12

17 18 140
                                    

04.011.2021
İrem'den

"Bu kız şehit kızıymış, duydun mu?"

"Evet, çok da sağlıksız gözüküyor. Babası vatanı için can vermişken daha kendisi kendi canını umursamıyor."

"Şu obeze bak, umarım sınıf öğretmeni bizi yan yana koymaz. Otururken sırada bana yer kalmaz amına koyayım!"

Yeni lisenin ilk günü, insan ne hayallerle başlar? Yeni arkadaşlıklar? İyi dersler? Mutlu lise hayatı?

Herkesin hayallerindeki ergenlik iyi notlarla, iyi arkadaşlıklarla doludur, eminim.

Lakin benim hayalimdeki ergenlik insanların bana acımadan, beni kınamadan geçirmekti.

Evet kiloluydum, bundan tüm gözler 'yemiş yemiş, sıçmamış' der gibi bakıyor. Evet şehit çocuğuyum, bunu öğrenenler ise bana acıyarak bakıyor.

Babamla gurur duyuyorum, çünkü insanların çoğunun yapamayacağı bir şeyi yaptı, vatanı için canını verdi. Ama ben bunun için acınmak istemiyorum. Bana acıyacak ne durumdaydım sanki? Babam şerefli bir şekilde can verdi, ama gerisinde kalan bana sadece acıyarak bakıldı.

Yeni okulumda, kimse gelmeden en arka sırada oturdum, cam kenarıydı. Yarım saat içerisinde insanlar gelip, önce beni süzdü, sonra da sanki isteyerek benden en uzağa doğru oturdu.

Böyle böyle, kapı tarafı dolmuştu. Benim oturduğum sıra bomboştu.

Dersin başlamasına yirmi dakika kalmıştı, bir kişi bile yanımda oturmamıştı. Allah biliyor, belki istemeden belki isteyerek yapıyorlar ama yine de kırılıyordum.

Kafamı sıraya koydum, öylece durdum. Pencereden dışarıyı izliyor, kuşlara bakıyordum. Masmavi bir kuş vardı, tek başına kendi etrafında uçuyordu. Sonra yanına bir kuş daha geldi, sapsarıydı. Öyle güzeldi ki, bir anda beraber dönmeye başlamaları beni çok mutlu etti.

"Oturabilir miyim?"

Bakışlarımı sese doğru döndürünce uzun boylu, masmavi gözleri olan bir çocuk görmüştüm. Saçları hafif kıvırcık, tam önüne düşmüş şekildeydi.

Şaşkın bir şekilde başımla onaylandım. "Günaydın." diye sevecen bir yüzle yanıma oturdu.

"Günaydın da... Yanıma oturacağından emin misin?"

Dediğimde beraber kaşlarını çattı, dediğime anlam vermeye çalışıp anlam veremeyince konuştu, "Neden, oturamaz mıyım?"

"Seni yememden korkmuyor musun?"

"Niye sen yamyam mısın?"

Dediği şeyle hafifçe kıkırdadım. "Eminim oradakiler onları yerim diye yanıma oturmuyordur, o yüzden."

"Tüh, ama bilmelisin ki tatlı bir yiyecek değilimdir büyük ihtimalle."

Yine sessizce güldüm, o da gülümsemeye devam etti. "Kaya ben."

"Memnun oldum, İrem ben de."

İsmimi tekrar ederek oturdu sıraya. "Memnun oldum."

Çantasından bir kutu çıkardı, bana doğru uzattı. "İster misin?"

Kutuyu açınca içinden sigara böreği çıktı. "Bu saatte?"

"Ne var? Kahvaltı etmeden dışarı çıktım, metroya yetişmem gerekiyordu." kendi kendine kahkaha atınca ben de ona eşlik ettim.

Bir insan, ismiyle bu kadar çelişir mi?

İsmi Kaya, çok sert bir isim, sanki kişiliği çok kötüymüş gibi, ama burada benle ilk konuşan kişi de kendisiydi.

Kara Güller || Texting. √Where stories live. Discover now