıcak nefesi içimde kelebek hissi yaratırken boynumdan öpüp geri çekildi.

Saçlarımı hafif karıştırarak, "Bebeğim, uykunu alabildin mi?" dedi. Fazla dağıtmasa bile düzeltmeye çalıştığım saçlarımla uğraşırken cevapladım. "Yanımda olsaydın evet, olmadığın için hayır." Büzdüğüm dudaklarımda gözleri birkaç saniye takılı kalıp işaret ve orta parmağıyla dudaklarıma vurduğunda geri çekilip kaşlarımı çattım.

Öpeceği yerde vuruyor muydu?

Ayağımı yerde sürüye sürüye okula gitmeye başladığımda arkamdan kahkaha atarak geldiğini duydum. Ki hareket etmemi beni sarıp sarmalayan kollar engellemişti. Belime sıkıca sarılan kolları ve boynuma sokulan kafasıyla o bilindik his beni yeniden çevreliyordu. Orada biraz kokumu soluyarak dinlendikten sonra birkaç kelime mırıldandı. "Kokun nasıl hep aynı kalabilir?" Kızarmaya başladığımı hissederken anlamamazlıktan gelerek mırıldandım. "Hm?" Kollarını gevşetirken genişçe gülümsedi. "Hiç."

(Flash Back End)

(Şimdiki Zaman - Minho)

Son okuduğum mesajı defalarca yeniden okurken yazan kişinin aktif olduğunu gördüm. Zaten yeni sakinleşmiş kalbim göğsüme baskı uygularken terliyordum.

Jijitsu_mi

Merhaba dostum!?
Uzun zaman oldu değil mi?

Jup_homin

Öyle
Pek iyi şeyler yaşanmamış sanırsam?

Jijitsu_mi

Ah, o konu..
Evet, maalesef
Üzgünüm hesabını kapattığını
düşünüp yazmaya devam
etmiştim

Jup_homin

Hayır, hayır sıkıntı değil
Ama bahsettiğin kişiyle ilgili...
beni ilgilendirmiyor özür dilerim

Jijitsu_mi

Özür dilemene gerek yok
Ve onun hakkında benim de pek bir şey
bildiğim söylenemez
Sanırım onu bir daha göremeyeceğim

Jup_homin

Anlıyorum..
Bu arada burayı kullanmaya devam edebilirsin
Müsait olduğum her an derdini dinlemek için burada olacağım

Jijitsu_mi

Teşekkürler... ne demeliyim?

Jup_homin

Lee Know ;)

Jijitsu_mi

Teşekkürler Lee Know :)

~~~~~~~~~~~~~

KISA BIR BOLUM BİLİYORUM

ama sınav haftası elimden bu kadarı geliyor üzgünüm

15.03.2024 / 22.30

still with you • minsungWhere stories live. Discover now