Bir süre bekledik ve cesaretimi toplayınca konuşmaya başladım.
-aslında dün seninle birlikte eve giderken abim aramıştı ya o zaman şey dedi; annem ve babam uçak kazası yapmış hayatlarını kaybetmişler, dedi. Şaka olmadığını biliyordum. Ama sana şaka yaptı dedim, nedeni yok.
Özgür şaşkın gözlerle beni dinliyordu.
Özgür; geçmiş olsun. Hiç beklemiyordum lan.
O sırada telefonum çaldı, teyzem arıyordu. Lütfen tahmin ettiğim şey olmasın, lütfen.
~TANITIM~
bu benim teyzem, Kumsal. Kendisi 20 yaşında. Mesleği de müzik öğretmeni.
~HİKAYEYE DEVAM~
Telefonu açtım ve teyzemle konuşmaya başladım.
Kumsal; alo.
-alo? Teyze, efendim.
Kumsal; naber teyzecim?
-iyiyim teyzoş sen?
Teyzemi çok seviyorum.
Kumsal; iyiyim Deniz, sana bir şey söylemem lazım.
Ne diyeceğini tahmin ediyorum.
-söyle teyze.
Kumsal; yarın uçak göndereceğim ve Seul'a geleceksin abinle.
Biliyordum.
- ama neden?
Kumsal; abin ya da sen, reşit değilsiniz. O evde tek yaşayamazsınız. Size en yakın akraba benim. Orda mutlusun biliyorum, ama benim istediğim bir şey değil devletin zorunlu tuttuğu bir şey.
-anlıyorum, görüşürüz.
Kumsal; öptüm.
Evet teyzem zengin.
Gözümden yaş aktı.
Özgür; ne oldu iyi misin?
Şiddetli bir şekilde ağlamaya başladım.
- b-biz taşınıyoruz.
Özgür; ne, nasıl? Nereye?
-seul'a gideceğiz.
Özgür'e sarıldım. Telefonu arayıp abimi aradım.